BIST 9.368
DOLAR 34,51
EURO 36,18
ALTIN 2.963,48
POLİTİKA

Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını ilan etti: "Ben sülaleme vasiyet ettim..."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Gerçekten benimle misiniz" die sormuş Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi iki güçlü rakibi "yanındayız" paylaşımı yapınca cumhurbaşkanı adaylığını garantilemişti. İYİ Parti'nin karşı çıkmasını bekleyenlerin umutlarını da Meral Akşener yıktı. Akşener, "Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme, ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber’ vasiyet ettim" diyerek Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını kesinleştirmiş oldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'yol arkadaşları'na " Siz gerçekten benimle birlikte misiniz, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini görüyorum. Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum" dedi. Bunun üzerine Ekrem İmamoğlu, "Her koşulda Sayın Genel Başkanımızın #yanındayım" paylaşımı yaptı. Mansur Yavaş da 'yanındayım' deyince Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığının kesinleştiği yorumları yapıldı. İYİ Parti'li bir kaç ismin paylaşımları "itiraz" olarak yorumlandı. Meral Akşener çıktı ve Kılıçdaroğlu'nun adaylığını fiilen ilan etti. 

Bu son seçim! Kazanmak zorundayız yoksa...

İzmit Belediyesi’nin üç yıllık çalışmalarıyla ilgili tanıtım programına katılan Meral Akşener, “Partili Cumhurbaşkanlığı’nın yerine güçlendirilmiş parlamenter sistem adına mücadele ederek bunu konuşarak yaptığımız son seçimdir. Bu seçimi almak zorundayız. Bu seçimde başarmak zorundayız. Türkiye ölmez, bitmez ama varsayın kaybettik; ondan sonra bir daha parlamenter sistem konuşulamaz. Bu ucube sistemin bir tarafında var olan tek adam sisteminin karşılığı bu taraftan da bir tek adamı seçmek zorunda kalırız” diye konuştu.

YSK'dan 'katılamaz' kararı gelecekken...

İYİ Parti'nin kuruluş aşamasını ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun İYİ Parti'ye 15 milletvekili göndererek seçime girmesini sağlamasını anlatan Meral Akşener, şöyle konuştu: “Biz partiyi kurduk. ‘Kurulamaz’ dediler, kurduk. 24 Haziran’da seçim kararı alındı ve tam seçime gideceğiz. YSK’dan tersine sonuç çıkacağı söylenmeye başlandı. Sonra bir siyasi partimizin Genel başkanıyla görüştük ‘Acaba beraber gidebilir miyiz’ diye maalesef olmadı, şartlar uymadı."

'Ölünceye kadar şükran duyacağım'

"Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim, 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye’de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme, ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber’ vasiyet ettim. Başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir. O, 15 milletvekili arkadaşımdan birisi de karşımda duruyor. Fatma Hürriyet Kaplan..."

CHP benim babamın partisidir...

"Yıllarca CHP ve sağın renkleri arasında büyük bir mesafe varken o davranış biçimi o aradaki alanı, o uzaklığı kapattı. Bir iş birliğine, güç birliğine sebep oldu. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha... Şimdi alerjik bir tutum üzerinden söylemiyorum; iyilikte birleşmenin ne kadar iyi hizmetlere yol açtığını anlatmak için söylüyorum. Yüz senelik bir parti. Kuralları var. Var baba var. Biz ise yeni kurulmuşuz, start up gibi. Anında karar al, koş koş, gel gel. Böyle bir partiyiz."

Millet İttifakı'nı nasıl kurduk

"Dolayısıyla gittik teklif ettik. Başkanlarım çok uzun sürdü. Tam bir ay üzerinde konuştuk. Tabi ben dayanamıyorum İzmit’in kızıyım, hafif bir dürtme yaptık sonra geri döndüler. Neyse oturduk, ben arkadaşlarıma bir şey söyledim. Biz bu masaya oturmayı İyi Parti’yi bir yere getirmek için yapmıyoruz. Biz bu masaya oturmayı çökmüş umudunu kaybetmiş ama somut başarıya ihtiyacı olan o muhalif seçmeni ayağa kaldırmak için yapıyoruz. Onun için ‘Türkiye mi, İyi parti mi?’ denildiğinde Türkiye’yi tercih edeceksiniz."

Hedefim Tayip Erdoğan'ın aşkını almaktı

"İyi ki o teklifi götürmüşüz, iyi ki siz de o teklife evet demişsiniz biz de o masaya oturmuşuz. Benim hedefim doğrusu İstanbul’du. Çünkü sayın Erdoğan, ‘İstanbul benim aşkım’ derdi. İstanbul’u almak Sayın Erdoğan’ın elinden aşkını almaktı. Ben o aşka göz dikmiştim ama bunu da madem biz bizeyiz, madem şehrimdeyim, mademki doğduğum yerdeyim, şimdi o aşkı almaktı ama o aşkın alınmasından benden başka inanan olmadı. Her türlü iddiaya girdik, basın mensupları da dahil. Şimdi, sonuç biz bu bakış açısıyla, bu ülkenin insanlarına ‘olabilir, biz yapabiliriz, istersek başarabiliriz’ i ispatladık."

Sitene Ekle