BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

MHP'deki muhalif delegeler ihraç mı edilecek?

MHP'de olağanüstü kurultay için imza veren delegelerin ihraç riskiyle karşı karşıya. İşte imza veren delegelerin değişim için söyledikleri...

Abone ol

MHP’de olağanüstü kurultay talebi, toplanan imzaların Genel Merkez’e sunulması ile yeni bir aşamaya ulaştı.

Şimdi, daha önce zaten kurultayı toplamayacağını duyuran parti yönetiminin bu kararını resmen ilan etmesi bekleniyor. Gözler bu kararda ve ardından muhalif cephenin atacağı adımlarda. Ancak konunun bir başka boyutu daha var. Toplam 1241 delegenin bulunduğu MHP’de toplanan imzanın 543’ü bulması anlamlı. Bu sayıyı anlamlı hale getiren imza verme aşamasında delegenin yaşadığı tereddütler.

İHRAÇ RİSKİ VAR

İsimleri, TC kimlik numaralarına kadar tüm bilgileri “Değişim istiyoruz” dilekçesiyle Genel Merkez’e iletilen bu delegelerin endişesi kulaktan kulağa dolaşan ve geçmiş tecrübelerden kaynaklanan partiden ihraç edilme, zorla istifa ettirilme ya da aktif siyaset dışına itilme iddiaları...

Yönetimin kurultay ile ilgili sert tavrına rağmen noter aracılığıyla, yani resmi kanallardan “kurultay istiyoruz” talebini Genel Merkez’e ileten MHP delegelerinden bazıları Al Jazeera'ya konuştu.

Muhalif kesime yakın isimler bazıları ise isimlerinin yayınlanmasını istemedi. Görüşmenin başında önce isminin yayınlanmasını istemeyen bazı delegeler ise “İsminizin yayınlanmasından neden endişe duyuyorsunuz?” sorusu isimlerinin kullanılabileceği endişesini taşıdıklarını açıkladıları.

Öne çıkan en temel kaygı partiden ihraç edilmenin de ötesinde düzenlenecek kurultayda oy kullanamamak. Dolayısıyla da bu koşullarda yapılacak bir kurultayın bu delegelerin talep ettiği yönetim değişikliğini beraberinde getirecek oy çoğunluğunun sağlanamaması.

İşte MHP'de değişim isteyen delegelerin o açıklamaları...

ETİK DEĞİL DEDİLER İSTİFA ETTİM

Muzaffer Yılmaz (Kocaeli-Üst kurul delegesi)

“12 yıldır Başiskele ilçesi ilçe olduğundan bu yana görevdeyim. İlçe kurulu yöneticiliğinden geliyorum. İmza verirken bazı ihtimalleri göze aldım. İmza verdikten sonra Genel Merkez’den de arandım. İmzamı geri çekmemi istediler, çekmeyeceğimi ilettim. İki gün önce baskılardan dolayı ilçe başkanlığından istifa ettim. İmza verdiğim için İl başkanımız, yardımcıları aradı, "Etik değil, istifa etmen gerek" dediler. Allah hayırlı etsin. Ama üst kurul delegeliğimiz yerinde duruyor. Benim gibi imza verenlere sesleniyorum; ihraç ederlerse yargı yolu açıktır. Yargıyla geri geliriz partimize. İhraç edecekler diye duyuyoruz, 130 ilçeden söz ediliyor. İhraç ederlerse yanlış yaparlar. Burası 7 milyon insanın evidir. Ben Genel Merkez’in yerinde olsam çıkar istişare yaparım ama bu yok. Az olsun benim olsun, 40 tane olsun diyorlar. İhraç olursa kurultayda oy kullanamayabiliriz. Zaten üst kurul delegeleri üzerinde baskı var. Ben üst kurul delegesi arkadaşlarıma sesleniyorum; iktidara gelmek istiyorlarsa korkunun ecele faydası yok.”

ÖZGÜR İRADEYLE VERİLEN REY GERİ ÇEKİLEBİLİR Mİ?

Kasım Birge (Iğdır)

“Ben Iğdır’lıyım, imza vermemin ilk nedeni bu. İkinci nedenimiz de değişimin şart olduğunu düşünmemiz. Biz Türkiye’nin öteki ucunda yer alan bir ilde yaşıyoruz. Seçim zamanları Genel Başkanlık tarafından hiçbir zaman fikrimiz alınmadı. ‘Kimi gönderirsek daha aktif oluruz? Sizin bize nasıl katkınız olur?’ diye hiç sorulmadı. Bizim fikrimizi beyan etme lüksümüz yok, her şeye Genel Merkez karar veriyor. İmza aşamasında üzerimde baskı hissetmedim. Bulunduğumuz yerde dört delegemiz var. İkisi imza verdi. İl başkanı imza vermedi. Beni kimse arayıp neden imza verdiğimi sormadı. Arasalar bile özgür iradeyle verilen rey geri çekilebilir mi?”

