MHP'den akil insanlara ilk tepki Oktay Vural'dan geldi. Vural akil insanlar için demediğini bırakmadı.
Abone olMHP Grup Başkanvekili Vural: ''Akil adamlar, Mondros Mütarekesi sonrası, işgal güçlerine karşı Anadolu'da başlayan direnişi engellemek amacıyla Damat Ferit'in kurdurduğu heyeti nasihanın AKP şubesinden başka bir şey değildir'' dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, çözüm sürecine yönelik oluşturulan akil insanlar heyetinin, Mondros Mütarekesi sonrası, işgal güçlerine karşı Anadolu'da başlayan direnişi engellemek amacıyla Damat Ferit'in kurdurduğu heyeti nasihanın ''AKP şubesinden'' başka bir şey olmadığını iddia etti.
Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında MHP'yi iki yüzlülükle eleştirdiğini anımsattı.
Erdoğan'ın internet ortamında yayınlanan ''Bir Başbakan iki Erdoğan'' kliplerinin aslında kaç Erdoğan'ın piyasada gezdiğini ortaya koyması açısından önemli olduğunu öne süren Vural, ''Bir de kalkmış bize 'iki yüzlü' diyor. Başbakan maalesef ülkücülere, milliyetçilere, MHP'ye, PKK'nın dayattığı çözüme karşı çıkanlara saldırmak için her yolu kullanıyor'' diye konuştu.
Üniversitelerde, terör örgütü PKK'nın yoğun faaliyet içinde olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın ise ülkücü gençleri hedefe oturttuğunu ileri süren Vural, ''Tayyip Erdoğan'ın tek derdi var, kendi teröristlerine bir şey olmasın. PKK'lılara bir zarar gelirse yol arkadaşı terörist başına nasıl hesap vereceğini düşünüyor'' iddialarında bulundu.
Vural, şöyle devam etti:
''Milli hassasiyetteki tüm vatandaşları tehdit ediyor. Herhalde o kuşandığı kara kuşağın, arkasına aldığı Obama ağabeysinin, desteğini aldığı İsrail lobisinin gücüne güvenerek bizleri, Türk milliyetçilerini korkutacağını sanıyor. Sen o kadar yiğittin de ABD askerleri Türk askerinin başına çuval geçirirken niye efelenmedin? ABD askerleri Irak'ta Müslümanları öldürürken niye böyle efelenmedin? Bu kadar aslandın da Suriye uçağımızı düşürdüğünde niye günlerce sustun? Seksenler'in Ergun Plak'ı, 12 Eylül'ün karambolcüsü Erdoğan'a buradan sesleniyorum: Bizi dönemin kızıl komünistleri, darbeci generaller, ABD uşakları korkutamadı da sen mi senin teröristlerin mi korkutacak. Biz Allah'tan başka kimseden korkmayız.
Üniversitelerde maalesef PKK yapılanması devam ediyor. Ey rektörler uyuyor musunuz? Başbakan'ın, grup toplantısında ülkücü gençliğin üzerine atmak istediği bu saldırganlık politikası bizatihi Başbakan Erdoğan'ın himayesinde, kollamasındaki saldırılardır. Okumak isteyen gençlere PKK saldırıları var. Silahlı, satırlı, sopalı saldırılar baş gösterdiyse, bunun sorumlusu sizsiniz. Başbakan'ın hedefinde ülkücüler, vatanseverler var. Başbakan'ın hedefinde satırla, taşla saldıran PKK'ya hizmet edenler yok. Erciyes Üniversitesi'nde yaşananları, karşıt görüşlü öğrenci kavgası olarak yansıtmak, iktidar eliyle teröriste pirim vermektir. Bugün üniversitelerde PKK yapılanması maalesef AKP Hükümeti'nin koruması ve kollamasında cesaret bulmaktadır.
PKK eliyle, özellikle bu ortamdan faydalanmak isteyen AKP'nin himayesinde, gençler üzerinde yeni bir oyun sürdürülmek istenmektedir. Milliyetçi, ülkücü gençler bu tuzağa düşmeyecektir, düşürmeyeceğiz. Ama gençlerimizin, bu milletin milli reflekslerini, milli değerlerini korumaya kararlı olduğunu, saldırılar karşısında da sinmeyeceğini, devletin bu konuda gerekli adım atması gerektiğini ifade ediyorum.''
