BIST 9.420
DOLAR 34,49
EURO 36,35
ALTIN 2.840,20
HABER /  GÜNCEL

MHP ve Bahçeli nasıl teslim oldu?

Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, Türkiye, teslimiyet sürecine nasıl girdi?" diye soruyor ve MHP'nin ve Bahçeli'nin DSP'ye teslim olmasının bu süreci başlattığını iddia ediyor

Abone ol Bahçeli ve Türkiye, kime ve nasıl teslim oldu? başlıklı yazısında Bulut, Türkiye'nin teslimiyeti yaşadığını iddia ediyor. Bulut'a göre bu teslimiyet, Bahçeli ve MHP'nin koalisyon ortağı olmasıyla başladı. Nasıl mı? Cevabını Bulut veriyor: Türkiye, bugün içinde bulunduğu teslimiyet sürecine nasıl girdi? Bu sorunun cevabını vermeden çözüm bulmak mümkün değil! Teslimiyet sürecini, Atatürk''ün ölümünden hemen sonra İngiltere ile 1939 yılında yapılan anlaşma ve daha sonra NATO''ya giriş ile başlatabiliriz. Türkiye''nin IMF-Dünya Bankası sistemine bağlanması, bu iki kuruluşun dünyada tek pazar uygulamasına geçmesi ve 100 ülke ile birlikte Türkiye''yi borçlandırıp iflas ettirmeye yönelik programlar uygulaması, içerdeki yöneticilerin, şahsi çıkarları adına bu gidişe yardımcı olması, 1960, 1971, 1980 ve son olarak 28 Şubat 1997 müdahaleleri, teslimiyet sürecini hızlandırmıştır. *** Fakat, asıl teslimiyet, Türkiye''nin sivil direnci olan ülkücü hareketin siyasetteki temsilcisi MHP. 1999 seçimlerinden sonra, 57''nci hükümete ortak olurken gerçekleşti. Hem de Eyüp Aktepe dışında bütün Başkanlık Divanı üyelerinin basiretlerinin bağlanması suretiyle... MHP yöneticilerine, özellikle Devlet Bahçeli''ye bu politikalar karşısında boyun eğdiren hangi güçtü? Öyle ya, hem Bahçeli, hem MHP''li milletvekillerinin neredeyse tamamı, ülkücü hareketin içinden gelmiş, milliyetçiliklerinden şüphe edilemeyecek samimi insanlardı! Nasıl oldu da uluslararası tahkimin kabulü ile başlayan teslimiyet kanunlarına imzalarını attılar ve sonunda ülkeyi, tamamen ABD-AB politikaları ekseninde yönetecek olan AKP''ye teslim ettiler? *** Bu sorunun cevabını, bizzat Devlet Bahçeli, 57''nci hükümetin kuruluş günlerinde, daha sonra partiden ihraç edilecek olan Ali Güngör''e açıklamıştı. Tabii, bu açıklama, "Biz teslimiyet sürecine giriyoruz" şeklinde değildi! Rahşan Ecevit''in ülkücülere ''katiller" diye hakaret etmesinden sonra, Bülent Ecevit, "Eğer kabul ederlerse MHP''ye hükümeti kurma teklifi götüreceğim" dedi. Bunun üzerine MHP Başkanlık Divanı toplandı. Toplantıdan önce o sırada Genel Başkan Başdanışmanı olan Ali Güngör, Genel Başkan Devlet Bahçeli''ye "DSP, bize rezerv koydu. Biz de rezerv koyalım. Bir açıklama yapalım ve ''DSP, Kösem Sultan anlayışı ile yönetilmeyecekse buyursun gelsin'' diyelim. Bu açıklamayı sert buluyorsanız, "DSP, demokrasi ile yönetilen bir parti ise buyursun gelsin'' diyelim" dedi. Abdullah Öcalan''ın yakalanmasından bir gün sonra Ecevit, "İlk iş pişmanlık yasası olacak" demişti. Bir gün sonra da Mesut Yılmaz, "İlk iş pişmanlık yasası, tahkim yasası ve bankalar yasası olacak" diye gündemi genişletmişti. Ali Güngör, bunları Bahçeli''ye hatırlatarak, "Anlaşılıyor ki, ilk iş olarak pişmanlık yasasını ve tahkimi gündeme getirecekler. Baştan bunları kabul edemeyeceğimizi belirtelim. Yılmaz''ın Yüce Divan''a sevki meselesi var. Biz sevk yönünde oy kullanırsak, kurulacak hükümetin geleceği ne olur, bunları da düşünelim. Başörtüsü meselesini de şöyle çözelim: Devletten hizmet alanlara serbest olsun, devlet kurumlarında ise bugünkü durum devam etsin. Yani üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakalım" dedi. Devlet Bahçeli ise şöyle konuştu: "Seçimden önce Milli Güvenlik Kurulu''nun kararları var. Bu kararların dört maddesi çok önemli: MGK, ''Pişmanlık yasası, uluslararası tahkim yasası, bankalar yasası ve bütçe yasası çıkarılsın'' kararı aldı." Ali Güngör, "Durum böyleyse Abdullah Öcalan''ın idamdan kurtarılması söz konusudur. Biz bunu kabul edemeyiz. Edersek, MHP''ye bağlanan ümitler sona erer" dedi ve sonraki gelişmelerin neler olabileceği hakkındaki tahminlerini sıraladı. Güngör, neredeyse sonradan gelişecek olayları tıpatıp anlattı ve sonunda, Bahçeli''ye, "128 milletvekilinin gücü arkanda. Kararlı bir duruş sergileyelim. Milli Güvenlik Kurulu''na da kendi politikalarımızı kabul ettirelim ve komutanlara ''Türkiye 15 yıldır sizin tespit ettiğiniz kurallarla yönetiliyor ve ülke bu noktaya geldi. Biz, bölücülükle mücadele ederiz. 6 ay-bir yıl bizim politikalarımızı uygulayalım. Bu konuları bize bırakın'' diyelim" dedi. Güngör, tahkim konusundaki ısrarını bir kenara bırakarak, "Özellikle pişmanlık yasasını kabul etmeyelim. Başörtüsü konusunda taviz vermeyelim" dedi. Devlet Bahçeli, bu teklifleri not aldı ve Başkanlık Divanı''na "Bir alternatif teklif de bu" diyerek sundu. Divanda sadece Prof. Dr. Eyüp Aktepe, bu teklifi tümüyle desteklediğini bildirdi. Sadi Somuncuoğlu da, "Bu düşüncelerle hareket edelim ama hükümeti kurma görüşmelerini yapalım" dedi. Divanın diğer üyeleri ise "Hiçbir şart ileri sürmeden hükümeti kuralım" dedi. Başkanlık Divanı, bu kararı aldı! Ve MHP hükümete bu teslimiyetle girmiş oldu! Konuya yarın devam edeceğiz. Yazı: Arslan Bulut Kaynak: Yeniçağ Gazetesi