ÜLKÜCÜLÜK MÜHRÜ KALBİME 10 YAŞINDA VURULDU

Mustafa Karakuş (İzmir)

10-11 yaşlarımdan bu yana bu hareketin içindeyim. 12 yıllık ilçe başkanlığı deneyimim var. Ömrümün çoğunu bu hareket içinde geçirdim, hiçbir karşılık beklemedim. Cennetmekân başbuğumuz Alparslan Türkeş zamanında ilçe başkanlığı yaptım. Çok seçim kaybettik, hiç bugün olduğu kadar üzülmedik. Benim bir kaygım yok, ancak ilçe başkanı arkadaşlarımızdan korku yaşayanlar var. İmza verme aşamasında ‘İmzamı 400 delegenin altında kalırsanız kullanın, yoksa beni deşifre etmeyin’diyen arkadaşlarımız oldu. Genel Başkan üzerinden söylemiyorum ama Genel Merkez’de bir yapılanma var. ‘Niye imza verdin?’ diye hain ilan edilebilecek arkadaşlar var. İl başkanları istedi diye istifa eden arkadaşlarımız oldu. İmzasını geri çekmesi istenen arkadaşlar var, bazı geceleri evlerine ikna etmek için teşkilat yöneticilerinin gittiğini duyuyoruz. ‘İmzanızı geri çekin aksi takdirde görevden alırız, ihraç ederiz’ diyorlarmış ya da ufak tefek kusurları varsa bunlar öne sürülebilir. Benim kaygım yok çünkü kağıt üzerinde üyeliğimi düşürseler ne yazar? Ülkücülük mührü benim kalbime 10 yaşında vurulmuş. Bizi diğer partilerden saymayın. Bizim temelimizde kan ve dua vardır. Biz yaptığımız her hareketi bu dava için kanını akıtmış, şehâdete gitmiş arkadaşlarımız için yapıyoruz.

İmza verme aşamasında ‘İmzamı 400 delegenin altında kalırsanız kullanın, yoksa beni deşifre etmeyin’diyen arkadaşlarımız oldu.

GÜVEN BUNALIMI DOĞDU

İsminin kullanılmasını istemeyen ilçe başkanı (Karadeniz)

Biz rahmetli Başbuğ’un rahlesinde yetişmiş, bu davaya emek vermiş tüm insanların eğitiminden geçmiş, gönüllü olarak bu davaya girmiş insanlarız. Tabii ki bizim yetişme tarzımızda lider, doktrin, teşkilat esastır. Saygıda, sevgide sıkıntımız yoktur ama sonuçta iktidar olmak gerekir. Ben kimseyi suçlamıyorum ama geldiğimiz nokta şu; vatandaş MHP yönetiminin iktidar olmak istemediğine inanıyor. Hem vatandaşta hem teşkilatta güven bunalımı doğdu. Rahmetli Başbuğ’un bizi ifade eden çok güzel bir sözü var; ülkücülük şereftir, şereften taviz olmaz. İmza bizim şerefimizdir. Ben kendi ilimde MHP’ye oy verenler adına attım o imzayı. Benim partiden ihraç edilmem bir anlam ifade etmez. Aslında ismimin kullanılmasında da bir endişem yok ama ben resmi görevdeyim. Çok da önemli değil. Maalesef ki bizim üst düzey yöneticilerimizde anlayış car, delege sıfatıyla imza veriyorum. Diğerlerinin endişesi, zannediyorlar ki ihraç edilirlerse yapmak istedikleri şeyi yapma şansını kaybederler. Şimdilik deşifre olmayalım da bu işi tamamlayalım diyorlar.

KORKANLARA ANLAM VEREMİYORUM

Behlül Erkin (Bursa)

50 yıllık bir partiliyim. Değişimin zamanının geldiğini düşünüyorum. Bu Genel Başkan’a karşı değil, başarı elde etmek için yapılmış bir hareket. Mevcut kadroyla baraj altı kalacağımızı düşündüğümüz için bu imzayı verdik. İmza verirken bir endişem olmadı. Biz niye ihraç edilelim ki? Hiçbir zaman Genel Merkezimize karşı olmadık. Biz değişimin zamanının geldiğini, herkesin ön ayak olması gerektiğini düşünüyoruz. Niye korkalım, niye çekinelim? İnsanlar deşifre olmak istemiyor ama ismin olmayacaksa bu partiden silineceksin. Biz partimize kötülük, hainlik yapmıyoruz. Korkanlara anlam veremiyorum. Ben davamdan korkuyorum. Allah korusun baraj altı kalmaktan korkuyorum.

