TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan beklenen son dakika haberi geldi. Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 14'te sabit tuttu. Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmemesi dolar kurunun yönünü aşağı çevirdi.
Abone olTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 14'te sabit tuttu. Böylelikle Eylül'de başlayan faiz indirim döngüsüne ara verilmiş oldu. Merkez Bankası kararı öncesi 13.50 bandında olan dolar kuru, faiz artırımına gidilmeyince yönünü aşağıya çevirdi. Dolar kuru MB faiz kararı açıklandıktan sonra 13.38 seviyelerine geriledi.
Merkez Bankası'nın faiz karar metninde Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesinin gözden geçirme sürecinin yürütüldüğü vurgulandı. Bununla birlikte bir önceki karar metninde yer alan ilk çeyrek vurgusu bu metinde yer almadı.
Karar metninde Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesinin gözden geçirme sürecinin yürütüldüğü vurgulandı. Bununla birlikte alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edildiği ifade edildi. Aralık karar metninde bu ifade "Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek" şeklinde kullanılmıştı. TCMB'nin son karar metninde 2022 yılının ilk çeyreğinde ifadesi kaldırıldı.
Karar metninde şu ifadeler kullanıldı:
Salgında yeni varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir.
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; Döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."
Faizi sabit tutması bekleniyordu
Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi faizin yüzde 14 seviyesinde sabit tutulacağı yönündeydi.
Ankete katılan sadece bir kurum 50 baz puan ile Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 13,50 seviyesine çekeceğini öngörmüştü. Yabancı kurumlar da benzer beklentiyi paylaşmıştı.
Societe Generale TCMB’nin Ocak ayında faizleri yüzde 14 seviyesinde sabit bırakmasını beklerken, Unicredit de Merkez Bankası’nın Türk lirasındaki değer kaybını yeniden tetikleyecek bir karardan kaçınacağını ve politika faizini yüzde 14 seviyesinde tutacağını tahmin etmişti.
Bank of America da TCMB’nin ilk çeyrek sonuna kadar politika faizini sabit tutmasını beklediğini açıklamıştı.
Açıklamara "Kurul, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir." denildi.
Karar metninde "TCMB'nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir." ifadelerine yer verildi.
Reuters'in anketine katılan 16 kurumun 15'i Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerin sabit tutulmasını, bir kişi ise 50 baz puanlık indirim yapılmasını bekliyordu.
Geçen yılın son PPK toplantısında politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 15'den yüzde 14 seviyesine çekilmişti.