Juventus'ta forma giyen Merih Demiral, ''Portekizce konuştuğumu görünce hemen yanıma geldi. 'Oooo Turco Portekizce konuşuyormuş' falan dedi. Çok sıcak bir insan. Bana yeni Portekizce kelimeler öğretiyor.'' ifadelerini kullandı.
Abone olSezon başında 18 milyon Euro’ya Juventus’a transfer olan ancak çok fazla forma şansı bulamamasına rağmen A Milli Takım’ın Avrupa Şampiyonası’na gitmesinde büyük katkısı olan Merih Demiral, Fanatik'e konuştu.
Sassuolo’da kısa süre oynadıktan hemen sonra Juventus’a transfer oldun bunu bekliyor muydun?
Juventus dünyanın en önemli kulüplerinden biri, geçmişten bugüne kadar en iyi savunmacıların top koşturduğu bir ekip ve tabii ki burada olmak heyecan verici. Bu seviyelere ulaşmak ekibimle birlikte yola çıkarken hazırladığımız kısa, orta ve uzun vadeli planların içerisinde yer alıyordu ama açıkça söylemek gerekirse bu seviyeye bu kadar çabuk geleceğimizi biz de tahmin etmiyorduk.
Juventus’ta çok güçlü defans oyuncuları var kendi şansını nasıl görüyorsun?
Prensiplerimin başında antrenmanlarda ve maçlarda performansımın %100’ünü vermek geliyor. Bu prensip sayesinde kendimi hep rahat hissediyorum. Kadro yapılanmasına da, oynayacak oyunculara da teknik ekip karar veriyor bu yüzden kendi adıma bir yorum yapmam doğru olmaz. Ama şunu belirtmeliyim ki hedefim her zaman oynamak için mücadele etmektir.
Transfer olduktan sonra takım arkadaşlarının sana yaklaşımı nasıl oldu?
Şunu öncelikle belirtmek istiyorum. Bu süreçte beni en çok etkileyen olay sağlık kontrolü için J Medical’e geldiğimde takımın tatilde olmasına rağmen kaptanımız Chiellini’nin yanıma gelip benimle tanışması oldu. Bu beni çok mutlu etmişti. İlk geldiğim günlerde Emre abi kulübü tanımam için bana çok yardımcı oldu. Mental anlamda ise Cristiano hep yanımda bulundu.
A Grubu’nda İtalya, İsviçre ve Galler ile eşleştik neler söyleyeceksin?
Zor bir gruba düştük. İtalya grubunda hiç maç kaybetmedi. Galler ve İsviçre güçlü takımlar olmasalar EURO 2020’de olamazlardı. Biz de çok zorlu bir gruptan başarıyla çıktık. Son dünya şampiyonundan 4 puan aldık. Çok iyi bir jenerasyon yakaladık. Gruplarda gösterdiğimiz mücadeleyi Avrupa Şampiyonası’nda devam ettirerek başarılı bir turnuva geçirmek istiyoruz.
Bir yıldır Serie A’dasın. İtalya ile aynı gruptayız. Senin için ayrı bir heyecan olacak
İtalya güçlü bir ekip. Bunu da grup aşamasında hiç maç kaybetmeyerek gösterdiler. Turnuvanın açılış maçının İtalya ile Türkiye arasında olması benim için de güzel bir sürpriz oldu. Her zaman yaptığımız gibi elimizden gelenin en iyisin sahaya yansıtacağız. Gruplar belli olduktan sonra soyunma odasında Chiellini yanıma geldi ve ‘Biz sizden güçlüyüz’ dedi. Ben de Matuidi ’ye dönerek ‘Biz de Dünya Şampiyonu’nu yendik’ dedim. Matuidi ise ‘Biz grubu lider bitirdik’ dedi. Hep beraber gülümsedik. Sporun eğlenceli olan bu tarafını çok seviyorum.
Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde en iyi 11’e seçildin bununla ilgili neler söylemek istersin?
Benim için takım oyunu hep ön planda oldu. Güçlü bir takım olduğumuzu Şenol hoca önderliğinde herkese gösterdik. Takımın güçlü olması benim performansımı da etkiledi. Kısacası benim iyi olmamda takımın güçlü olması da etkili oldu. Akan oyunda hiç gol yemedik ve bence bu büyük başarı. En iyi 11’de yer almak benim ve ülkem adına büyük gurur.
