BIST 9.660
DOLAR 34,58
EURO 36,29
ALTIN 2.919,07
HABER /  POLİTİKA

MHPde uyuz keçiler dönemi

MHP'de kongre hazırlıkları sürerken, uzun süredir sessiz kalan muhalif sesler de çıkmaya başladı.

Abone ol

Tıbbiye öğrencisi olduğu 1960’lı yılların ortalarından bu yana Ülkücü hareketin içinde bulunduğunu söyleyen ve 12 Eylül 1980 sonrasında Ankara Mevki Hastanesi’ne Tutuklu Servis Şefi olarak Alparslan Türkeş’in 3,5 yıl doktorluğunu yapan Selim Kaptanoğlu, Başbuğuna verdiği sağlık rapor sonrası askerlikten uzaklaştırılmıştı.

Türkeş'in ölümüne dek MHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevini de üstlenen işadamı Selim Kaptanoğlu, belli ki kongrede aday olmayı ya da aday olanların listesinde önemli bir yer kapmayı düşünen isimler arasında.

6 Temmuz 1997 tarihli 5'nci Olağanüstü Kongre’de Dr. Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan seçilmesiyle MHP’de “zul dönemi, başların öne eğildiği, yüzlerin kıpkırmızı olduğu” bir devir başladığını iddia eden, Kaptanoğlu, "MHP'de uyuz keçilerin öne geçtiğini" savunuyor.


İşte; Selim Kaptanoğlu’nun www.haberbank.com sitesinde yayınlanan ve Ülkücü yönetimi hedef alan röportajı;


BAHÇELİ 300 BİN KİŞİNİN ÜYELİĞİNİ İPTAL ETTİ

-Türkeş’in vefatından sonraki süreçte MHP’de yaşananları özetler misiniz?

Alparslan Türkeş vefat edikten sonra pek bir şey yapamadık. Çünkü Bahçeli Genel Başkan olduktan sonra üyeliğimiz iptal edildi. Benimle birlikte 300 bin kişinin üyeliği iptal edildi. Yeni baştan partiye kayıt olmak da mümkün değil.Kendi partinize kabul etmiyorlar sizi…

BAHÇELİ DÖNEMİ YÜZLERİN KIPKIZIL OLDUĞU, BAŞLARIN ÖNE EĞİLDİĞİ BİR DÖNEM

-3,5 yıllık iktidar döneminin bir analizini alabilir miyiz sizin pencerenizden?

-Ben ülkücü hareketin tarihini üçe ayırıyorum: MÇP dönemi, MHP dönemi ve Devlet Bahçeli dönemi.. MÇP ve MHP dönemi gayet onurlu şerefli bir dönemdir. Ama Bahçeli dönemi, ülkücü hareketin zul dönemidir, ülkücülerin yüzlerinin kıp kızıl olduğu, kafalarının öne eğildiği, yerin dibine girdiği bir dönemdir.

UYUZ KEÇİLER ÖNE GEÇTİ

Bahçeli’nin genel başkan olduğu kongreyle sürü ters dönmüştür. Sürü ters dönünce uyuz keçiler öne geçmiştir. Ülkücü harekette kalite problemi doğmuştur. Üçüncü dördüncü kalitedeki insanlar birinci sınıf kalitedeki insanların önüne geçmiştir. Ülkücü hareketin yetişmiş, ülkeyi yönetecek kadroları da vardır, fikri de vardır, her konuda düşünen, üreten insanları da vardır. İktidarda, ülkücü hareketin hiçbir fikri hayata geçirilmemiştir. Ecevit gibi birine payandalık yapılmıştır, Başbakan Yardımcılığı’na talip olunmuştur.

-Başbakan olabilirdi aslında DYP ve Fazilet’i arkasına alarak değil mi?

-ANAP da dahil buna... Ona da gerek yoktu. Bayrağı açsaydı, ülkücüler gelin deseydi, DYP’den ANAP’tan en az 50 kişi gelirdi. Bunu yapmadı. Eee onu yapmadın, koalisyon yapsaydın, Başbakan olsaydın. Onu da yapmadı, “hacı bacı dinlensin” dedi, gittiği Başbakan Yardımcılığı’na razı oldu. Bu, kendine güveni olmayan lider tipidir. Kendine güveni olmayanın partisine de ülkesine de faydası olmaz.

