BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,02
ALTIN 3.009,54
HABER /  GÜNCEL

Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi

Merkez Bankası, para politikasının enflasyon üzerinde ancak orta ve uzun vadeli faizleri etkileyebildiği sürece etkili olabileceğini bildirdi.

Abone ol

Merkez Bankası tarafından yapılan, ''Mayıs ayı Enflasyonu ve Görünüm'' açıklamasında, makroekonomik istikrar ve yapısal reformların taşıdığı önem vurgulanarak, şöyle denildi: ''Kuşkusuz, para politikası enflasyon üzerinde ancak orta ve uzun vadeli faizleri etkileyebildiği sürece etkili olabilecektir. Bugün itibariyle, son üç yılda çok önemli mesafe alınmakla beraber, söz konusu ilişki henüz tam olarak olması gereken noktada değildir. Risk algılamasındaki değişimlerin faizler üzerindeki baskınlığı, belirgin olarak azalmakla beraber, gelişmiş ülkelere oranla hala yüksek düzeydedir. Bu noktada, kısa vadeli faizler ile orta-uzun vadeli faizler arasındaki ilişkinin belirginleşmesi açısından, makroekonomik istikrar ve yapısal reformların kritik önem taşıdığı unutulmamalıdır.'' -''ORTA VADELİ ENFLASYON EĞİLİMİNE ODAKLANILDI''- Açıklamada, Merkez Bankası'nın, uzunca bir süredir devam eden dünya hammadde fiyatlarındaki artışlara rağmen faiz indirimlerini sürdürmüş olmasının sebebinin, geçici faktörlerden ziyade orta vadeli enflasyon eğilimlerine odaklanmış olmasından kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada, Merkez Bankası'nın, mali baskınlığın hafiflediği, dışsal şoklara karşı dayanıklılığının arttığı, bir diğer deyişle ekonominin ''normalleşme'' sürecinin güçlenmeye başladığı algılamasına ulaştıktan sonra enflasyon ve para politikası raporlarında orta vadelieğilimlere dikkat çekmeye başladığı hatırlatıldı. Bu noktada, para politikası açısından ''orta vade'' tanımlamasının daha açık yapılmasının önem taşıdığı ifade edilen açıklamada, orta vadenin, para politikasının enflasyon üzerindeki gecikmeli etkilerinin en belirgin olduğu zaman aralığını ifade ettiği kaydedildi. -ORTA VADE TANIMLAMASI- Para politikasının reel ekonomi ve enflasyon üzerindeki etkilerinin gecikmeyle ortaya çıkmasının, böyle bir tanımlamanın yapılmasını zorunlu kıldığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: ''Merkez Bankası bünyesinde yapılan araştırmalar, gelinen nokta itibarıyla Türkiye ekonomisinde faizlerdeki değişimin ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin giderek güçlenmeye başladığını ve bu ilişkinin geçmişe oranla daha gecikmeli olarak ortaya çıktığını işaretetmektedir. Kuşkusuz, bu ilişki geçmişteki kronik enflasyon döneminin etkisiyle halen tam olarak sağlıklı bir düzeye gelmemiştir; ancak geçmiş dönemlere kıyasla belirginleştiği de açıktır. Bugünkü bilgiler ışığında, faizlerdeki değişimin genel ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin yaklaşık 3 ile 9 ay arasında, enflasyon üzerindeki etkisinin ise yaklaşık 9 ay ile bir buçuk yıl arasında belirginleştiği söylenebilir. Bu bağlamda, bugün itibarıyla ''orta vade'' tanımlaması bir yılı aşkın bir zaman süreci olarak algılanmalıdır. Dolayısıyla, mevcut durumda gelecek dönem enflasyonuna yönelik olarak para politikası kararları alınırken, kısa vadeden orta vadeye doğru bir yılı aşkın bir süreç göz önüne alınmaktadır.'' -''BU SÜRE ZAMAN İÇİNDE DEĞİŞİM GÖSTEREBİLİR''- Bu sürenin zaman içinde değişim gösterebileceğinin açık olduğu vurgulanan açıklamada, ekonominin normalleşme sürecinde geçirdiği dönüşüm sonucunda parasal aktarım mekanizmalarının da sürekli bir değişim içerisinde olduğu hatırlatıldı. Ekonomik istikrar arttıkça değişimin devam etmesinin kaçınılmaz olduğu belirtilen açıklamada, ''1990'lı yıllarda faizlerin enflasyon üzerindeki etkisinin sadece üç ay içerisinde ortaya çıktığı göz önüne alınırsa, aktarım mekanizmalarının zaman içindeki değişimi daha iyi algılanabilecektir'' denildi. Bu sürecin bugün itibarıyla bir yıla kadar çıkmasının, ekonomik birim uzadığını gösterdiği ifade edilen açıklamada, şöyle lerin makroekonomik gelişmelere karşı tepki süresinindevam edildi: ''Bu durum ekonominin normalleşme sürecinin doğal bir uzantısı olup, sağlıklı bir gelişme olarak algılanmalıdır. Önümüzdeki yıl enflasyon hedeflemesine geçilecek olması, parasal aktarım mekanizmalarının daha da belirginleşmesine ve Merkez Bankası'nın daha net bir orta vadeli perspektifle hareket edebilmesine katkıda bulunacaktır.''