MHP’de tansiyon tavan yaptı!

 

Şefkat Çetin yeniden Bahçeli’nin yanında saf tuttu, kongre öncesi dengeler yeniden değişti! Teşkilatçı kimliğiyle tanınan Şefkat Çetin, Koray Aydın’ın adaylığını açıklamasından sonra Bahçeli’nin davetiyle 10 yıllık bir aradan sonra partiye geri döndü.  Bir dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’nı da yürüten Çetin, MHP’yi iktidara taşıyan 1999 seçimlerindeki yüzde 18’lik başarının mimarları arasında gösteriliyor. 

 

 

MHP Trabzon Milletvekili ve Genel Başkan Adayı Koray Aydın’ın,  kongre sürecinde başta Konya ve Aydın gibi illerde üst üste kazandığı başarıların, MHP yönetimini tedirgin ettiği iddia ediliyor. MHP kulislerindeki fısıltılara göre, delegeler üzerindeki hakimiyetini yeniden kazanmak isteyen Bahçeli’nin, son olarak Koray Aydın’a karşı bir dönem yollarını ayırdığı Şefkat Çetin kozunu oynadığı, bu hamlenin teşkilatlar üzerinde bir hayli etkili olduğu iddia ediliyor.  

 

Kulislerden sızan bilgilere göre Bahçeli, 10 yıllık bir aradan sonra yeniden partiye dönen Şefkat Çetin’e, Balgat’taki parti binasının 9. katının tamamını tahsis etti.  Partiye yeniden dönen Çetin’in, iki haftadır gecenin geç saatlerine kadar yoğun bir görüşme trafiği yaşadığı ve Koray Aydın’ın güçlü olduğu bölgelerdeki bazı delegelerin, bu geri dönüşle birlikte yeniden Bahçeli’nin saflarında yer aldığı belirtiliyor. Öte yandan Çetin’in dönüşü, muhalif cephede de hissedilen bir tedirginlik yarattı. Koray Aydın’a yakın internet sitelerinde Çetin’in dönüşü üzerine çeşitli yorumlar yer alırken, partinin akil isimlerinden Suat Başaran,  “yol ve dava arkadaşım” dediği Şefkat Çetin’in Bahçeli’nin saflarında yer almasını, “kendi adıma değil onun adına üzüldüm” sözleriyle değerlendirdi. Başaran, köşe yazısında Şefkat Çetin ve Atilla Kaya gibi isimlere olan sevgisinde, en ufak bir azalma olmadığını, sadece bu kongre sürecinde yollarının ayrıldığını ve farklı düşündüğü belirtti.

 

 

Şefkat Çetin’in partiye dönmesi teşkilatlarda, gözle görülür bir hareketlilik yaşanmasına neden oldu. Bu arada Çetin’in uzun süren sessizliğini bozduğu açıklaması, MHP kulislerine, özellikle de muhalif cephesine bomba gibi düştü. Koray Aydın’ı doğrudan ve çok sert sözlerle hedef aldığı açıklamasında Çetin, bir süredir Ülkücü terbiye gereği susma hakkını kullandığını; ancak son dönemde yaşanan gelişmelere sessiz kalmasının mümkün olmadığını kaydetti. Açıklamasında, partinin kuşatma altında olduğunu iddia eden Çetin, bundan sonra görüşlerini yüksek sesle dile getireceğini söyledi.

 

Ülkücülerin de Milliyetçi Hareket Partisi’nin de satılık olmadığını ifade eden Çetin, her şeye paralarının gücüyle sahip olabileceklerini düşünenlerin, davada bedel ödemeyenlerin, MHP'nin ve Türkiye'nin kıymetini anlamak için İslam coğrafyasına bakmalarını isteyerek, “Ülkücüler, vatan elden gidiyor kaygısı çekiyor. Bu yetmezmiş gibi, bu kötü gidişata dur diyecek, vatanı savunacak son kale MHP'nin karanlık dehlizlere çekilmesinden, yitirilmesinden endişe ediyorlar. Bu kaygıları taşıyanları, vatanın ne olduğunu bilmeyenler anlamaz” diye konuştu.

 

MHP’nin ticarethane olmadığını, anlık zevklere kurban edilemeyeceğini ifade ederek geçmişte yaşanan kaset skandalına karışanlara sert sözlerle yüklenen Çetin, Alparslan Türkeş’i Söğütözü’ndeki Kurultayda saf dışı bırakmaya çalışanlar ile 12 Eylül sonrası partiyi birilerine peşkeş çekme planları yapanların, bugün “bakanlık, vekillik yaptım diyerek” kendisinde hikmet arayanlarla aynı amaca hizmet ettiklerini iddia etti. Çetin bu isimlerin dün olduğu gibi bugün de kişisel hırslarının kurbanı olduklarını ve millete hizmet etmek yerine, partiye utanç getirdiklerini söyledi.

 

 

“Görevimin başındayım ve davama hizmet ediyorum” diyen Bahçeli’nin, Ülkücü hareketin lideri olduğunu ve onun temsil makamının çiğnenmesine Ülkücüler olarak müsaade etmeyeceklerini anlatan Çetin, kongrede vefalı kadroların tüm oyunları bozacağını söyledi. Türkiye’nin makas değiştirdiği bir ortamda, eyalet sistemi ve federasyon isteyenlerin önündeki tek engelin MHP olduğunu ifade eden Çetin, önümüzdeki yılların Türkiye için çok önemli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

 

“Önümüzdeki üç yıl içerisinde yapılacak mahalli idareler, cumhurbaşkanlığı, parlamento seçimleri ve belki bir referandum süreci Türkiye için son derece önemli. Tıpkı Kıbrıs'ta Türk insanına kendi bağımsızlıklarını oylatarak neredeyse egemenliklerini AB'ye teslim ettirecekleri gibi, Türkiye'deki bu süreçte de verilecek oyların ne anlama geleceğini bundan sonra açıkça göreceğiz ve anlatacağız. Ülkemizin bekası için, Milliyetçi Hareket'in mensupları olarak bizler üzerimize düşeni yaparak bu çarkı tersine çevireceğiz”