-Rahşan Ecevit’in “eli kanlı katiler” diyerek MHP’yi taciz etmesi, özür bile beklenmeden birkaç gün sonra DSP ile koalisyona razı olunması...

-Ben o zaman işadamı olarak ülkücü gazetelere ilan verdim. Biz Rahşan Hanım’ı tanırız. Ülkücülük hakkındaki fikrini de biliriz. Sakın, sakın böyle bir şey yapmayın… Ben üzerime düşeni yaptım, uyardım. Bence kendisine güvenmeyen, vizyonu olmayan liderdir.

BAHÇELİ DÖNEMİNDE ÜLKÜCÜLÜĞÜN KÖKÜNE ZARAR VERİLDİ

-İdam kararını 2 yıl Başbakanlık’ta tutan Bahçeli, bugün AKP’ye “Apo’yu asmak istediniz de ip mi bulamadınız” diye soruyor. Ne diyorsunuz?

-Bahçeli, Apo konusunda yanlış yaptı. Hemen hükümetten çekilmeliydi. Biz Apo’nun idamına karşı çıkacak insanlara Meclis’in tuvaletinde bilmem ne yaparız diyorlardı. Ama arkasından da idam kararı sumen altı edildi. Ülkücüye yakışan bir tavır değildi.

1991 seçimlerinde ittifak’ta ben Erzurum’dan adaydım. Bir oyla kaybettik. 1995’te Ankara’dan adaydım, liste başıydım, 85 bin oy aldım, parti barajı geçemedi. Şunu söylerdim; ANAP’ı,DYP’yi,CHP’yi denediniz, hırsızlıkları gördünüz, bir de bizi deneyin. Ülkücü yetim hakkı yemez, yedirmez. Doğruluk ve dürüstlükten bahsettim. Ama Bahçeli dönemi iktidarı, Koray Aydın meseleleri şunlar bunlar dürüstlüğü zedeledi, ülkücü harekete çok zarar vermiştir. Ülkücülüğün köküne zarar vermiştir.

ÖNCE İÇ HESAPLAŞMA YAPILSIN SONRA MİLLETİN HUZURUNA ÇIKILSIN

Bundan sonra ülkücü hareketten ülke yönetimine talip olacak kimselerin önce kendi içlerinde bir iç hesaplaşma yapmaları lazım. Milletin huzurunda bu kişilerden hesap sormak lazım.

-Bu hesaplaşma ne zaman yapılacak?

-Mutlaka er geç yapılacaktır.Yapılması lazım. Yoksa başka türlü kim gelirse gelsin bir ilerleme olmaz.

-MHP anketlerde barajın üstünde görünüyor, sizce de hakikate öyle mi?

-Yani ülkücüler şu anda göğüslerini gere gere MHP’ye rahatlıkla oy verebilecek durumda değillerdir.

BU KAFAYLA BARAJI GEÇECEKLERSE HİÇ GEÇMESİNLER DAHA İYİ

-AKP’ye giden emanet ülkücü oylarının birçoğu ilk seçimde MHP’ye geri dönmez diyenler var.

-Bence emanet oyların sadece bir kısmı geri döner. Eğer MHP bu dönemde barajı geçecekse… Mevcut kadroyla, ekiple barajı geçip, geçmişte yaptıklarını yapacaklarsa hiç geçmesinler daha iyi. Birileri gelir, harekete gerçek vechesini kazandırır, ülkücü gibi davranır, o hareket yine millet tarafından kabul görür.

FIRSATINI BULDUĞUMUZ ANDA..

-Adınız muhtemel genel başkan adayları arasında geçiyor. Gerçekten böyle bir niyetiniz var mı?

-Mutlaka her ülkücü üzerine düşeni yapmalıdır. Ben hareketim, davam için yeri zamanı geldiğini düşündüğümde ne yapılması gerekiyorsa yaparım. Arkadaşlarımızla sürekli görüşüyoruz, Anadolu’yu geziyoruz. Fırsatını bulduğumuz anda MHP gerçek kimliğine dönecektir. Bunun için çalışıyoruz.

(Haberbank)