Bazı teşvik bölgelerinde mevcut işletmelere de istihdam desteği vermek üzere çalışma başlatıldı...
Abone olEkonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bazı teşvik bölgelerinde mevcut işletmelere de istihdam desteği vermek üzere çalışmalar yaptıklarını belirterek, ''Mevcut işletmelere bir istihdam desteği, işletme desteği olacak. Diğerini yatırım teşviki olarak çıkardık. Yeni yatırım yapana burada belli sayıda işçi çalıştırma şartı getirilecek'' dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Libya temaslarının ardından Ankara'ya dönüşünde uçakta ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Çağlayan, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda neler görüşüldüğünün sorulması üzerine istihdama ilişkin bir projelerinin olduğunu bildirdi.
Teşvik için kanun çalışmalarına başladıklarında mevcut işletmeler için de düzenleme yapılması konusunda prensip kararı aldıklarını ifade eden Çağlayan, yatırım teşvikinde işgücü maliyetleri üzerindeki yoğunlukların en fazla alındığı yerlerde mevcut işletmeleri etkileyecek şekilde haksız rekabet oluşturmamasının sağlanması gerektiğini belirtti.
Çağlayan, mevcut işletmelerle, yeni yatırım yapacak olan işletmeler arasında bu konuda ciddi bir fark olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
''Altıncı bölgenin bizim açımızdan önemli bir yeri var. Bizim için orada istihdam son derece önemli. İstihdam yoğun sektörleri bilhassa altıncı bölgede oluşturmak üzere yeni teşvik sisteminde önemli çalışmalar yapmıştık. Cumhuriyet tarihinde kimsenin cesaret edemeyeceği bir teşvik sistemini Başbakanımızın desteği ve oluru ile yaptık. Şu anda altıncı bölgede yatırım yapan bir yatırımcının istihdam maliyeti Çin'deki bir işçinin maliyetinden daha ucuz bir rakama geliyor. Bu konu ile ilgili bir çalışma yapılıyor. Önümüzdeki günlerde tekrar bir araya geleceğiz. Biraz daha çalışmaların üzerinde yoğunlaşılması konusunda bir çalışma yapılacak. Daha sonra bunu sayın Başbakanımıza sunacağız. Sonra bunun uygulanması Başbakanımız ve ilgili bakanımız tarafından kamuoyuna duyurulacaktır. Bu mevcut işletmelere bir istihdam desteği, işletme desteği olacak. Diğerini yatırım teşviki olarak çıkardık. Yeni yatırım yapana burada belli sayıda işçi çalıştırma şartı getirilecek. 5084'ü tarihe gömdük. Tarihteki yerini aldı. 5084'ün yerine ikame edecek bir arayışımız yok. Bilhassa benim için engel değil. Odalar Birliği tarafından dile getiriliyor. Onlar da olmayacağını biliyorlar aslında bunun, ama üyelerine karşı sorumluluk içinde bunları söylüyorlar, anlayışla karşılıyorum. Ben de olsam öyle yapardım. Yeni yatırım teşvik sistemi ve bunun dışında mevcut işletmeler arasındaki işgücü primleri, işgücü maliyetleri noktasında çok fazla farklılık olmasın, mevcut işletmelerimize de destek verelim. 5084'te 10 işçi mecburiyeti vardı. Ama bununla ilgili 10 mu olur, 15 mi olur bilemem.''
Bakan Çağlayan, mevcut işletmelerdeki çalışanların da bu destek kapsamına alınabileceğini belirterek, bunun mevcut işletmeler için işletmeye işgücü maliyetinin azaltılması konusunda düşünülen bir tedbir olduğunu ifade etti.
Bölgelere göre süre ve desteğin farklı olabileceğini dile getiren Çağlayan, ''Ayrıca ilave istihdam yapana da ilave bir destek olup olmayacağı alternatifler arasında'' diye konuştu.
Çağlayan, mevcut bütçeye ek yük getirmeyen bir sistem olacağını ifade ederek, 3-5 gün içerisinde bu çalışmanın tamamlanacağını söyledi.
Bakan Çağlayan, ''Geçmişte politikacıların 'kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veririm' diyerek sosyal güvenlik sistemini dumura uğratmasının faturasını yaşıyoruz'' dedi.
