Meral Akşener ve İsmail Kahraman arasındaki kavga kızışıyor. Kendisi için 'Meral Kılıçdaroğlu' ifadesini kullanan TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a tepki gösteren ve Kahraman'ın kendisini ağır sözlerle eleştirdiği Akşener'den bugün yeni açıklamalar geldi.
Abone olTBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın kendisine yönelik yaptığı açıklamalara sert tepki gösteren Meral Akşener, "Sözün ve ilgili açıklamanın sahiplerinin ve destekleyenlerin meşrep genişliği ve ahlaki seviyeleri konusundaki 'cahilliğimi' kabul ediyorum" dedi.
İSMAİL KAHRAMAN NE DEMİŞTİ?
Ramazan ayında İstanbul’da İş Dünyası Vakfı tarafından düzenlenen iftar yemeği sonrasında Sayın Meclis Başkanımızın ayaküstü birkaç kişi ile arasındaki konuşmada geçen masum bir teşbih, muhatapları tarafından gündem oluşturmaya ve gündemde kalmaya yönelik art niyetli bir şekilde kamuoyuna yakışıksız ifadelerle yansıtıldı. İki kişi arasındaki siyasi söylemlerdeki paralelliği ifade eden bir teşbihi kişilerin mahremiyeti ve özel hayatı ile ilgili olarak algılamak cahillik veya art niyetliliktir
MHP'den ihraç edilen Meral Akşener, TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı'ndan kendisine yönelik yapılan yazılı açıklamasına yanıt verdi. Akşener şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti, köklü bir devlet geleneğine sahiptir. Bu gelenek dahilinde dikkati çeken en önemli unsurlardan biri devlet adamlarının devletimizin itibarına uygun bir ciddiyet ve ağırlıkla konuşması hareket etmesidir. Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı tarafından 'muhatap alınmama iddiasına' rağmen zımni olarak da olsa şahsıma yönelik olarak yayınlandığı anlaşılan basın açıklamasının da ortaya koyduğu üzere geldiğimiz noktada 'devlet adabı' ve 'devlet adamı' kavramlarının dolayısıyla köklü devlet geleneğimizin son derece tahrip edildiğini bir kez daha üzülerek müşahede ediyoruz.
İlgili açıklamada teşbih sanatının bir mazeret olarak kullanılması, teşbihin edep çerçevesinde yapılmasının ahlaki zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Kaldı ki böyle bir teşbihi şahsıma ulaşacak kadar uluorta beyan etmek zaten söz sahibinin ve bu sözü tevil etmeye çalışanların edep ve ahlak anlayışının göstergesinden başka bir şey değildir. Zira herkesin meşrebi kendinedir elbette fakat bizim meşrebimiz bu sözü 'siyasi görüşlerin müşterekliğine' işaret eden 'masum' bir teşbih olarak kabul etmeye müsait değildir. Bu nedenle öylesine bir 'teşbih'in siyasi literatürde makul karşılanacağı zannını kabul etmek bir yana bilakis 'ağza alınması' dahi tarafımca düşünülemez.
"AHLAKİ SEVİYELERİ KONUSUNDAKİ 'CAHİLLİĞİMİ KABUL EDİYORUM'"
Benim adımın böylesi bir teşbihe konu olmasını bu minvalde bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bu teşbihlerin neden kadınlar bahis mevzu olduğu zaman yapıldığını ise kadına bakışın bir yansıması bağlamında halkımızın takdirine sunuyorum. Ancak sözün ve ilgili açıklamanın sahiplerinin ve destekleyenlerin meşrep genişliği ve ahlaki seviyeleri konusundaki 'cahilliğimi' kabul ediyorum.
"ASIL MÜFLİSLERİN KİMLER OLDUĞU..."
Son olarak hayretle ifade etmek isterim ki meşum 15 Temmuz darbe teşebbüsünden bu yana söz konusu darbe teşebbüsünü şahsımla ilişkilendirmeye yönelik iftiralar, bahsi geçen basın açıklamasında 'resmi' bir bildiri olarak dile getirilmiştir. Bu durum, iftiraların kaynağı hususunda bizi ciddi biçimde aydınlatmıştır. Dolayısıyla asıl müflislerin kimler olduğu, kul hakkının insanı düşüreceği durumu izah eden Hz. Peygamber'in (S.A.V.) 'müflis hadisi' ölçü olarak alındığında daha iyi anlaşılacaktır. Ancak anlamak için elbette insaf, vicdan ve ahlak sahibi olmak gerekir. Bunun yanında 'devletin yetkilileri' olarak 'delil olanların gereğini yapmaları' çağrıma rağmen söz konusu iftiraları resmi bir açıklamada fütursuzca dile getirip algı operasyonu yapmaya tevessül etmenin anlamını, siyasi ahlakın bir göstergesi olarak yine halkımızın takdirine sunuyorum"