MHP yönetimi, son günlerde artan terör olayları ve özellikle Cizre'de yaşananların iç savaşa dönüşmemesi amacıyla kritik bir açıklama yaptı.
Abone olMilliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, son günlerde artan terör olayları üzerine partisia dına yaptığı açıklamada, "Biz biriz, beraberiz ve ilelebet de böyle kalacağız. Türk milliyetçileri şartlar ne kadar ağır olursa olsun, tahriklere kapılmamalı, Türkiye’yi bir iç çatışma ortamına, bir kardeş kavgasına sürüklemek isteyen hain tezgâhlara asla alet olmamalıdır" dedi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, yazılı açıklamada Türk milletinin son günlerde artan teröre haklı olarak tepki gösterdiğini belirten Büyükataman, ancak bunlar olurken etnik kavga ve kaosun önünün açılmaması gerektiğini vurguladı. "Taşkınlıktan ve ölçüyü kaçıran heyecan selinden uzak durmak, sağduyulu ve soğukkanlı hareket etmek herkesin en temel tarzı olmalıdır. Bir kıvılcım Türkiye’nin yanmasına, iç kargaşa çıkmasına yetecektir" diyen Büyükataman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ÜLKÜCÜYÜZ, DEDİLER AMA BAŞKANI TANIMADILAR"
"Ülke yangın yerine dönmüş her gün şehit haberi gelirken, ülkücülerin bu duruma sessiz kalmayacağı ve büyük bir tepki göstereceğini çok iyi bilen toplum mühendislerinin yol göstericiliğinde; tepkilerin provokasyona dönüşmesi amacıyla bize benzeyip bizden olmayanlar ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bir işyerine, eve veya otobüse saldıranlar ardından sembolümüz olan bozkurt işaretini yapmaktadır. Bu öğretilmiş zavallı kuklalar ve bunların kuklacıları iyi bilmelidir ki her bozkurt işareti yapan ülkücü-milliyetçi hareketin mensubu değildir. Genel Merkezimizden yahut il-ilçe başkanlıklarından ilan edilmeyen hiçbir gösteri ve yürüyüşe itibar edilmemelidir. Bir ilçemizde yoldan geçen otobüsleri taşlayan kişilere müdahale eden ilçe teşkilatımız şahıslara kim olduklarını sorunca şahıslar ülkücü olduklarını ifade etmişler ancak oradaki ilçe başkanımızı tanımamışlardır. Bu gösterilerin birçoğunun arkasında 'sarayın iç oğlanları' olarak nitelendirebileceğimiz kendisine aziz ecdadımızın adını maske yapan bir güruh bulunmaktadır."
TÜRK-KÜRT DÜŞMANLIĞI PROVOKASYONUNA DİKKAT!"
Karanlık bir elin ülkeyi ateşe vermeye çalıştığını belirten Büyükataman, Türk-Kürt düşmanlığı için provokasyon yapan, fırsat kollayan, ortam yoklayan mihrakların kurguladıkları oyunlara düşmemek, yazdıkları senaryolara alet olmamak gerektiğini söyledi. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin titizlikle davranarak, karanlık mahfiller tarafından organize edilen meçhul kalabalıkların dümen suyuna girmeyeceğini belirtti. Büyükataman'ın açıklaması şu sözlerle sona erdi:
"ALLAH GÖSTERMESİN, ÜLKEMİZİN BİR İÇ SAVAŞA GİRMESİ HALİNDE..."
"Allah göstermesin ülkemizin bir iç savaşa girmesi halinde kaybeden Türkiye olacaktır.
Biz konusu kâbus olan bu filmi daha önce defalarca görmüş ve bire bir muhatap olmuş bir tecrübeye sahip siyasi partiyiz. Milliyetçi-ülkücü hareketi kanın, gözyaşının ve kavganın tarafı yapmak için sürekli mesai harcayan rezillikleri, kumpasları ve şer kampanyalarını hiç hatırımızdan çıkarmadık. Her bulanık devirde ve dönemde; hassasiyetleri kaşıyarak, kalabalıkları ajite ederek ve inançlarımızı tersten yorumlayarak kargaşaya düşmemizi bekleyen şeref ve edep fukaralarını fazlasıyla gördük. Bizi, çirkin hesaplarına alet etmeyi aklından geçirenler; Türk-Kürt düşmanlığını bilemeye çalıştılar, ama başaramadılar. Mezhep kıvılcımını çakarak, son yurdumuzun ateşe verilmesini istediler, ama yapamadılar. Ülkücüleri sokağa çekmeye, 'daha ne duruyorsunuz' sözleriyle kışkırtmaya, duygularıyla oynayarak huzur, güven ve kalıcı uzlaşmamızın üzerini örtmeye niyetlendiler, ama muratlarına eremediler.
"BİZ BİRİZ, BERABERİZ"
"İnşallah dünya durdukça da, bu küf tutmuş hastalıklı zihinler hayallerine ulaşamayacaklar. Çünkü biz biriz, beraberiz ve ilelebet de böyle kalacağız. Türk milliyetçileri şartlar ne kadar ağır olursa olsun, tahriklere kapılmamalı, Türkiye’yi bir iç çatışma ortamına, bir kardeş kavgasına sürüklemek isteyen hain tezgâhlara asla alet olmamalıdır. Türk milliyetçilerinin ve ülkücü gençliğin sükûnetini ve vakur duruşunu koruması, Türkiye’nin yoluna döşenen etnik tuzakların aşılabilmesinin en büyük güvencesidir. Türkiye’ye musallat olan bu belalardan kurtuluş, Milliyetçi Hareket’in iktidarında gerçekleşecektir."