Mevlana'yı etkileyen şairin eseri yeniden Türkçede
Ünlü İslam alimi ve şair Feridüddin-i Attar'ın büyük eseri "Mantıku't-Tayr", yazar ve mütercim Cemal Aydın tarafından yeniden Türkçeye kazandırıldı.
Abone olÜnlü İslam alimi ve şair Feridüddin-i Attar'ın büyük eseri "Mantıku't-Tayr", yazar ve mütercim Cemal Aydın tarafından yeniden Türkçeye kazandırıldı.
KUŞLARIN İLAHİSİ
"Mantıku't-Tayr'ı "Kuşların İlahisi" adıyla yeniden tercüme etmesi hakkında AA muhabirine açıklamada bulunan Aydın, "Şimdiye kadar yapılan Mantıku't-Tayr tercümeleri istediğimiz anlamda doyuracak, tatmin edecek şekilde olmadı maalesef. Hepsi elimizde var, hepsine de baktık. Mantıku't-Tayr'ın şairi Feridüddin-i Attar dev bir şair. Eserin Farsçasına bakarsanız görürsünüz çok kısa kısa yazar ama kısa mısralar içinde pek çok anlam vardır. Bu anlamı verebilmek için Türkçeye çok iyi hakimiyet sağlamak ve üzerinde çok uğraşmak lazım" dedi.
FRANSIZCAYA 4 TERCÜMESİ VAR
Aydın, daha önce yapılan Mantıku't-Tayr tercümelerinin hemen hepsini okuyup incelediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Edebiyatta bazı imajlar, göndermeler vardır. Onları okuyucuya açıklamazsan, bu imajları, edebi sanatları ve incelikleri anlamak mümkün olmaz. O yüzden tercümede 550'ye yakın dipnot düştüm. Benim en büyük kazancım nerede oldu. Farsçam Prof. Dr. Ali Murad Daryal'dan ama eserin Fransızcaya 4 tercümesi var. O 4 tercümenin dipnotları var, pek çok bilgiler ve açıklamaları var. Çok büyük yararı oldu. Çünkü Roger Garaudy Mantıku't-Tayr'dan çok bahsettiği için Fransızcada büyük ilgi gördü. 4 ayrı tercümesi 2 de ayrı uyarlaması var. Benim bildiğim 2 de piyes yapıldı. Hristiyanların da anlayabileceği uyarlama yapıldı. Belki daha fazla vardır. Arapçasına da baktım. En güzel şekilde nasıl verilebilir, Türk okuru bundan nasıl istifade edebilir, ona emek verdim ve başarılı olduğumu zannediyorum."
Mantıku't-Tayr'ın okuyanların gönüllerini açacağını dile getiren Cemal Aydın, "Çünkü düşünün ki Attar bizim kültür havzamızda olan Müslüman ve büyük bir şair. Ülkemiz de çoğunluk olarak Müslüman evladı. Batıya seslendiğine göre, Batılılar bile hayran kaldığına göre, bizim gençleri kalbinden vurur ve onları ufuklara götürür. Yepyeni fikirler açar. Can üstüne can katar. Ruhlarını şahlandırır. Attar, hem sufi hem dev bir şairdir" diye konuştu.
Aydın, sufi ile şiir arasında manevi bir bağ bulunduğu için Allah duygusuyla yazılan şiirlerin bambaşka olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
MEVLANA ÖVGÜLER YAĞDIRDI
"Allah duygusu olmayan şairlerin yazdığı şiirler pek bir şey söylemez. Onların yazdıkları kaba, maddeci ve yarına kalmayacak şiirlerdir. Çok fazla bir şey söylemez insana. Batıda da böyledir, Allah duygusunu yaşatanlar, manevi tarafı yüksek olanlar, mistik yönü olanlar, musikide olsun, şiirde olsun, çok güzel, erişilmez eserler vermişlerdir. Bu kitap, Hz. Mevlana’nın 'Attar yedi aşk şehrini dolaştı, bizse hala bir küçük sokağın başındayız!' diyerek övdüğü bir İslam sufi-şairinin şaheseridir. Bu eser, yine Hz. Mevlana’nın 'Ben söz söylemede Şeyh Attar’ın kulu kölesiyim. Ey dost, her ne söyledimse onu Attar’dan duymuşum' dediği bir üstadın kaleminden çıkmadır. Gülşen-i Raz’ın şairi Şebüsteri, 'Yüzlerce yıl geçer de Attar gibi bir şair gelmez!' der. Hüsn ü Aşk’ın şairi, dahi şairimiz Şeyh Galib de ilhamını Attar’dan aldığını söyler. Hz. Attar, bu eseri yazmak için velilerin hayatlarıyla ilgili bin kadar eser okudu. Tasavvuf bilgisi ile şairliğini bir araya getirerek, tasavvuf edebiyatında yepyeni bir çığır açtı. Batı dillerinin hemen hemen hepsine defalarca tercüme edilen, dünyanın pek çok diline aktarılan ve bütün insanlığa seslenen bu eser, herkesi etkileyen kendine özgü çok çarpıcı bir özelliğe sahiptir. Dünyanın seçkin aydınlarının sık sık göz atmak ihtiyacı duydukları bir başucu kitabıdır. Büyük psikolog ve psikiyatristlerin de insan ruh ve karakterini anlamak için kullandıkları bir kaynak eserdir. Bu kitabın en büyük özelliği, insanı eski halinde bırakmaması ve okuyucusunu gönül adamlığı yolunda ilerlemeye yönlendirmesidir."
Türk Edebiyatı Vakfı yayınları arasında "Kuşların İlahisi" adıyla çıkan eserde, okuyucuların kolay anlaması için 550 dipnot bulunuyor.
FERİDÜDDİN ATTAR'I MOĞOLLAR ŞEHİT ETTİ
Asıl adı, Ebu Hamid Feridüddin Muhammed Bin Ebi Bekr İbrahim-i Nişaburi olan Attar, Horasan Selçukluları zamanında 1174'de Nişabur'da doğdu.
Eczacılık ve tıp ilmiyle meşgul olduğu için "Attar" lakabıyla tanındı. Küçük yaştan itibaren tasavvufa meylederek, Irak, Şam, Mısır, Mekke, Medine, Hindistan ve Türkistan'a seyahatlerde bulundu. Peygamberlerin, Allah dostlarının hayatlarını inceleyerek 39 yıl boyunca tasavvufla ilgili şiir ve hikayeleri topladı.
Manzum eserlerinin 100 bin beyite yakın olduğu bilinen Attar, 1248'de bir Moğol askeri tarafından şehit edildi. Şehit edildiği anda başını ellerinin arasına alıp yürüdüğü ve mezarlıkta kabri olacak yere varıp uzanarak başını boynuna koyup cenaze namazının kılınmasını beklediği tarihi kaynaklarda yer aldı.