MHP, ortaokullarda seçmeli ders olarak okutulan "Bilişim Teknolojileri ve Yazılım" dersinin zorunlu hale getirilip, yeniden müfredat oluşturulması için TBMM Başkanlığı'na bir araştırma önergesi verdi.
Abone olMHP Ankara Milletvekili Zühal Topçu ve arkadaşlarının TBMM Başkanlığı'na sunduğu araştırma önergesinde, gerekçe olarak hızla gelişen ve büyüyen bir dünyada çocukların ve gençlerin hayatında teknolojinin etken olmasının kaçınılmaz olduğu belirtildi. Teknolojinin etkin olduğu günümüzde çocukları ve gençleri bu gelişmelere karşı hazırlamanın ancak eğitimle mümkün olabileceğine işaret edilen araştırma önergesinde, "Öğrencilerin, gelişen teknolojiyi takip edebilmeleri ve bunu amacına uygun bir şekilde yapabilmeleri için ders almaları gerekirken, hiçbir ders almamaktadırlar" denildi.
Öğrencilerin teknoloji konusunda 5. ve 8. sınıf aralığında seçmeli olarak aldıkları 1 saatlik "Bilişim Teknolojileri ve Yazılım" dersini alabildikleri kaydedilen önergeye göre, bu yıl yeni uygulanmaya başlayan eğitim sistemi ile birlikte 5. sınıftan itibaren ders saati sayısının 2 saat olduğu, bu sayının 6, 7 ve 8. sınıflara kademeli olarak yansıyacağı belirtildi. Öğrencilere söz konusu dersten not verilmediği vurgulanan önergenin gerekçesine göre, 2013 yılında değerlendirme olarak verilen davranış notu yine bu yıl kaldırıldı. Karnelerde "Bilişim Teknolojileri ve Yazılım" dersinin adı bile geçmediği öne sürülen gerekçede, buna karşılık TBMM'de Bilişim ve İnternet Araştırma Komisyonu raporunda seçmeli ders olan dersin zorunlu hale getirilmesinin vurgulandığı hatırlatıldı.
"TÜRKİYE'DE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ OKUR-YAZARLIĞINA ÖNEM VERİLMİYOR"
Çocukların teknolojiyi kullanma konusunda her şeyi bildiği varsayılarak, bu derse ihtiyaç olmadığını belirten Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilerin teknolojiyi ne kadar bildiği konusu ile ilgili nasıl bir çalışma yaptığının belli olmadığı belirtilen önergede, "Eğer teknoloji bilmeleri, Facebook, Twitter gibi sosyal ağlara bağlanmaları, internet oyunları oynamaları ve kopyala-yapıştır yaparak ödevlerini yapmaları ise bu konu üzerinde tartışmak gerekmektedir. Çocukları ve gençleri bilinçlendirmenin tek yolu bilişim teknolojileri okur-yazarlığıdır. Medya okuryazarlığı dersi açılıp, önem arz ettiğinden bahsedilirken ve bununla ilgili kamu spotları bile hazırlanırken, neden bilişim teknolojileri okur-yazarlığına önem verilmemektedir. Bu iki okuryazarlığın da, bu konuların uzmanı olan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenleri tarafından verilmelidir. Aile filtresi, çocuk koruması gibi filtreler ile yasak getirmek çözüm olmadığı gibi, bireylere eğitim ile doğrusunun öğretilmesi gerekir" görüşlerine yer verildi.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) raporunda "Okullara sadece teknolojik araç-gereçleri doldurmak yeterli olmamaktadır" denildiği hatırlatılan önergenin gerekçesinde, Türkiye'nin OECD ülke ortalamalarının altında kaldığının görüldüğü öne sürüldü. Önergede ayrıca, Avrupa Çevirimiçi Çocuklar Araştırma Projesi (EUKIDS) araştırmasında 25 Avrupa ülkesinde, Türkiye'nin 9-16 yaş aralığındaki kullanıcıların internet konusunda en düşük bilgiye sahip olduğunun ortaya çıktığı kaydedildi.
1993 yılında okullara Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenliği adı altında görevlendirmelerin olduğu hatırlatılan gerekçede, bu görevlendirmelerin 2002 yılından bu yana BÖTE bölümlerinin mezun vermesine rağmen hala devam ettiği vurgulandı. Önergede, 2013 yılında bu görevlendirmelerin adının Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmen olarak değiştiği belirtilerek, "Alan dışından bir öğretmenin aylık ek ders ücreti karşılığı, BTR öğretmeni olarak görevlendirilebilmesi için katıldığı 100 saatlik bir kurs yeterli olurken, 4 yıl boyunca ders alan ve 3024 saatte yetişen BÖTE öğretmeni neden alınmamaktadır?" denildi.
"FATİH PROJESİ'NİN EĞİTİM SORUMLULUĞU BÖTE ÖĞRETMENLERİNE VERİLSİN"
7 Şubat 2012 tarihinde başlayan ve 3 yıl içerisinde tamamlanacağı söylenen Fatih Projesi'nin 17 il ve 52 pilot okulda başladığı hatırlatılan gerekçeye göre konuyla ilgili Kalkınma Bakanlığı'nın "Bilgi Toplumu Stratejisinin Yenilenmesine İlişkin Hizmet Alımı" raporunda, ilköğretimdeki öğrencilerin zaten bilişim ile ilgili donanıma sahip olduğuna dair oluşan kanının doğru olmadığı, ilk ve ortaöğretimde eğitim gören öğrencilerin BİT kullanımı konusunda yetersiz olduğu ve aynı zamanda eğitimcilerin de BİT kullanımı konusundaki yetkinliklerinin geliştirilmesi gerektiği, aksi takdirde Fatih Projesi'nin başarıya ulaşmasının zor olduğundan bahsedildiği öne sürüldü.
Araştırma önergesinde, maliyeti bu kadar yüksek olan projenin eğitim sorumluluğunun BÖTE öğretmenlerine verilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Gerekçede, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenleri sorunlarını araştırma ve "Bilişim Teknolojileri ve Yazılım" dersinin zorunlu hale getirilip yeniden müfredat oluşturulması açısından detaylı bir şekilde araştırılması ve bu hususlarda çözümler üretilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasının gerekli görüldüğü de belirtildi.