Kubilay'ın haberi geldiğinde Atatük'ün verdiği tepki: Menemen'i haritadan silin dedi mi? İşte bu odlayın tüm ayrıntıları...
Abone olKubilay başının kesildiği haberi geldiğinde nasıl bir ortam oluştu? Atatürk o sırada neredeydi ve kimleri topladı. Nasıl bir ruh haliyle bağırdı? O'nu bu kararından nasıl döndürdüler?
Tarihe 'Menemen Olayı' olarak geçen Asteğmen Kubilay'ın hayatını kaybettiği Menemen Olayı'nın üzerinden 82 yıl geçti. Yıllardır en çok tartışılan konulardan biri olan Menemen Olayı'na Mustafa Kemal'in verdiği tepki hep konuşuldu. Menemen halkın olaya duyarsız kalmasına çok sinirlenen Mustafa Kemal'in "İlçeyi haritadan silin" dediği söylendi. Peki olayın arkasında ne vardı?
Dönemin TBMM Başkanı Kazım Özalp'ın, İş Bankası Yayınları'ndan çıkan anılarında bu olayı anlatmıştı. Özalp'e göre gerçekten Atatürk, Menemen'in boşaltılıp kentin "Vilmodit" ilan edilmesini istedi. Yani, Menemen halkı başka yörelere sürülüp, kentin orta yerine bir "utanç anıtı" dikilecekti. Ancak, dönemin yöneticileri, Atatürk'ün bu emrini bir süreliğine erteledi. Atatürk, bir daha bundan bahsetmeyince, Menemen haritadan silinmekten kurtuldu.
BEN MEHDİYİM DİYEREK KUBİLAY’IN BAŞINI KESTİLER
Kazım Özalp, Ankara'ya gelen ilk bilgileri şöyle anlatıyor: "25 Aralık 1930 günü, Erenköylü Derviş Mehmet, altı arkadaşıyla beraber Menemen hükümet konağına gelerek, "Ben mehdiyim, dinimiz mahvoluyor, şeriatı kurtarmaya geldim" diye bağırmaya başlamıştı. Büyük bir kalabalık tekbir getirerek toplanmaya başlamıştı. Menemen'de yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen "Kubilay", bu olaya mani olmaya kalkışınca, Derviş Mehmet ve arkadaşları kendisini yere yatırmışlar ve Derviş'in elindeki bıçakla başını keserek vücudundan ayırmışlardı.
İLÇEDE HİÇ KİMSE MANİ OLMADI
Orada bulunan 1500 kadar Menemenliden hiç kimse mani olmaya çalışmamıştı. Derviş Mehmet, Kubilay'ın başını kestikten sonra, kanını içmek helaldir diyerek avucuna aldığı kanı içmişti. Sonra kesik baş bir kazığa saplanarak halka gösterilmişti. Bu arada meydana yetişen bir bekçi ile jandarma askerini de öldürmüşlerdi."
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK KIZGINDI
Bu vahşice eylem, İsmet Paşa gibi soğukkanlı birini bile etkilemişti. Özalp, haberin Ankara'ya ulaşmasından hemen sonra yaşananları da şöyle anlatıyor: "Bu haber Ankara'da bir bomba tesiri yaptı. Derhal Köşk'e çağırıldım. Mustafa Kemal Paşa görülmemiş şekilde kızgın, üzgün ve heyecanlıydı. İsmet Paşa, Milli Müdafaa Vekili Zekai Bey (Apaydın), Ordu Müfettişi Fahrettin Paşa (Altay) da, Köşk'e geldiler.
BU DÜPEDÜZ CUMHURİYET’İN BAŞINI KESMEKTİR
Mustafa Kemal Paşa, çok sinirli bir durumda söze başladı: 'Bu ne haldir, mürteciler hükümet meydanında ordunun subayını din adına boğazlayabiliyorlar. Binlerce Menemenliden kimse çıkıp mani olmuyor, bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar. Yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir. Bu Cumhuriyet'i ve bizim başımızı kesmektir. Bundan bütün Menemen sorumludur. Bu kasaba 'Vilmodit' ilan edilmeye müstahak olmuştur''
MENEMEN’İ HARİTADAN SİLİN
Özalp, ileride "Menemen'i haritadan silin" şeklinde hatırlanacak 'Vilmodit emrinden' sonra yaşananları ise kitabında şöyle aktarıyor: "Atatürk'ün öfkesi dinmiyordu. 'Derhal harekete geçmeliyiz', dedi. Cevaplarımızı bekliyordu, yalnız itiraz dinlemeye tahammülü olmadığı anlaşılıyordu. Vakit kazanmak ve havayı biraz yumuşatmak düşüncesiyle, 'Acaba ayrıntılı raporların gelmesini beklesek mi?' diye bir görüş ortaya attım. Hiç cevap vermedi. Bir süre oturdu. Biz de konuşmadık. Menemen'de orduya hizmet eden veya önceden hizmet etmiş olan askerler ve aileleri vardı. Masum çocuklar, ihtiyarlar, aciz kadın lar böyle ağır bir cezaya ister istemez maruz kalacaklardı. Konuşmasak bile, bu fikirleri hepimiz zihnimizden geçiriyorduk. Belki bu susma sırasında Mustafa Kemal Paşa da bunları düşündü. Ancak, taviz vermeye niyetli görülmüyordu, 'İşte böyle olacak, dağılalım' dedi ve kalktı." Verilen emri unutturdular Emir hemen yerine getirilmedi. Peki, dönemin yöneticileri Atatürk'ün emrini nasıl oldu da yerine getirmediler. Özalp, bunu nasıl yaptıklarını da şöyle anlatıyor: "Aramızda, bir iki gün beklemeyi, Mustafa Kemal Paşa'nın tepkisinin ne ölçüde değişebileceğini görmeyi uygun gördük. Ancak, normal kanuni işleri hemen başlattık. Paşa'dan birkaç gün ses çıkmadı. Bir daha "Vilmodit" ten bahsetmedi. Menemen'e yollanan kuvvetler Derviş Mehmet'i ve arkadaşlarını yakaladılar. Orada kurulan Divanı Harp'te mahkeme edilerek idam edildiler. Ayrıca yakalanan baş teşvikçiler de cezalandırıldı."
MENEMEN HARİTADAN FRANSIZ USULÜYLE SİLİNECEKTİ
Fransızca bir sözcük olan "Ville Maudite", cezalandırılmış şehir anlamına geliyor. Vilmodit kasaba ise, toplumsal olarak işlenen bir suç yüzünden bir kentin cezalandırılması nedeniyle oluşuyor. Buna göre, "Kasabanın bütün halkı şehir dışına çıkarılır, aileler, birer ikişer memleketin başka şehirlerine dağıtılır, tam boşaltılmış şehir tümüyle yakılır, bugünkü ve yarınki nesillere ibret olmak üzere hükümet meydanına büyük bir siyah taş, sütun olarak dikilir."