Amerikan politikalarına muhalif tavrı ve barışı savunan yazılarıyla öne çıkan Radikal yazarı Nuray Mert , ABD'nin Ortadoğu politikasını savunanlara cevap verdi: Sakın ha!
Abone olTBMM'de 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden bu yana Türk basınında belirginleşen saflaşma bugünlerde bir kez daha su yüzüne çıktı. Radikal Gazetesi yazarı Nuray Mert, ABD politikalarını destekleyen yazarların kendisine yönelttiği eleştirilere topyekün cevap verdi. Nuray Mert'in diye uyardığı yanıtı çok sert oldu:
- 1 Mart tezkeresinin Meclis'te reddedilmesinin yıldönümünde, bu kez Suriye'ye yönelik tehditleri protesto etmek üzere bir grup aydın ve barış yanlısı aktivistle Suriye'ye gittik. Anladığım kadarıyla, bu konu arkamızdan çok tartışılmış. Çok memnun olduk, zira, biz her şeyden önce, Türkiye kamuoyuna işgale karşı duyarlı olma mesajı vermek amacındaydık.
Her siyasi görüş, tutum, hareket, girişim tabii ki eleştiriye ve tartışmaya açık. Dahası, eğer maksat dalaşıp dövüşmek, siyasi meseleler üzerinden kişisel kavgalar üretmek değilse, bir konu ne kadar farklı açılardan tartışılırsa olgunlaşması açısından o kadar iyi. Ne yazık ki, Türkiye'de hemen hiçbir konu bu düzeyde tartışılamıyor. Hemen bu noktada, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Y. Yılmaz'ın bizim girişimimize ilişkin eleştirel yazısını (2 Mart 2005) dikkatinize sunmak ve teşekkür etmek istiyorum. Yılmaz, birçok konuda görüşleri bana taban tabana zıt bir yazar, ancak Suriye gezimize ilişkin itirazını ifade biçimi, bu tür tartışmalarda, belli bir düzeyin tutturulması açısından, beni gerçekten etkiledi, umutlandırdı.
Gelelim, siyasi tartışma adı altında psikolojik yıpratma, karalama üslubundaki eleştirilere. Yine Milliyet gazetesinde, Yasemin Çongar, malum dünyaya resmi ABD dış politikası perpektifinden bakan bir siyaset gözlemcisi. Olabilir, insanlar, tercihler, dünya görüşleri çeşit çeşit. Bu politikaların dünyayı getirdiği nokta, sergilediği ikiyüzlülük, ürettiği insanlık dışı tablolar ortadayken, hâlâ canla başla bunları haklı çıkarma gayreti olsa olsa acıklı bir çaba. Orası bizi ilgilendirmez.
Nazi politikalarını savunan insanlar da vardı, son ana kadar onlar da haklı olduklarını düşünüyorlardı, Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, tarih önünde yüzünü kızartmasın. O ayrı mesele, ama kimse, kendi bu konumdayken, başkalarına akıl vermeye, hizaya çekmeye kalkmasın.
Siz siz olun, sakın ha, Çongar'ın, 'sakın ha' savaş karşıtı aydınlara kanmayın, 'sakın ha' Abdullah Gül'ün açıklamalarına aldanmayın türünden neo-con politik güzellemesine aldanmayın (7 Mart 2005). İşgal tehditlerine karşı tepkiler güçlenir diye, işi Suriye'nin Abdullah Öcalan'ı barındırmış olması hatırlatmalarına vardırmasına prim vermeyin. Bu derin bir mevzudur, ama konu oraya varacaksa, Öcalan'a destek veren ülkelerin listesini çıkarıp, AB sürecinden vazgeçmeyi önermek gerekir.
Gelelim, psikolojik yıpratma harekâtıyla yetinmeyip, işi karalama ve hakarete getirenlere. Cengiz Çandar gibi birinden, ne bizim çabalarımıza sempatik bakmasını bekleyebiliriz, ne konuya düzeyli bakmasını. Ama 'sakın ha' çizmeyi aşmaya kalkmasın. Bu zat, 1 Mart tarihli yazısında, (Dünden Bugüne Tercüman) "Bir otobüse doluşarak bölgede 'siyaset turizmi' yapan 'Türk avanak solcuları'" tabirini kullanmış, kendisine 'avanak' görmek hevesindeyse aynaya bakmasını tavsiye ederim. Bölgeyi köy köy bilmekle, Şii aşiretlerin ismini ezbere saymakla, avanaklık zail olmuyor, siyasi tasavvur, hele insanlık tasavvuru çok ama çok farklı şeyler.
Konuyu bu noktaya getirmek, üslubu bu yola sokmak istemezdim, ama bu hepimiz için çok ama çok önemli, hayati bir konu ve işgal lobisi bu üslup üzerinden psikolojik yıpratma harekâtı yapıyor. 'Bunlara uymayayım' dediğiniz noktada, o harekât mesafe kaydetmiş oluyor. Diğer arkadaşlarımı bilemem, ama ben, işgal lobisine karşı elimden ne gelirse yapmak niyetindeyim. Savaşa, işgale, tehdide karşı tavrımız bu üslupla yıpratılmaya çalışıldığı müddetçe, bunu kim yaparsa aynıyla cevabını alır. 'Sakın ha' bu kapıyı açmayalım, işgal lobicileri, siz zararlı çıkarsınız.
Yazı: Nuray Mert
Kaynak: