BIST 9.368
DOLAR 34,49
EURO 36,27
ALTIN 2.960,95
POLİTİKA

Meral Akşener 8 Mart konuşması: Kadınların ayağının altını öpmelisiniz kereste adımlar

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener 8 Mart gündeminde yaptığı konuşmasında "Bu ülkenin kadının ayağının altını öpmelisiniz kereste adamlar! Utanmadan sıkılmadan hiçbir şeyi hak etmediğimizi söylüyorsunuz. Bu ülkenin kadını her şeyi hak etti." dedi

Meral Akşener'in 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle kadınlar için yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

"Bugün bol miktarda, sahte gülüşler göreceğimiz hamasi sözler duyup içi boş vaatler dinleyeceğimiz bir gün… Bugün her dakika, her saat, her gün yaşanan acı gerçeklerimizin sadece bir günlüğüne hatırlanacağı gün… Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Kutlu olsun.

Bugünün hikâyesini biliyor musunuz? 8 Mart 1857’de New York’taki bir tekstil fabrikasında, dokuma işçileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, greve başlar.  Bu grev sırasındaki çatışmalar sonucunda, yangın çıkar ve 120 kadın işçi, fabrikada kilitli kaldığı için, yangında hayatını kaybeder. Bu olaydan yıllar sonra da 8 Mart’ın, Dünya Kadınlar Günü olarak anılması, kabul edilir. 8 Mart’ın kökü, işte bu olaya dayanır. Yani, bugünün kadınlara atfedilmesinin sebebi bile esasında bir hak arayışını, bir mücadeleyi ve bir acıyı işaret eder.  Peki sizce kadınların yaşadığı, ön yargılar, ön kabuller ve baskılar, dünyanın her yerinde aynıyken verilen mücadeleler farklı mı? Elbette değil... Modern tarihe baktığımız zaman kadınları sürekli olarak, bir şeyler için mücadele ederken görürüz."

"Birçok erkeğin ılıman iklim meyvesi gibi her mevsim çiçek dağıtmasının aksine adeta, sert ve soğuk iklimlerde ayakta kalan, bir çınar gibi, karakterli ve dimdik durdular"
"Mesela, aydınlanma ile birlikte, yapılmaya başlanan insan hakları tartışmalarında, kadınlara pek yer yoktu. İnsan denilen varlık, erkekle bir tutuluyordu. Yani söz konusu olan hep ya erkek haklarıydı, ya da cinsiyetsiz haklardı. Kadınlar sanki, biyolojik olarak farklı korunması, kollanması ve idare edilmesi gereken ayrı bir tür olarak kabul ediliyordu. Kadınların ilk savaşı işte tam olarak burada başladı. Önce kendilerini, insanlık ailesinin bir parçası olarak, kabul ettirmek zorundaydılar. İnsan haklarının, kadınları da kapsayacak şekilde genişlemesi böylece mümkün olabilecekti.  Sonra kadınlar, demokrasi için mücadele etti. Hitler faşizminin, en karanlık günlerinde Münih Üniversitesi’nde, hazırladığı broşürleri dağıtan, Sophie Scholl ve abisi Gestapo tarafından yakalandı ve idam edildi. Henüz, 22 yaşındaydı. Ve Hitler’e boyun eğen nicesinin, yapamadığını yapıyordu: Hitler faşizmine, itiraz ediyordu. Stalin’in, Doğu Avrupa’yı ele geçirme planına da ilk önce, kadınlar itiraz etti. Milada Horakova’dan bahsediyorum. 1948 yılında, Stalin’in Prag’da yaptığı darbeyi, protesto etti. Üstelik diğerlerinin yaptığı gibi, ülkeyi terk edip yurtdışına gitmek yerine ülkesinde kalıp, mücadele etmeyi seçti. 1949 yılında, yakalandı ve idam edildi. ABD’de ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı başlatılan, sivil haklar hareketinin kalbinde de yine kadınlar vardı. Toplumsal hayatın daha adil, daha eşitlikçi, daha uygar ilerlemesi için çalışan, çaba gösteren, kadın liderler vardı. Nitekim Berlin Duvarı yıkılırken Kahire sokaklarında, Arap otokratlara isyan edilirken, İran’da çalınan seçimlere, tepki gösterilirken, yine hep kadınlar ön saflardaydı.  Bu kadınlar, birbirlerini hiç tanımadılar, birbirleriyle hiç karşılaşmadılar. Farklı zaman dilimlerinde, farklı ülkelerde, farklı şehirlerde yaşadılar. Ama aslında hepsi kardeşti. Çünkü her biri, tek bir şey için mücadele etti. İnsanların, onurlu bir yaşama kavuşması için uğraşıp hayatlarını tehlikeye attılar.  Bedel ödemeyi göze aldılar. Birçok erkeğin, ılıman iklim meyvesi gibi, her mevsim çiçek dağıtmasının aksine adeta, sert ve soğuk iklimlerde ayakta kalan, bir çınar gibi, karakterli ve dimdik durdular. Kendilerine Ait Bir Oda’ya sahip olmak için savaştılar bu odayı korumak, bu odanın tek hakimi olmak için mücadele ettiler. Bunu, hepimiz için yaptılar. Kadınlar için yaptılar, insanlık için yaptılar."

"Türk kadınları kaderlerine razı mı geldi? Elbette gelmedi"
"Peki dünyanın her yerinde kadınlar haklarını korumak için, mücadeleler verirken Türk kadınları kaderlerine razı mı geldi? Elbette gelmedi… Siz iktidardakilerin, uyduruk erkek egemen diskurlarına bakmayın. Türk kadının verdiği mücadele, belki de dünyanın başka hiçbir yerinde görülmedi."

"Bu ülkenin kadının ayağının altını öpmelisiniz kereste adamlar!"
"Bu ülkenin kadının ayağının altını öpmelisiniz kereste adamlar! Utanmadan sıkılmadan hiçbir şeyi hak etmediğimizi söylüyorsunuz. Bu ülkenin kadını her şeyi hak etti. Bileğinin yüreğinin gücü ile hak etti. Tercihlere zorlanmasıyla hak etti. Ve ailesini ülkesini milletini sağ ve ayakta tutmasıyla gösterdiği gayretle hak etti. Bir kocaman kuyruklu yalan vardır. Türk kadını mücadele etmedi diye. Hadi oradan be. Bunu söyleyenler o kadınların bu ülke için verdiği emeğin fitresini karşılayamazlar. Zekatı fazla gelir. Emeklerinin fitresini karşılayamazlar."

"Top mermileri, ıslanmasın diye kazağını, mermilerin üzerine örten ve donarak şehit düşen Şerife Bacı’nın sırtında yükselen cumhuriyetimiz… Düşmanın korkulu rüyası olan Fatma Seher’in Gördesli Makbule’nin Nene Hatun’un cesaretiyle kurulan cumhuriyetimiz… Genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek fark etmeksizin; verdiğimiz o kutlu kurtuluş mücadelesinin, nişanesi olan cumhuriyetimiz… Ve bugün burada yüce Meclisimiz altında buluşabilmemizi sağlayan cumhuriyetimiz… İşte tam olarak bu nedenle bugün, Milletin Kürsüsü’nde bir cumhuriyet kadını ağırlayacağız. Tarihin her döneminde yükselen Türk kadının sesine bugün buradan bir kez daha kulak vereceğiz.

Sitene Ekle