Juventus 11’de maçlara çıkmamana rağmen hep hazır oldun. Milli maçlarda ayrı bir konsantrasyonun vardı. Bunu nasıl başardın?
Son 4 aydır dünyanın en iyi oyuncuları ile birlikte antrenman yapıyorum. Maçlarda oynamasam da yüzde yüzümü veriyorum. Juventus’ta idmanlar maç temposuna yakın geçiyor zaten. Bu da bu kadar hazır olmamda etkili ama tabii ki düzenli oynamak en ideal olanı…
28 numaranın senin için önemi ne?
28 numarayı seçtim çünkü 28 Aralık benim için önemli bir gün. O tarihte annemi kaybettim. O gün kendi kendime asla pes etmemek üzerine bir söz verdim ve şükürler olsun ki bugün burada o sözü tutarak, hayalleri olan çocuklara çalışarak her şeyin mümkün olduğunu ispatladım.
“Bakanımıza çok teşekkür ediyorum”
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile olan tanışıklığımız Alanyaspor’daki günlerime dayanıyor. Aramızda bir abi kardeş ilişkisi mevcut. Kulübümüz Çin seyahati için her sporcumuza yapıldığı gibi benim için de vize başvurusunda bulunmuştu. Ancak kulübümüze benim adıma olumsuz bir yanıt gelmiş. Bu durumun medyada haber olmasından sonra bakanımız durumu öğrenmiş. Ardından da herhangi bir zorunluluğu olmamasına rağmen gerekli girişimleri yaparak vize almamı sağladı. Bu benim için çok önemliydi. Çin’de oynadığımız Inter maçında görev alma şansı bulmuştum. Bunun için Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na çok teşekkür ediyorum.
Sezon başında ve şu anda transfer söylentilerine adın hep karıştı senin düşüncen nedir?
Bu tarz söylentileri sizler gibi ben de takip ettim. Ama benim röportajın başında da söylediğim gibi prensiplerimden biri her maç ve antrenmanda performansımın %100’ünü sahaya yansıtmaya çalışmaktır. Ben bunu yaptığım sürece işlerin benim adıma iyi gitme olasılığı yüksektir. Ben her zaman ki gibi işime odaklanmaya devam ediyorum. Transfer ile ilgili bir konu olduğunda da konuyla ilk süreçte ekibim kulübümle birlikte gerekli görüşmeleri yapar ve ardından benim dahil olacağım bir durum olursa haberdar olurum.
Torino’ya alışabildin mi, günlerin nasıl geçiyor?
Sassuolo’da oynadığım 6 ayda genel anlamda İtalya’nın kültürüne alışmıştım. Bu yüzden Torino’ya alışmam zor olmadı. Torino’nun merkezinde küçük bir ev kiraladım. Kariyer koçum Tayfun Kıy ile birlikte yaşıyorum. Ekibim bana her şeyi kolaylaştırıyor. Genelde antrenmandan eve, evden antrenmana gidiyorum. Akşam idmanım olmadığında ise evde yemek yeme fırsatımız oluyor. Haftada bir yada iki gün dışarıda yiyorum. Kısacası evden idmana idmandan eve gidiyorum.
Ballon d'Or ile ilgili düşüncelerin neler?
Bugüne kadar bu ödülü hiç Türk futbolcu kazanmadı. Bir gün mutlaka bir Türk futbolcunun Ballon d'Or’u kazanacağına yürekten inanıyorum.
Ronaldo ile ilk karşılaşman nasıl oldu, aranız nasıl?
Manchester City'ye giden Cancelo ile Portekizce konuştuğumu görünce hemen yanıma geldi ve Portekizce konuştuğum için mutlu olduğunu söyledi. "Oooo Turco Portekizce konuşuyormuş" falan dedi. O günden sonra hep Portekizce konuştuk. Çok sıcak bir insan. Bana yeni Portekizce kelimeler öğretiyor. Saha içerisinde ne yapmam gerektiği konusunda yardımcı oluyor. Yanlış yaptığım şeyler olursa uyarıyor. Geçmişte Sporting'de beraber çalıştığımız hocalardan konu açılınca onları konuşuyoruz. Bence Ronaldo dünyanın en iyisi. Onunla aynı takımda olmak benim için büyük şans!