İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Teke Tek programındaki sözleri gündeme bomba gibi düştü. Sevilay Yılman kaleme aldığı yazısında Akşener'in açıklamalarını değerlendirdi ve "Meral Hanım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığını apaçık ilan etti artık." dedi.
Abone olİYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in katıldığı canlı yayındaki sözleri tartışılıyor. Habertürk yazarı Sevilay Yılman kaleme aldığı yazısında Akşener'in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığını apaçık ilan ettiğini ve 6'lı masaya 2 Ekim öncesi net mesajı çaktığını söyledi.
"Hiç kusura bakmasın olayın bu noktaya gelmesinin birinci sorumlusu CHP'dir! Çok agresif, kışkırtıcı ve tehditkar davrandılar." ifadelerini kullanan Yılman, "Şimdi ne olacak?" diye sordu ve tahminini bir sonraki yazısında açıklayacağını belirtti. İşte Yılman'ın yazısı:
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün akşam Habertürk TV’de Fatih Altaylı ile Teke Tek programına katıldı ve tabir-i caizse bombaladı.
Meral Hanım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığını apaçık ilan etti artık.
Ve bunu da çok sert ifadelerle yaptı.
İzleyen çoğu insana göre; “6’lı masanın bir noter görevi yok!” cümlesi en ağırıydı.
Öyleydi evet ama bence ondan daha ağırı; “Sayın Kılıçdaroğlu'nun İzmir'de yaptığı konuşmayı çeşitli şekillerde yorumladı herkes. Partisine verdi mesajı. Bizim partimiz bunu kendi partisine mesaj olarak değerlendirmeyi tercih etti. 6'lı masaya böyle bir mesajın verilmesi doğru değil. Kemal Bey son derece nazik saygılı bir insan. Çünkü o masa noter değil. Kemal Bey adaylığını söyleyebilir, orada sorun yok. Diğer arkadaşlarımız da söyleyebilir, başka insanların da adı gelebilir. Tartışılır, karar verilir. Bu yöntemi öneren, isteyen ve kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu’dur!” açıklamasında ki; “Bizim partimiz bunu kendi partisine mesaj olarak değerlendirmeyi tercih etti!” cümlesiydi...
Alt metininde; “O konuşmayı, çağrıyı 6’lı masaya bir mesaj gibi görürsek masadan kalkmamız gerekir!” iması vardı.
Yanı sıra borç, harç, vefa meselesine girdi Akşener.
20 vekil transferi konusunun sürekli önlerine getirilmesinden dolayı incindiklerini ifade ettikten sonra; “Biz borcumuzu 31 Mart yerel seçimlerinde ödedik! CHP’ye artık bir borcumuz yok!” diyerek; “Yeter artık kardeşim! Bir iyilik yaptınız eyvallah ama bu iyiliğinizi sürekli başımıza kakıp durmayın!” restini çekti.
Çok şey söyledi yani.
Ve içinde biriktirdiklerini Altaylı’ya adeta dökerek masayı değil belki ama CHP’yle, Kemal Kılıçdaroğlu ile olan ilişkisini darmadağın etti.
Ha ne olur bundan sonra bilmiyorum.
2 Ekim toplantısı nasıl bir havada geçer tahmin etmek güç ancak şu yorumu da yapmam şart!
Akşener dün yaptığı açıklamalarla yerden göğe kadar haklıydı!
Çünkü aylardır yazıyorum ve katıldığım tartışma programlarının tamamında diyordum…
Eğer siz bir ittifakın parçası iseniz ve dahası o ittifakın oluşumu için başı siz çekmiş iseniz oyunu kuralına göre oynamakla mükellefsiniz.
Ama CHP ne yaptı?
Başına buyruk davrandı hep.
Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir stratejist olarak biliniyordu ama çok kritik bir parti toplantısında ona uygun davranmadı. Garip bir çıkış yaptı.
Başta adı adaylıkta geçen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olmak üzere tüm partililerine; “Arkadaşlar Cumhurbaşkanı adayıyım ve lütfen ya yanımda olun artık ya da helalleşelim ve yolumuzu ayıralım” diyerek herkesi kendisini desteklemeye mecbur bıraktı.
Tabii bu arada 6'lı masaya da 2 Ekim öncesi net mesajı çaktı.
Çaktı çakmasına ama karşılığını da maalesef etrafını sarıp sarmalamış “gazcı kardeşlerin” dediği gibi de alamadı.
Önce Gürsel Tekin’in, “HDP’ye bakanlık verilebilir” gereksizliği, ardından Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun, “Kemal Bey'i aday göstermezlerse masa dağılır” boşboğazlığı zaten ipleri germişti masayla…
İzmir çıkışı tuz biber oldu ve ipler koptu!
Ben şahsen Akşener’den bekliyordum bir çıkış.
Alıyordum da zaten o yönde duyumlar.
Ama itiraf edeyim bu kadar sertlik ve açıklığı ben de beklemiyordum.
Ha... Doğru mu oldu peki masanın kamuoyuna verdiği görüntü açısından?
Elbette değil.
Böyle olmaması lazımdı.
“Kol kırılıp, yen içinde kalmalıydı.”
Ancak hiç kusura bakmasın olayın bu noktaya gelmesinin birinci sorumlusu CHP'dir!
Çok agresif, kışkırtıcı ve tehditkar davrandılar.
"En büyük parti biziz! Biz ne dersek o olmalı! Biz varsak siz varsınız! Adayı CHP belirlemeli. Ve bu da genel başkanımızdan başka kimse olamaz!" vesaire gibi üst perdeden açıklamalar, salvolar...
Ve tuhaf olan daha masa kurulmadan başlamışlardı bu hallere…
Hatırlayın lütfen.
2021 Haziran ayında bir yazı yazmıştım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarının basın yoluyla; “Aday genel başkanımız” söylemlerinin ittifakın ortaklarında yarattığı rahatsızlığı dile getirmiştim ve CHP’nin tutumunun siyaseten etik olmadığını anlatmaya çalışmıştım.
Sonra masa kuruldu.
Ben yine yazdım bu rahatsızlıkları.
Defalarca; “Masadakiler ve özellikle de Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak değil” dediğimde…
CHP'lilerden; “Yanılıyorsun… Meral Hanım, Kemal Bey’in adaylığına asla karşı gelmez!” mealinde itirazlar gelmişti.
Hatta Akşener’in sırf Kemal Kılıçdaroğlu adaylıktan vazgeçsin ya da en azından bu söylemlerin önüne geçsin diye; “Ben Cumhurbaşkanı adayı değilim. Ben Başbakan adayıyım” dediğinde; “Ne oldu? Bak gördün mü? Akşener adaylıktan çekilip meydanı tamamen Kılıçdaroğlu’na bıraktı” diyerek nanik yapmışlardı bendenize!
İşte Akşener’in o büyük politik hamlesinin bile ne manaya geldiğini kavrayamayan CHP’li o arkadaşlar Akşener’in dünkü açıklamaları sonrası büyük sarsıntı geçirmiş bir halde gece boyu birbirlerine; “Ee şimdi ne olacak?” sorusuyla yoklama çekiyorlardı.
Evet…
Gerçekten de zor soru! Şimdi ne olacak? Bende bir tahmin var. Hatta bilgi var ama onu bugün yazmayayım... Cephanenin tamamını harcamayayım...