HİÇ KİMSE KENDİNİ BAŞKASININ YERİNE KOYMASIN
Çağlayan, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın büyümeyle ilgili söylemlerini değerlendirerek, ''Sayın Başbakanımız geçen gün Slovakya'da çok net söyledi. Başbakanımız, 'Biz 2023 hedeflerine karayollarından gidemeyiz' dedi. Başbakanımız hedeflere uçarak gitmek durumunda olunduğunu söyledi. Bu da Türkiye'nin büyümesinden geçer. Cari açığın 5, büyümenin 5, enflasyonun 5 olması bizim kaderimiz değil. Şu anda enflasyonu tek hanede tutmuş, Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini yakalamış, cari açığın GSYH'sinin, Nisan ayında 2012 GSYH açıklandığında göreceğiz, yüzde 6,5'e düşürebilmiş bir tablo ortaya koyuyoruz. Türkiye'yi 2023 hedeflerine götürecek yol minimum yüzde 6'lık büyümeden geçer. Yüzde 6'lık büyümeyi cari açıkla da, enflasyonla da bu rakamlarla fevkalade şekilde götürürüz'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin sağlıklı, sürdürülebilir büyümek zorunda olduğunu vurgulayan Bakan Çağlayan, bunun için de Türkiye'yi 2023'e götürecek olan yol ve yöntemlerle yürümek gerektiğini söyledi.
''Biz başkalarının dediği gibi yüzde 4-5'lik ortalama bir büyüme ile 2023 hedeflerine zamanında yetişemeyebiliriz'' diyen Çağlayan, şunları kaydetti:
''Bu konuda ekonomik büyüme, Türkiye'nin pastasının büyütülmesi tamamen hükümetin iradesi altındadır. Kurum ve kuruluşların görevi bellidir. Türkiye ekonomisini son 10 yılda büyüten en büyük faktör hükümetimizdir, Başbakanımızdır, bu konudaki kararlı politikalarımızdır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti yaptı. Hiç kimse kendini başkasının yerine koymasın. Herkesin yeri, görevi, yetki ve sorumlulukları belli.''
DEVİR TÜRKİYE'NİN DEVRİ ISKALAMAMAK LAZIM
Bakan Çağlayan, son açıklanan sanayi üretim verilerinin beklenenin altında kaldığının hatırlatılması ve büyüme rakamını nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine de, ''Maalesef o konuda herhalde beklediğimizi bulamayacağız. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Benim de anlatmak istediğim, bütün derdim buydu. 'Gaza basalım, ekonomiyi büyütelim' derken söylemek istediğim buydu'' diye konuştu.
Bu sanayi üretim rakamlarının, kapasite kullanımı öncü rakamlar olduğuna dikkati çeken Çağlayan, büyüme rakamı ile ilgili olarak ''2012 yılında ahkam kesmeyim ama öyle gözüküyor ki, bu gidişle yüzde 2,5 civarında bir rakam olacak'' dedi.
Çağlayan, OVP'de 2013 büyüme tahmininin yüzde 4 olduğunu da hatırlatarak, ''Bize daha fazla büyümek yaraşır'' ifadesini kullandı.
''Devir Türkiye'nin devri, bunu ıskalamamak lazım'' diyen Çağlayan, şöyle devam etti:
''Ticarette fırsat her zaman ayağına gelmez. Özellikle bugün Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik durum, dünya ekonomisinin durumu, Türkiye'yi gelişmiş ülkelerden daha farklı bir konuma getirdi. Bugün Türkiye, Avrupa ekonomisinden daha güçlü, daha stabil bir hale geldi. Şimdi bizim aramızdaki mesafeyi kapatabilmek için 'speed' yapacağımız bir zamandayız. Herkes koşarken bizim koşmamız fark etmez. Şu anda bizim önümüzdekilerin yavaşlamaya başladığı, bir kısmının durduğu, bir kısmının da geriye doğru koşmaya başladığı bir dönemde Türkiye'yi ben bir atlet olarak değerlendiriyorum ve bu atlet, çıkışı şimdi yapmalı.''