BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,39
ALTIN 3.028,94
HABER /  GÜNCEL

Mescid-i Aksa'yı bekleyen tehlike

İsrailli uzmanlara göre, Müslümanlar için büyük öneme sahip olan Mescid-i Aksa, heran yıkılabilir.

Abone ol

Yahudiler'in ilk tapınağı olarak kabul edilen Süleyman Tapınağı'nın kalıntılarını ortaya çıkarmak için İsrail tarafından Mescid-i Aksa'nın altında başlatılan kazı çalışmalarının, en ufak bir depremde Müslümanlar için büyük öneme sahip Mescid-i Aksa'yı yıkacağı iddialarını yıllardan beri sürdüren İslam Dünyası, şimdi bu tehlike ile karşı karşıya kaldı. El Quds gazetesinde yer alan habere göre, 11 Şubat'ta Ölü Deniz merkezli Richter ölçeğine göre 5.0 büyüklüğündeki depremde; Kubbetü's-Sahra'nın duvarları çatlarken, Mescid-i Aksa'nın güneyindeki bazı taşlar yerinden koptu. Gazete haberinde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin, kutsal mekanların onarımı için Mescid-i Aksa'nın idaresini elinde bulunduran özel statüdeki vakfa maddi yardımda bulunduğu belirtildi. Gazete, İsrail tarafından altında kazı çalışması yürütülen Mescid-i Aksa'nın ve Kubbetü's-Sahra'nın yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını ve acil önlemler alınması gerektiğini ileri sürdü. Doğu Kudüs'te 3 yıldır araştırmalarını sürdüren İsrail Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin geçen hafta sonu yayınladığı raporda, Doğu Kudüs'ün tamamıyle deprem riski altında olduğu belirtildi. Merkez raporunda, Doğu Kudüs'ün zemininin kaygan ve çürük olması nedeniyle, İsrail'de meydana gelebilecek büyük bir depremde buradaki kutsal mekanların yıkılabileceği uyarısında bulundu. Dünyanın en uzun graben çukurluğu olan ve Mozambik sınırından başlayarak, Hatay sınırına kadar uzanan 5 bin kilometrelik Kuzey Afrika Fay Hattı'nın Kudüs'ün doğusundan geçerek Ölü Deniz üzerinden Suriye'ye ulaştığını belirten İsrail Jeolojik Araştırmalar Merkezi Müdürü Amos Bein, bilim adamlarının İsrail'de 50 yıl içerisinde büyük bir deprem beklediklerini söyledi. Bu depremin meydana gelmesiyle Doğu Kudüs'teki 3 dine ait kutsal mekanların büyük zarar göreceğini, özellikle Müslümanlar'a ait Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra'nın tamamen yıkılacağını belirten Amos Bein, "3 yıldır Doğu Kudüs'te sürdürdüğümüz araştırmalarda bu bölgenin zemininin çok zayıf olduğunu saptadık. Doğu Kudüs olarak adlandırdığımız eski şehir, yeni şehire göre çok daha fazla riskli bir durumda. Bu bölgenin zemini sert kayadan değil de çakıl taşı gibi moloz kaya dediğimiz yapıda olduğu için, depremin oluşturacağı sismik dalgalardan en fazla etkilenecek yer burası olacaktır. Burası yakın zamanda büyük bir depremin olacağı aktif bir bölge. Özellikle Kudüs Belediyesi ve ilgili makamlar, buradaki tarihi yapılar için güçlendirici önlemler almalıdır" açıklamasını yaptı. Doğu Kudüs'ün topoğrafik, jeolojik ve toprak haritasını çıkarmak için son sistem bilgisayarlar kullanıldığını, bu sistemde eski şehrin altındaki yer altı mahzenlerini ve tünelleri de hesaplamalarına kattıklarını belirten Amos Bein, "Önlem alınmazsa, bu bölgedeki birçok kutsal mekan zarar görecek. En büyük risk müslümanlar için büyük öneme sahip iki camide. Bölgede son 4 bin yılda 10'dan fazla büyük deprem meydana geldi. İsrail'de son büyük deprem 1927 yılında Kudüs'ün 15 kilometre Doğu'sundaki Eriha kentinde meydana geldi ve olayda 200 kişi hayatını kaybetti. 35 milyon yıl önce ayrılan Afrika ve Avrasya tektonik tabakasının oluşturduğu Mozambik-Suriye Fay Hattı üzerinde bulunan İsrail'de bilim adamları, 50 yıl içinde büyük çapta bir deprem bekliyor. 