MHP'de 19 Haziran'da gerçekleştirilen kurultayda yapılan tüzük değişikliğine Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ihtiyadi tedbir kararı konuldu. MHP Genel Merkezi'nin elini güçlendiren bu karara muhalifler bugün itiraz etti.
Abone olMHP'li muhaliflerin avukatlarından Feridun Bahşi, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 19 Haziran'da yapılan MHP Olağanüstü Kurultayı kararlarının yürütmesini durdurmasına itiraz etti.
Bahşi, Ankara Adliyesindeki başvurusunun ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının yok hükmünde olduğunu savunarak, "Mahkeme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 391/b maddesi ile 'tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığını' karara yazmak zorundaydı. Gerekçeyi yazmak hem anayasal hem de yasal gereklilik" dedi.
"BÖYLE BİR TEDBİR KARARI MÜMKÜN DEĞİL"
Söz konusu mahkemenin, Çağrı Heyeti'nin düzenlediği 6. olağanüstü kurultaydaki tüzük değişikliklerinin yürütmesini durdurma yetkisi olduğunu ancak bunu usulüne göre yapmadığını öne süren Bahşi, "Mahkeme kararında hiçbir gerekçe gösterilmeden 'Uygulanması telafisi güç ve imkansız sonuçlar doğurabileceğinden' gerekçesi ile tedbir kararı verildi. Böyle bir tedbir kararı HMK'ya göre mümkün değil" ifadesini kullandı.
"MAHKEME KARARINDA HİÇBİRİSİ YOK"
HMK'nın 390. maddesinin 2. fıkrasında 'Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir' dendiğini hatırlatan Bahşi, şöyle konuştu:
"Doğru ama aynı maddenin 3. fıkrasında 'Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır' hükmü bulunuyor. Ayrıca 391. maddenin 2. fıkrasının b bendinde 'Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı yazılır' diyor. Bakıyoruz mahkeme kararına, bunlardan hiçbiri yok. Buna Yargıtay kararları ve delilleri ile itiraz ettik."
"HANGİ TELAFİSİ GÜÇ SONUÇLAR"
Feridun Bahşi, Genel Merkez'in yargıya başvurmayacağını açıkladığını ancak "danışıklı dövüşle yine ülkücü iradeyi mahkeme kapısına düşürdüğünü" savundu. Bahşi, şöyle devam etti:
"Olağanüstü kurultayda parti üyelerinin üyeliklerinin topluca silinmesi kararı iptal edildi, teşkilat kapatma engellendi, disipline sevk edilirken seçme ve seçilme hakkının askıya alınmaması için tedbir kısımı kaldırıldı, bunlardan hangisi Cemal Enginyurt'un aleyhine ve uygulanması, telafisi güç ve imkansız sonuçlar doğurabilecek şeylere sebep olabilir ki?
Cemal Enginyurt ve MHP Genel Merkezi'ni herkes izliyor, 'Bu kurultay korsandır, alınacak kararları geçerli kabul etmiyoruz' diyorlardı. Cemal Enginyurt davayı kime karşı açtı; MHP Genel Başkanlığına açtı. Bunların ikisi zaten aynı taraf. Genel Merkez tebligatın ardından tarafına açılan davayı kabul edecek ve hukuk süreci başlanacak ve 6. olağanüstü kurultayda alınan kararlar devre dışı bırakılacak. Böyle bir kararla açılıyor dava. Bu kurultayı Çağrı Heyeti, sonra kongre divanı yaptı. Bu davanın öncelikle Çağrı Heyeti'ne ya da kongre divanına ya da ikisine birden açılması lazımdı. MHP Genel Merkezi'nin taraf sıfatı yoktur, böyle bir dava açılamaz. Dava muvazaalı yani anlaşmalı bir dava."
"BU SÜRECİN HESABINI SORARIZ"
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği tedbir kalkmazsa genel merkezin hukuken seçimli kongre yapamayacağını söyleyen Bahşi, "Belki de amaç buydu. Bir şekilde tüzük değişikliği ya da seçimli kongre veya her ikisinin de yapılacağı bir kongre yapılırsa biz o salonda olacağız" dedi.
MHP Genel Merkezi'nin ülkücü iradeyi görmezden geldiğini iddia eden Bahşi, "Kurultay 10 Temmuz'da toplanır, tüzük değiştirilir, delege oylarıyla 15 gün sonra bir kongre daha yaparız ama Genel Merkez'e de ülkücü iradeye reva gördüğü bu sürecin hesabını sorarız" diye konuştu.
Bahşi, yaptıkları itirazın yine Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanacağını sözlerine ekledi.
İTİRAZ KABUL EDİLMEZSE NE OLACAK?
MHP'li muhaliflerin yaptığı itiraz kabul edilmezse MHP yeni bir yargı sürecine girecek. Ancak mahkemenin kesin kararının 9 günlük resmi bayram tatili nedeniyle 10 Temmuz öncesine yetişmeyeceği belirtiliyor. Öte yandan 10 Temmuz'da yapılacak kongereye kimin ev sahipliği yapacağı da mahkemeden gelecek bu karara bağlı.
Zira 19 Haziran'da yapılan tüzük kurultayında 10 Temmuz'da başkan seçimli kurultay yapılması kararı alınmıştı. Bu değişiklikler askıya alınınca bu kararda şu an için geçersiz sayılacağından, YSK'nın topu attığı Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu, olağanüstü kongreyi toplama görevini MHP Genel Merkezi'ne verebilir.
OLAĞANÜSTÜ KONGRE OLMAYACAK MI?
Kulislerde dolaşan bir diğer iddia ise, 10 Temmuz'da kurultayın hiç yapılmaması. Devlet Bahçeli taraftarı bir üst kurul delegesinin 10 Temmuz'da yapılacak kongrenin gündemini "Olağanüstü kurultayda genel başkan, MYK ve MDK seçimi yapılamaz" diyerek başkan seçimini engelleyebilir. Kongrenin iptalini talep edebilir. Bu süreçlerin hepsi yeni ve uzun bir yargı yolunun varlığına işaret ediyor.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİNİN DURDURULMASI
MHP'li Cemal Enginyurt, 19 Haziran'da yapılan olağanüstü kurultay kararının iptali istemiyle Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştı.
Başvuruyu inceleyen Mahkeme, kurultayda alınan kararların yürütmesini durdurmuştu. Gerekçede, "Uygulanması telafisi güç ve imkansız sonuçlar doğurabileceğinden 19 Haziran'daki olağanüstü genel kurulunda tüzük değişikliğine ilişkin alınan kararların, karar kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmamasına karar verilmiştir." ifadesi yer almıştı.