Mescid-i Aksa yakın zamanda yıkılacak!
İsrail, "Filistin Devleti'nin de kabul ettiği üzre Kudüs bizim başkentimizdir ve burada Mescid-i Aksa'yı istemiyoruz" diyecek. Sonrasını tahmin ediyorsunuzdur...
Herkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs konusundaki kararının
gerekçesini merak ediyor.
Anlatayım.
Dünya medyasının neredeyse tamamı Musevi işadamlarının elinde.
Abarttığımı düşünenler olabilir ancak durum gerçekten böyle.
Rakamlara vurulduğunda bu oran yüzde 95'i buluyor.
ABD'de ise bu rakam yüzde 80'leri buluyor.
Burada da pek çok gazete ve televizyon, dergi ve yapım şirketi,
Musevi işadamlarına ait...
En çok seyredilen televizyon programlarının yazar ve
yapımcılarının yüzde
60'ı, en yüksek tirajları gazetelerde yazan
gazetecilerin
yüzde 25’iden fazlası Yahudi asıllı...
Örnek isterseniz, New York Times, Washinton Post, Wall Street
Journal, Newsweek, Time, AOL, MTV, CBS, ABC, CNN ve NBC'yi
sayabiliriz.
Adını saydığım kuruluşların tamamının ortak bir özelliği, Donald
Trump'a savaş açmaları...
Trump'ın, yakın zamana kadar, CNN başta olmak üzere bu yayın
kuruluşlarıyla zaman zaman kavgaya tutuştuğuna hepimiz şahit
oluyoruz.
İşte bu yayın kuruluşları, Donald Trump'ın seçimlerde Rusya ile
işbirliği yaptığı gerekçesiyle ABD Başkanlığı'ndan azledileceğini
yazıp çiziyor.
Bu tehlikenin farkına varan Trump, aldığı Kudüs kararı ile iki
şeyin önüne geçmeyi hedefliyor:
Bir: Yahudi medyasını susturmak ve hatta yanına
çekmek.
İki: Yahudi Lobisi'ni yanına çekerek hem bu
dönemini, hem de ikinci seçim dönemini garanti altına almak.
Amerika'nın büyükelçilik binasını Kudüs'e taşıması sanıldığı gibi
kolay bir mesele değil. Çünkü Kudüs'te böyle bir bina yok.
Yapılması da neredeyse 3-4 yıl sürecek.
Anlayacağınız taşınma işlemi, tam da Donald Trump'ın ikinci seçim
dönemi öncesine denk getirilecek ve Yahudi Lobisi'nin tam desteği
alınacak.
Mesele bundan ibaret...
Bundan sonra neler olacağını merak ediyorsanız, onu da izninizle
anlatayım.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün; “Filistinliler
Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu ne kadar çabuk kabul ederse,
barış o kadar çabuk gelir" şeklinde bir açıklama
yaptı.
Yani bir bakıma ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor.
Lakin aklı başında olan herkes biliyor ki böyle bir kabulleniş,
Filistin'in tamamen elden çıkması anlamına geliyor.
Eğer Filistinliler bu kararı kabul ederse, İsrail çok değil,
bir ya da iki yıl içinde yeni bir adım atacak. "Filistin
Devleti'nin de kabul ettiği üzre Kudüs bizim başkentimizdir ve
burada Mescid-i Aksa'yı istemiyoruz" diyerek mukaddes
mescidi önce işgal edecek, sonra da yıkıp tarihe gömecek. Filistin
halkının kaç gündür ölümüne ayaklanmasının nedeni bu.
Kudüs'e yaptığımız ziyaretin ayrıntılarına gelince...
Trump'ın, kararını açıkladığı saatlerde Kudüs vardık. Doğrusu
Yahudiler'in çok büyük sevinç gösterileri yapacaklarını
düşünüyorduk ancak böyle olmadı.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Vatikan, bazı batılı
ülkelerinden gelen sert tepkiler, tabiri caizse İsrail'in hevesini
kursağında bıraktı.
Ancak herkesin gözü kulağı, İslam ülkelerindeydi. Türkiye hariç
diğer Müslüman devletlerden gelen cılız tepkiler İsrail kanadında
mutluluk, Filistin kanadında ise hüzünle karşılandı.
Cuma Namazı sonrasında başlayan ve dalga dalga yayılan protesto
gösterilerinde Türk bayrakları ön plandaydı.
Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere
lanet yağdırılırken, Türkiye lehine atılan sloganlar göğüs
kabartıcıydı.
İsrail askerleri her zaman olduğu gibi elleri tetikte, öldürmek
için vaziyet almış durumda bekliyordu. Ancak gözlerindeki korku ve
endişe her zaman olduğu gibi bir kilometre öteden fark
ediliyordu.
Mübalağa yaptığımı düşünebilirsiniz ama gerçekten durum
böyleydi.
Korkunun ve endişenin sebebi şu:
İsrail'de çok büyük bir kesim, uzun zamandır 1968 sınırlarına, yani
işgal önceki ülke sınırlarına geri çekilmeyi tartışıyor.
Çünkü, nüfus azlığından dolayı işgal ettikleri yerlere
yerleştirecek Yahudi bulamıyorlar. Avrupa'daki Yahudiler'i İsrail'e
getirtmek için yaptıkları çağrılar karşılıksız kalıyor.
Bundan daha önemlisi, işgal ettikleri yerleri korumakta zorluk
yaşıyorlar çünkü dindar Yahudiler askerlik yapmamak için
direniyor.
Anlayacağınız, ellerindeki tek güç, silah... 6 yaşındaki çocuklara
namlu doğrultacak kadar korkakça davranıyorlar. 14 yaşındaki bir
çocuğu, 22 silahlı asker zapt edebiliyorsa, varın gerisini siz
düşünün.
Filistinli çocukların attığı taşlar, onlar için en büyük
hakaret.
İslam inanışında şeytan taşlanır, bunu biliyorlar ve bu sıfata
konmak onlara çok ağır geliyor. Taş atılan köpekler azgınlaşır
ya hani. "Biz köpeğiz ve taş atmanız bizi
kudurtuyor" dercesine saldırıyorlar.
Türkiye, İran, Suud gibi bir tek islam ülkesinin savaş ilan
edeceğini duyurması halinde, dahi tası tarağı toplayıp
Filistin topraklarını terkedecek haldeler...
Allah adına yemin olsun ki üç islam ülkesi bir araya gelip savaştan
bahsetse, iki aya kalmaz Kudüs hayalleri yerle bir olduğu gibi
Gazze de özgürlüğüne kavuşur.
Ama gelin görün ki bahsi edilen İslam ülkeleri sefil ve zelil halde
olanları izliyor, alınan Kudüs kararına batılı devletler kadar
tepki veremiyor.
Trump'ın, Suudi Arabistan'da Sisi ile birlikte sihirli küreye el
koymasının nedenini ve Mısır ve Suud'un alınan karara neden tepki
veremediğini sanırım şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur.
Ha...
Bundan sonra neler olacağını anlatırken lafım yarıda
kalmıştı.
Hamas'ın söylediği gibi, alınan karar Cehennem'in kapılarını
açacak. Kudüs düştükten, Aksa işgal edildikten sonra hedefe
İran ve Türkiye'ye konulacak.
Bugün ölüm sessizliğine bürünüp, "Bize ne Filistin'den,
bize ne Araplar'dan?" diyenler, o gün ne diyecek merak
ediyorum.