MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Fetih, bir yürek işi, bir gönül işarı, bir akıl işareti; siyasi ve stratejik dehanın mümtaz bir iradesidir.'' ifadelerini kullandı.
Abone olBahçeli yaptığı paylaşımlarda, "Zulüm 1453’de başladı diyenler, İstanbul’u kundaklama ve kurcalama hedefi güdenler, İstanbul merkezli zillet planlarıyla pusu kuranlar aynadaki akisleri gibi kötürüm olacaklardır" dedi.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"Fetih, bir yürek işi, bir gönül işarı, bir akıl işareti; hasılı kelam teşekkül etmiş askeri, siyasi ve stratejik dehanın mümtaz bir iradesidir. Fetih, bekleyen ile beklenenin mümeyyiz buluşması, özlem koyuluğunu vuslat sıcaklığıyla aydınlatan mütemadi diriliş fermanıdır.
Fetih, tesadüfen takılmış zafer tacı, sürpriz şekilde elde edilmiş başarı beratı değildir. Uzun senelere dayanan muazzam bir hazırlık evresi, devrin ileri ve ilmi tekniklerini tebarüz etmiş kavrayış enginliği ve vizyon derinliği fethin hamurunu yoğuran başlıca amillerdendir.
Bunların fevkinde, hatta fevkalade önemde olan bir gerçek varsa o da şudur. Fetih için inanmış erler, imanla çarpan kalpler, bihakkın mazisi fetih kültürüyle perçinlenmiş, bilavasıta fetih ruhuyla pekişmiş bir millet varlığı hayati derecede mühimdir, olmazsa olmaz değerdedir.
Fetihçi bir milletten fatih çıkmış
567 yıl önce İstanbul fethedilmişse bunun asırlara dayanan bir irfan kökü, fetih şuuruna sahip Türk milletinin tarihin ta diplerinden sökün edip gelen bir istikbal tutkusu vardır, münhasıran da belirleyicidir. Fetihçi bir milletten Fatih çıkmış, çağ açıp çağ kapatmıştır.
İstanbul kabul olmuş duaların yadigârı, mübarek müjdelerin yuvası, yüzyıllar boyunca sabırla büyüyen mücadelelerin yakutudur. Tarihin ana yatağı fetihle değişmiş, dünyanın ilerleyiş istikameti fetihle yeni baştan tayin edilmiştir.
İstanbul Türklüğün iftihar vesikası, itibar vecdi, nice kültürlere, nice medeniyetlere, nice mazlum halklara beşik olmuş, kucak açmış, bayraktarlık yapmış imparatorluk kaynağıdır.
Köhne Bizans Malazgirt’te yenilmiş, Anadolu vatan olmuştur. İstanbul’da ezilmiş, fethin hayır ve bereketi Türk asırlarına mühür vurmuştur. İnanıyorum ki, kalan Bizans artıkları da elenecek, fethimizin emanet ve haysiyetine hiçbir karanlık el ve emel değemeyecektir.
Zulüm 1453’de başladı diyenler, İstanbul’u kundaklama ve kurcalama hedefi güdenler, İstanbul merkezli zillet planlarıyla pusu kuranlar aynadaki akisleri gibi kötürüm olacaklardır. Müslüman Türk çocukları Bizans’ın çocuklarını her cephede, her seviyede berhava edecektir.
Fetih, skolastik düşüncenin aklı kovduğu, teokratik fanatizmin hür düşünceyi yok ettiği, insanların yarı köle halinde yaşadığı ve ümitsizliğin hakim olduğu batı karşısında, değerler sistemiyle Türk-İslam kültürünün yüz akı olarak medeniyet tarihimizdeki yerini almıştır.
Ne mutlu bizlere ki Fetih, aynı zamanda insanlığın Türkleri daha yakından tanımasını, ceddimizin kucaklayıcı, koruyucu, müşfik yönetim yeteneklerini öğrenmeye, layıkıyla kabullenmeye başlamasını da temin ve teslim etmiştir.
Türklerin yüksek hasletleri, hakkaniyet ve insanlığa saygı üzerine kurulu bir arada yaşama anlayışlarıyla kaynaşarak daha sonraki dönemlerde üç kıtayı yönetme kabiliyetlerinin ahlaki ve fikri zeminini hazırlamıştır.
Fetihten sonra imar edilen ve eserlerle donatılan İstanbul’umuzun, yaşayan müstesna ve muazzez tarihsel güzelliklerine rağmen, bugün sosyo-kültürel kirlenmenin de neden olduğu tahribat ve talan ile karşı karşıya olduğu açık ve acıklı bir gerçektir.
Dileğim, fethi kutlu Peygamberimiz tarafından müjdelenmiş bu tarihi kentimizin, giderek silinmeye yüz tutan güzelliklerini yeniden kazanması, geçtiğimiz asırlarda olduğu gibi huzur, barış ve kalkınmanın sembolü olarak dünyaya yön veren küresel bir merkez haline gelmesidir.
İstanbul’u bir Türk-İslam kenti yaparak dünyaya yeni bir başkent armağan eden, başta büyük hakanımız Fatih Sultan Mehmet olmak üzere fetihte yer alan kahraman ecdadımızı hürmet ve şükran ile anıyor hepsine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
İstanbul; asırlardan bu yana milli birlik ve kardeşliğin simgesi, Türklüğün kıvanç dolu sinesi, Türkiye’nin övünç sinerjisi, Türk milletinin muzafferlikle serpilip sivrilmiş hem övgüsü, hem de özgüvenidir."