BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA

MHP ve CHPye tahrik suçlaması

Önce Erdoğan ardından da Bakan Atalay muhalefete yüklendi. Bakan Atalay'a göre muhalefet halkı tahrik ediyor.

Abone ol

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İzmir'de DTP konvoyuna yapılan saldırıya ilişkin, "Bizim burada en hassas olduğumuz, bu süreçte (Demokratik Açılım Süreci) provoke edici şeylere meydan vermemek, bunları önlemektir" dedi.

Bakan Atalay, CNN Türk'te Tecrübe Konuşuyor programında Hasan Cemal ve Cengiz Çandar'ın sorularını yanıtladı.

Atalay, İzmir'de DTP konvoyuna yapılan saldırıyla ilgili olarak, "Biz Kızılcahamam'daydık, haber orada ulaştı ve çok yakından takip ettim dün. Bugün de takip ettim. Tabii, Cumhuriyet Savcılığı da el koydu. Görüntüler var. Orada gereken her şey yapılacak. Bugün Aydın ve Manisa'da vardı iki programları, oralarda sorun olmadı" dedi.

Atalay, "Bir halk tepkisinden ziyade bir siyasi partinin mensupları" sözleri üzerine "Hepsi biliniyor, hepsi tespitli. Yani hukuksuz davranış cezasız kalmaz. Bu konuda da öyle olacak. Arkadaşlarımız üzerinde çalışıyorlar. Bir de orada kaza oldu, bizim bir polisimiz de yaralandı. Bu vesileyle şunu ifade edeyim; DTP bir siyasi partidir. Kendi programlarını, siyasi çalışmalarını yapacaktır. Bunda hiç bir tereddüt yok. Biz de güvenliği sağlamaktan sorumluyuz" dedi.

Beşir Atalay, "Ama hem bu süreçle ilgili hem de genel manada programlarla ilgili hepimize düşen de sorumluluklar var. Tahrik edici tutumlardan çok kaçınmak gerekiyor. Zaten bu süreci şu veya bu şekilde provoke etmek isteyenler var, bunları biliyoruz. Bütün siyasi partiler ve DTP'nin de tabii program yapanların dikkatli olması gerekiyor. Gereksiz sloganlar, poster, bayrak vesaire. Kendi parti bayrağının dışında bu programlarda yer alması söz konusu olmamalı" ifadelerini kullandı.

CHP ve MHP'ye eleştiri

Atalay, başka bir soru üzerine de Türk toplumunun çok basiretli bir yapıya sahip olduğunu, ancak "İki muhalefet partisinin de AK Parti'yi söylemediği ve yapmadığı şeyleri yapmakla itham ederek, vatandaşı tahrik ettiğini" savundu.

"Demokratik açılım" sürecinin ayrıntılarının öngörülemeyeceğini ve bir takım sıkıntılar yaşanabileceğini anlatan Atalay, "İşin özünü kaybetmeden, ayrıntılarda kaybolmadan süreci yürütmek durumundayız" dedi.

Atalay, "demokratik açılım" konusunun TBMM'de görüşülmesini de genel olarak yararlı bulduğunu ifade etti.

"Demokratik açılım çalışmasına ilişkin bir ön çalışmanız oldu mu?" sorusuna Atalay, "2008 yılı ikinci yarısı ve 2009 yılı ilkbaharı bu konuda çalışmakla geçti. Bu, devlet için yeni bir konu değil, yıllardır var olan bir konu ama bu söylediğim dönemde üzerinde yoğunlaştık, çalıştık" yanıtını verdi.

Sorunun ortaya çıktığı dönemde "basit bir güvenlik olayı" olarak görüldüğünü ve üzerine gidilmediğini ifade eden Atalay, "Rahmetli Özal'ın da önemli çalışmaları oldu. Ama onlar bir şekilde engellendi. O zamanlar etnik kimlik bilincinin bu kadar derinleşmediği dönemlerdi. Sorunun çözümü daha kolaydı. Şimdi tabii biraz zor. Elimizde analizler var. Bütün boyutlarıyla yaptırıyoruz. Bütün boyutlarıyla bunu değerlendiriyoruz. Biz bunu isabetle gündemimize aldık" diye konuştu.

İl isimlerinin değiştirilmesi

Demokratik açılım sürecinin yaşandığı dönemde, "zorlamalı konulara ağırlık vermemek gerektiğini" ifade eden Atalay, il isimlerin değiştirilmesinin, o bölgede yaşayan insanların üzerinde durması ve referandumla olabileceğini söyledi.

Bakan Atalay, "Ben şu anda illeri çok öncelikli görmüyorum. Milletin takdiridir. Yaşayan isimler vardır. Zorlamayla yer isimlerinin değiştirilmesi yerine yaşayan isimlerle bu yapılmalıdır. İsim değişikliği TBMM'nin kararıyla olur" dedi.