1016 yılında Kudüs'te meydana gelen depremde, Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra tamamen yıkılırken, yerine aynısı yeniden inşa edildi. İSRAİL MESCİD-İ AKSA'NIN ALTINDA KAZI ÇALIŞMASI YAPIYOR Yahudi inancına göre Mescid-i Aksa'nın tam altında bulunan Hz. Süleyman Tapınağı'nı ortaya çıkarmak için İsrail Hükümeti, 1985 yılında kazı çalışmalarına başladı. İsrail, iki kez yıkılan Hz. Süleyman Tapınağı'nı ortaya çıkarmak için Mescid-i Aksa'nın altında büyük çapta kazı işlemi gerçekleştirdi. Kazı çalışmaları hala sürerken, İslam dünyası olaya büyük tepki gösteriyor. İslam dünyası, İsrail'i, Mescid-i Aksa'nın altını oyarak ufak bir sarsıntıda kendiliğinden yıkılmasını sağlamaya çalışmakla suçluyor. İsrail ise, amaçlarının tamamen turistik olduğunu ve tarihi tapınağın kalıntılarını ortaya çıkararak dünya turizminin hizmetine sunmak olduğunu savunuyor. Uzun yıllar Kudüs'te çalışan Amerikalı arkeolog Gordon Franz, daha önce gazetelere bu konudaki gözlemlerine dayanarak yaptığı açıklamada, "Emin olduğum bir şey varsa, Tapınak'ı yeniden inşa etmeyi hedefleyen Yahudiler'in o iki camiyi mutlaka yıkmak istiyor oluşlarıdır. Bu yıkımın nasıl olacağı konusunda kesin bir fikrim yok, ama olacaktır. Yıkacaklar ve burada onun yerine bir tapınak inşa edecekler. Ne zaman, nasıl yapılacak bilmiyorum ama yapılacak" dedi. DOĞU KUDÜS'TEKİ KUTSAL MEKANLAR 4 BÖLÜMDEN OLUŞUYOR Doğu Kudüs olarak adlandırılan Eski Şehir. Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Ermeni çeyreği olarak 4 parçaya bölünen eski şehirde, 3 semavi din için kutsal sayılan mekanlar var. Müslüman çeyreği şehrin güneydoğusunda, Yahudi çeyreği ise Müslüman çeyreğine bitişik olarak şehrin güney batısında yeralıyor. Eski şehirde en önemli yerler Müslümanlar için Mescid-i Aksa ve Kubbetü's-Sahra, Yahudiler için ise ağlama duvarı ve Hz. Süleyman tapınağı. Eski şehirdeki Müslüman bölümünün tüm idari işleri özel statü verilmiş bir vakıf tarafından yürütüyor. Haremü'ş-Şerif (Tapınak Dağı): Üstünde l. ve II. Tapınak'ın yer aldığı Tapınak Dağı eski kentin güneydoğusunda yer alır. l. Tapınak Hz. Davud'un oğlu Hz. Süleyman tarafından yaptırıldı. Burası Milattan Önce 586'da Nabukadnezar tarafından tüm kentle birlikte yakıldı. Burada Kubbetü's-Sahra ve El-Aksa Camii bulunur. Kubbetü's-Sahra: Haremü'ş-Şe-rif'te, Mescid-i Aksa'nın hemen kuzeyinde bulunur. Peygamber Efendimiz'in Mirac'a çıktığı zaman atını bağladığı kayanın ve Hacer-i Muallak diye anılan kayanın üzerini örtecek şekilde inşa edildi. 691'de Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan'ın inşa ettirdiği yapı 1027'deki depremde yıkılınca aynı şekilde yeniden inşa edildi. Kubbetüs's-Sahra'nın kubbesi altın plaklarla kaplıdır. El Aksa Camii (Mescid-i Aksa): Adı (Mekke'den) "en uzaktaki cami" anlamına gelir. Hz. Ömer tarafından 638'de camiye dönüştürüldü. 1027'de cami şiddetli bir deprem sonucu yıkılınca, 1034'te tekrar yapıldı. Haçlılar tarafından kilise olarak kullanılan yapı, Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü aldığında tekrar cami olarak açıldı. Cami, İslamiyet'in en kutsal yerlerinden biri. Yahudi inancına göre caminin altında Hz. Süleyman Tapınağı bulunuyor. Ağlama Duvarı: İkinci Tapınak'ın sağlam kalan tek duvarı, bugün Ağlama Duvarı olarak biliniyor. Burası tüm dünyadaki Yahudiler için en önemli tapınma yeri sayılıyor. Duvar, Mescid-i Aksa'nın tam batısından aşağıya doğru iniyor. Camide ibadet eden Müslümanlar'ın, ağlama duvarındaki Yahudiler'i görmemesi için duvar, avlu seviyesinden daha yüksekte yapılmıştır. Duvarın zemini, Mescid-i Aksa'nın zeminine göre yaklaşık 30 metre aşağıdadır.