Deli Yürek dizisinin senaristi Ömer Lütfü Mete, TV'lerdeki dini dizileri eleştirerek, "Ya kaliteli yapın ya da hiç yapmayın" dedi.
Abone olYa kaliteli dini film yapın ya da hiç yapmayın Senarist Ömer Lütfi Mete'nin "Muhafazakar kesimin kaliteli İslami içerikli filmleri sinemaya giderek desteklemesi gerektiği" yönündeki sözlerine arka çıkan Diyanet, "Dini konularda duyarlı olunmalı" dedi. İkinci sınıf dini içerikli filmlerin "kaş yapayım derken göz çıkardığını" belirten Diyanet İşleri, dini içerikli programların, kaliteli, estetik ve dini duyarlılık eksenli hazırlanması gerektiğini kaydetti. "Diyanet" dergisinde Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Bahattin Akbaş'ın kaleme aldığı yazıda, günümüzde kitleler üzerinde önemli etkisi olan filmlerde dini konuların olduğundan farklı verilmesinin tahripkar sonuçlar meydana getirdiği belirtildi. Bu tarz olumsuz imajların silinmesinin kolay olmadığına da değinilen yazıda, kaliteli dini programların yapımının önemine değinildi. Yazıda kalitesiz programların "kaş yapayım derken göz çıkardığı" ifade edildi. Yazıda, çekilen dini içerikli filmlerdeki takma saçların, uyduruk kılıçların ve garip kostümlerin izleyiciden olumsuz tepki aldığına işaret edilirken, bu filmlerin izleyiciye "Ya kaliteli film yapın ya da hiç yapmayın" dedirttiği kaydedildi. 'KİLİSE KONTROLÜNDE ÇEKİLEN FİLMLER ÖRNEK ALINMALI' Veysel Karani gibi dini içerikli bazı filmlerin senaryosunu yazan Ömer Lütfi Mete'nin sözlerine de yer verilen yazıda, Mete'nin Batı'da kilsenin kontrolü altında yayın yapan telvizyonlara bakılarak oradaki kalitenin örnek alınması gerektiği yönündeki sözlerine yer verildi. Yazıda, senarist Mete'nin muhafazakar kesimin kaliteli İslami içerikli filmleri sinemaya giderek desteklemesi gerektini söylediği de kaydedildi. Yıllar öncesinin olanaklarıyla çekilen filmlerin günümüzde komik kaldığına dikkat çekilen yazıda, İslam'ın günümüz şartlarında nasıl yaşandığını anlatan filmlere ihtiyaç olduğu belirtildi. Yazıda öte yandan, pek çok alanda olduğu gibi dinin de reating ve magazin malzemesi haline getirildiği belirtilerek, bunun toplumun hayrına bir davranış olmadığı ifade edildi