ANAMIZ BİZİ ELÇE BAŞKANI DOĞURMADI

Ali Karakuş (Buca ilçe başkanı)

Biz Haziran seçimlerinin sonuçlarına üzüldük. Ne Genel Başkanımız ne Milliyetçi Hareket Partisi 80 vekili hak etmemişti. Bölücü partiyle aynı milletvekili sayısı bizi üzmüştü. 1 Kasım kararı alındıktan sonra biz insanlara ‘Hayır’ı, Sinan Oğan’ın neden ihraç edildiğini, Meral Akşener’in neden aday olmadığını, neden hükümete girmediğimizi anlatamadık. 1 Kasım ülkücüler için bir yıkım oldu. Telefon kaldırıp selam vereceğimiz bir bürokratımız kalmadı. Kongre talepleri başladı. Ben Genel Merkez’in bu durumda kongre tarihini 2017 yılına alarak bunu çözmesini beklerdim. 2018’e çok var. Ülkücüler birbirini kemirmeye başlıyor. Kardeş kardeşe düşman oldu. Herkes birbirine sosyal medyadan gönderme yapmaya başladı. Bu durumda önümüzdeki dönemleri düşünemiyorum bile. Ben imazı verdim, Genel Merkez ile bir iletişimim olmadı bile. Baskı söz konusu olmadı. Çiğ yemedik karnımız ağrısın. Bir takım endişeler var mı? Var. Genel Merkez bizi görevden almak isterse alabilir. Anamız bizi ilçe başkanı doğurmadı. Biz Milliyetçi Hareket Partisi’ne sevdalıyız, çocuk yaştan beri hizmet ediyorum. Görevden alınacaklar gibi dedikodular, insanların endişeleri de bu yüzden. MHP’nin mevcut başkanına, ulu orta, sosyal medyada hakaret edenleri de kınıyorum ben. Ancak partiyi birlikte yönetmek istiyorsak bizim görüşlerimize de önem verilmesini isterdim. Kongreye gidilsin. Kim kazanırsa onunla yola devam edilsin. Genel Başkanımız güven tazelerse hiç sıkıntı yok. Önemli olan bu sürecin bir an önce sulh edilmesi.

1 Kasım kararı alındıktan sonra biz insanlara ‘Hayır’ı, Sinan Oğan’ın neden ihraç edildiğini, Meral Akşener’in neden aday olmadığını, neden hükümete girmediğimizi anlatamadık.

DELEGELERİN YÜZDE 90'I DEĞİŞİM İSTİYOR

Hüseyin Yakar (Adana)

Ben siyasete girmezden önce de ülkücü kimliğiyle tanınan bir kişiyim. 67 yaşındayım. Devletin çeşitli kademelerinde tabandan tavana kadar çalıştım. Müfettişlikten okul müdürlüğüne kadar görev yaptım. Son olarak da 2012 yılında TBMM Başkan Müşavirliğinden emekli oldum. Partimizin mevcut yönetimle iktidar olamayacağı, önünün açılamayacağı kanaatinde olduğum için imza verdim. Milliyetçi Hareket Partisi’nin önünün açılması için mevcut yönetimin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. İmza verirken tereddüt etmedim. Karar verirken bin düşünür, bir karar veririm. Verdiğim kararın da sonuna kadar arkasında dururum. Beni iyi bilirler, verdikleri karardan dönmeyeceğimi bilirler. Diğer delege arkadaşların iç dünyalarında yüzde 90’ının mevcut yönetimin değişmesini istediklerini biliyorum. Ama iç dünyalarını dışarıya yansıtmakta sıkıntıları var. Böyle düşünmelerine rağmen neden imza vermediklerini kendilerine sormak lazım. İdeal sahibi, ilkeli insanların bir karar verirken arkasından gelecek riskleri düşünerek karar verirler. Verdiğim kararın sonunda herhangi bir yaptırım söz konusu olacaksa onu bilerek ve severek karşılarım.

TABAN DEĞİŞİM İSTİYOR

İsminin kullanılmasını istemeyen ilçe yöneticisi (Mersin)

Partinin gidişatı iyi değil, önümüzdeki seçimlerde baraj altı kalma durumu var. Biz bunu tabanda hissediyoruz. Tabanın sesine kulak verdim. Ben kendi özgür irademle, Koray bey ile görüştüm. O da “Tabanı dinliyoruz, kararı vereceğiz.” dedi. İnsanlar, özellikle imza vermeyenler şu an var olan yapıdan korkuyor. “Bunlar kalırsa siyasi hayatımız biter mi?” diye bir endişeleri var. Ben 20 yıldır yöneticilik yapıyorum. Bir endişem yok. Gidişatın iyi olmadığını gördüğüm için özgür irademle imzamı verdim. İmza veren insanlar kararlı. Taban artık değişim istiyor. Ben de tabanın sesine kulak verdiğim için imza attım.