Mera olarak kullanılamayan yerlerin tahsis amacı değiştirilerek ot bedeli alınmaksızın Hazine'ye devrini öngören teklif, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Abone olYasayla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1 Ocak 2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilen ve mera olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerler, ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescil edilebilecek. Bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri, bedel talep edilmeksizin aynen devam edecek. Bunlar hakkında Hazine'ce dava açılmayacak ve açılmış davalardan vazgeçilecek. Hazine'ce bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanacak. Hazine adına tescil edilmesi gerekirken doğrudan gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazine'ce açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazine'ye ödenmesi kaydıyla vazgeçilecek. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanacak. Daha önce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların, tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilecek. GÖRÜŞMELER AK Parti'den bir süre önce istifa ederek DYP'ye katılan Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, teklifin birinci maddesi üzerindeki görüşmeler sırasında Tarım ve Köyişleri Bakanı Güçlü'ye soru sormak üzere söz aldı. İktidarın uyguladığı tarım politikası ile çiftçiyi perişan ettiğini öne süren Özdoğan, ''Çiftçilere o sözleri söyledikten sonra grubunuzda bu görevi yapabilecek birçok ehil insan varken niye istifa edip köylü ve çiftçileri rahatlatmıyorsunuz?'' diyerek sorusunu iletti. Soruları yanıtlamak üzere söz alan Bakan Güçlü, Özdoğan'ın üslubunu fazlasıyla yadırgadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kendisi ile 2,5 yıl birlikte hareket ettik. O zaman bu düşüncelerini kimseyle paylaşmadı da şimdi mi aklına geldi. Ben çiftçilere yönelik olarak söylendiği belirtilen ve bugün de Özdoğan tarafından dile getirilen o sözleri söylemediğimi onlarca kez söyledim. Ben okuma yazma bilmeyen bir çiftçi ailesinin çocuğuyum. O sözleri nasıl söylerim.'' Daha sonra söz alan CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, teklifin af içerdiğini ifade ederek, kabul için nitelikli çoğunluk aranması, bu konuda usül tartışması açılması gerektiğini söyledi. ''KÜRSÜ ÇARPAR'' AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik de teklifin af içermediğini, bu nedenle usül tartışmasına gerek olmadığını belirterek, maddenin oylanması gerektiğini kaydetti. TBMM Başkanvekili Dinçer de yaptığı değerlendirmenin ardından Başkanlık Divanı olarak teklifin af içermediği görüşünde olduklarını, ancak yine de usül tartışması açılmasında yarar olduğunu belirtti. Usül tartışmalarının tamamlanmasının ardından maddenin kabulü için nitelikli çoğunluk gerekip gerekmediği oylandı ve kabul için nitelikli çoğunluk aranmaması benimsendi. Bu arada teklifin yürütme maddesi üzerinde söz alan CHP Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün, ''Geçen konuşmamda da söylemiştim bugün yine söylüyorum. Sizin dininizde imanınızda para mı?'' diye sordu. Bu sözlere AK Parti'li milletvekilleri uzun süre tepki göstererek Üstün'ün Genel Kurul'dan özür dilemesini istediler. Başkanvekili Ali Dinçer'in uyarısı üzerine Üstün, sözlerinin amacını aştığını belirterek özür diledi. Üstün'den sonra söz alan AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan da konuşmasında Üstün'ü eleştirerek, ''Bizim dinimiz de imanımız da bellidir. Böylesine anlamlı bir günde bu sözler hiç iyi olmadı. Sürçü lisan olduğuna inanmak istiyoruz'' diye konuştu. DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın teklife ilişkin eleştirileri sonrasında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Kandoğan'ı kastederek, ''Bu kürsüyü doğru kullanmak lazım. Bu kürsüyü istediğiniz gibi kullanma özgürlüğünüz var. Ama doğruları da söylemek zorundasınız, bir gün gelir bu kürsü adamı çarpar'' dedi. ''VİCDAN'' TARTIŞMASI CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, düzenleminin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Avukatlık yaparken tanık olduğu bir olayı anlatan Eraslan, ''Bursa'dan bir grup, merayı tescil için Niğde'ye hakim aramaya geldi. Niğde'de bulamadılar ama Kayseri'de buldular. Bu şekilde Bursa'da 400 parseli tescil ettirdiler. Olay ortaya çıkınca hakim mahkum oldu, meslekten atıldı. Bursa'nın ünlü bir mafya babası, bu şekilde 12 hakimi ayarladı. Ama 'görmediği' bir tapu sicil memuru, bunu ihbar etti. Bu şekilde 4 bin parselin tescil ettirildiği söylendi'' dedi. Haksız ve hukuksuz işgalin zemininin hazırlanmak istendiğini ileri süren Eraslan,''Biz tapu memuru değliz. Tescili yasama değil, yargı yapar. Türkiye aşiret devleti değil, önümüze gelen yere çadır kuramayız'' görüşünü ifade etti. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'un Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'ye, ''Bu düzenleme konusunda benim vicdanım rahat değil, uygularken sizin vicdanınız rahat olacak mı?'' sorusu, AK Parti milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Güçlü, Koç'a, ''(Vicdanınız rahat mı?) diye nasıl soru soruyorsunuz?'' diye tepki gösterdi. AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik, düzenlemeyle ilgili olarak vicdanının çok rahat olduğunu belirterek, teklifin sadece Bursa'yı ilgilendirdiği görüşlerinin doğru olmadığını söyledi. Teklifin yasalaşmasının ardından Başkanvekili Ali Dinçer, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.