Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde konuşan Almanya Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'da yaşayan Türklerin önemine ilişkin bir açıklamada bulundu.
Abone olSon dönemde Almanya ile yaşanan gergin politikaya Almanya Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'da yaşayan 4 milyon Türk olmasa bu kadar başarılı olamazdık. Biz Avrupalıyız. Avrupa sayesinde bu kadar büyüğüz" ifadelerini kullanarak adeta Merkel'e de bir mesaj vermiş oldu.
Capıtal ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin ‘Yeni Global Düzen: Ekonomi ve Politika' oturumunda moderatörlüğü Nord Holding Türkiye Temsilcisi Servet Topaloğlu gerçekleştirdi.
T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, Almanya Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Brookings Enstitüsü İdari Bilimler Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Gelişim Merkezi Direktörü Darrell West, OECD Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Erdem Başçı konuşmacı olarak yer aldı.
"ALMANYA'DA YAŞAYAN 4 MİLYON TÜRK OLMASA..."
Almanya Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, dünyada iki büyük trend eğilimi gördüğünü belirterek "Dünya gayrisafi milli hasılasının ağırlığı 10 yıllar boyunca ABD ve Avrupa arasındaydı. Gittikçe Asya'ya yöneliyor. Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'nin öneminin artması nedeniyle kayma yaşanıyor" dedi.
Küreselleşmenin olumlu olduğunu ancak kaybedenlerinin de bulunduğunu dile getiren Wullf, adalet sorunu yaşandığını kaydetti. Mali krizin radikalleşmenin başlangıcı olduğunu söyleyen Wullf:
"Güven bunalımına neden oldu. Küreselleşme halledilebilir, ancak dijitalleşme de sorunlara neden oluyor. IŞID örgütü dijital medya ile taraftar topluyor. Güvenlik zirvesinde 100 farklı milliyetten savaşçılar toplanıyor. Diğer tarafta İslamafobi var. Şiddete çağrıda bulunuyor. Norveç'te Breivik, 80 kişiyi öldürdü. Artan sorunları halletmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Genç insanların geleceklerini kendi ellerine almaları gerektiğinin farkına varmalarının sevindirici olduğunu belirten Wulff, şunları söyledi:
"Her kuşak mücadele ile bunları elde etmeli. Son 25 yıl Avrupa ve Türkiye'nin en mutlu yılları olabilir. Gelecekte demokrasi için mücadele etmemiz gerekiyor. Almanya'yı, Trump'ı ve Brexit'i her şeyi kendi haline bırakmamalıyız. Angaje olmalıyız.
Almanya'da yaşayan 4 milyon Türk olmasa bu kadar başarılı olamazdık. Biz Avrupalıyız. Avrupa sayesinde bu kadar büyüğüz" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'YE YATIRIMIN YÜZDE 76'SI AVRUPA'DAN GELİYOR
T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut ise Brexit, Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, FED politikaları ve artan terör, korumacı milliyetçi hatta ırkçı söylemlerin öne çıkması sonucu dünya genelinde en düşük büyüme rakamının yaşandığını kaydetti. Bunların yanında Türkiye açısından da kolay olmayan süreçlerin yaşandığını belirten Ermut, 2015'te iki seçim, 2016'da terör olayları, Rusya krizi, 15 Temmuz darbe kalkışması dolayısıyla bölgesel iç gelişmelerle çarpan etkisi yaşandığını hatırlattı.
İncelendiğinde 2016'nın ilk yarısının zor geçtiğini belirten Ermut, "Yüzde 50 azalma ile kapattık. Özellikle ikinci yarı umut verici geçti. Bu, 2017 için umutlu olmamızı sağlayabilir. Dünyada travmatik bölgesel terör olayları olmazsa, 2017'nin daha iyi geçeğini öngörebiliriz. Referandum sonrası daha ön görülebilir olacak. En kötü zamanda bile yatırım yapanlar var" diye konuştu.
Türkiye'deki yatırımların yüzde 76 civarında Avrupa'dan, yüzde 9'luk bölümünün ABD'den geldiğini ifade eden Ermut, bunun yaklaşık yüzde 85'i oluşturduğuna dikkat çekerek Yakın Doğu ve Asya, Rusya, Çin, Malezya, Japonya ve Arapça konuşan ülkelerden de yatırımların arttığını açıkladı. Ermut, Türkiye'ye yatırımların geleceğine inandıklarını kaydetti. Türkiye'yi dışarıda anlatırken, 4 saatlik uçuş dairesi çizdiklerini söyleyen Ermut, "Bu daire içinde 1,6 milyar insan, 28 milyar dolar GSMH var diyoruz.
Eğitimli nüfusu özellikle doğrudan yatırımlarda sıfırdan olunca uzun dönemli bakıyorlar. Kur riskleri bile kararlarını sınırlı etkiliyor. Belki erteliyor ama yatırım radarına giriyorsa kalıyor. Bu dairede dünyanın önemli pazarları var. Elbette yatırım odaklı sorular gelirken, güvenlik ile ilgili sorular da geliyor. Turist ve yatırımcı olarak ilk olarak gelecekte algı boşluğu var. Bunlar anlatmakta zorlanıyoruz" diye konuştu.
"TEKNOLOJİ İŞSİZLİK ORANINI YÜKSELTİYOR"
Brookings Enstitüsü İdari Bilimler Başkan Yardımcısı ve Teknoloji Gelişim Merkezi Direktörü Darrell West ise Mega Değişim adlı kitabında siyaset ve ekonomide değişiklikleri aktarmaya çalıştığını kaydetti. Brexit, Trump'ın başkan seçilmesi, terörün küreselleşme karşısında popülist gelişmeleri anlatmaya çalıştıklarını ifade eden West, "Özellikle dünyada yaşanan değişimin kazara olmadığını söyledim.
Gelecek zaman bugünden gördüğümüz değişikliklere sınırlı olmayacak. Trump'ın başkan seçilmesi küresel düzende ne manaya gelecek, buna bakmamız lazım. Hem ABD sınırları içinde, hem dış politikasında önemli adımlar attı. Trump değişim taahhüt etse de dönüşümsel lider olarak tanımlarsak, ABD'nin iç politikalar noktasında sınırlı, eli kolu bağlı kalacaktır" dedi.
Yüksek işsizliğin büyük bir problem olduğunu ifade eden West, bunun da bir parçasının teknoloji kaynaklı olduğunu kaydetti. Trump'ın ABD siyasetinde kısa vadeli aktör olabileceğini söyleyen West, "Aynı fikirde olmayan çok sayıda kişi var. Trump'ın ortaya koyduğu sıkıntılarla ABD demokrasisi ciddi başa çıkabilecektir. Trump politikalarını hayata geçirmekte zorlanacaktır. Aslında Hollanda'daki son seçimlerden sonra endişeler arttıysa da Fransa ve Almanya'da neler olacağını görmek lazım. Ekonomi düzelince tüm dünyada artan milliyetçilik yeniden güç kaybetmeye başlayacaktır" diye konuştu.