-'Heyeti nasihadan farkı yok''
''Akil adamlar'' listesinin yayımlandığını belirten Vural, ''Bu kadar akil adamın olduğu yerde gerçek bir akil adam, bir hoca eksikliği var'' diyerek, Hababam Sınıfı filmdeki, ''Akil Hoca'' tiplemesinden bir bölüm izletti.
Akil adamların yarısının AKP, yarısının PKK kontenjanından seçildiğini öne süren Vural, ''En önemli ortak noktaları da Türk'ün adıyla, tarihiyle, cumhuriyetle, Atatürk'le sorunlu olmaları. Bunlar, 'böl de bölelim', 'kur de kuralım', 'vur PKK vur, Kürdistan'ı kur' propagandası yapmakla görevlendirilenler'' diye konuştu.
Vural, şöyle devam etti:
''Ey Recep Tayip Erdoğan, hani senin milletle doğrudan gönül bağın vardı? Ne oldu? Milletle arana aracılar koyma gereği mi duyuyorsun? Bu anlayış, tek parti anlayışı olan, milleti adam etme, hizaya getirme anlayışıdır. Millete zorbaca bu süreci hazmettirmeye çalışan bir anlayıştır.
Bu akil adamların işlevi ne olacak biliyor musunuz? Mondros Mütarekesi sonrası kurulan heyeti nasiha ne yaptıysa, bunlar da onu yapacak. Heyeti nasiha, Damat Ferit Hükümeti tarafından halka, 'Direniş göstermeyin, teslimiyeti kabul edin' şeklinde nasihatler vermek üzere görevlendirilmişti. Çok ilginçtir, heyeti nasiha da bugünkü akil adamlar komisyonu gibi yedişerli gruplardan oluşmuştu. Üstelik aynı şekilde yedi bölgede vardı. Heyetler, barışın ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağını anlatmakla görevlendirilmişti. Heyeti nasiha, Türk milletine rağmen sözde barış getirmeye kalkmış, Sevr'i dayatanların sözcülüğüne kalkışmıştır. Damat Ferit'in heyeti nasihaları da o günkü Sevr'i bu millete hazmettirmek için kurulmuştu.''
Bugün de benzer durumların yaşandığını öne süren Vural, şu ifadeleri kullandı:
''AKP Hükümeti'nin akil adamları, Mondros Mütarekesi sonrası, işgal güçlerine karşı Anadolu'da başlayan direnişi engellemek amacıyla Damat Ferit'in kurdurduğu heyeti nasihanın AKP şubesinden başka bir şey değildir. Plan aynıdır, aktörler değişmiştir. Sevr'i dayatanlar, bugün bu dayatmayı AKP eliyle yapmaktadır. Senaryo aynı. O gün Damat Ferit vardı, bugün Damat Ferit müsvettesi Erdoğan var. O gün İngiliz planları, Sevr vardı, bugün ABD'nin, İsrail'in BOP projeleri var. O gün 'işgale direnmeyin' diyen heyeti nasiha vardı, bugün AKP, PKK dayatmalarını halka hazmettirmekle görevlendirilen akil adamlar var. Bu akil adamların, Damat Ferit'in Molla Said'lerinden ne farkı var?
Bu millete, devlete kefen dikenlerin, işgal zihniyetini meşru gösterenlerin akıbetini tarih yazdığı gibi senin akıbetini de yazacak. Sen, Damat Ferit'le, Sevr'le aynı dipnotta yer alacaksın. Başbakan Erdoğan ve kılavuzları, Sevr'cilerle, İngiliz muhipleriyle aynı sudan içmişler.''
Vural, dönemin bazı basın organlarında heyeti nasihayı öven haberlerden örnekler verdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeni anayasada vatandaşlık tanımı yapılmasının şart olmayabileceği yönündeki sözlerini değerlendirdi. Vural, ''Bu milletin adı Türk milletidir. Sen de Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü temsil ediyorsun. Bu milletin adını, tarihini, kimliğini savunamayan bir kimsenin Cumhurbaşkanı olma hakkı yoktur'' dedi.