Memurlar kazanılan bonus davasından sonra Konyalı memurun peşine düştü. Memurlar nasıl kazandığını soruyorlar
Abone olKonya'da bir kamu çalışanın banka promosyon ücretlerinin kuruma değil kendisine ödenmesiyle ilgili olarak açtığı davayı kazanması sonrasında 2.5 milyon kamu çalışanının promosyon ücretlerini alması gündemde.
Pek çok kamu kurumu çalışanı dava açmayı düşünüyor. Ancak davanın avukatı, acele edilmemesi gerektiğini, kamu kurumlarının bireysel bazda açılacak davaların masrafını karşılamak istemeyeceğinden kendiliğinden ödemeyi yapabileceğini söylüyor.
İdare Hukuku Profesörü Metin Günday da Danıştay'ın, idare mahkemesinin kararını onaması durumunda, bundan sonra açılacak davalarda idare mahkemelerinin çalışan lehine karar alması ihtimalinin kuvvetli olduğu görüşünde. Özel sektör çalışanlarının da banka promosyon ücreti alabileceği söyleniyor.
Türk-İş Başkanı kararın bir adaletsizliği düzelttiğini, sendika hukukçularının bu konuyu inceledikten sonra gerekli adımları atacaklarını belirtiyor.
'Maliyeci de istiyor'
Davayı kazanan Mustafa Alakır'ın avukatı Kudret Yalçın şunları söyledi:
"Biz bu davayı deneme mahiyetinde, emsal olsun diye açmıştık. Bundan sonra eğer kurumlar bankalardan aldıkları promosyon ücretini çalışanlara vermezse herkes dava açar, masraf, avukat ücreti artar. Bu masrafları kamu kurumları karşılamak istemeyeceği için kısa zamanda uygulama yaygınlaşacaktır."
Türk Eğitim-Sen Konya 1 No'lu Şube Başkanı Tanfer Ata, dava sonucunun basında yer almasından sonra Türkiye'nin dört bir yanından çeşitli kurumlardan aradıklarını söyledi. Ata şöyle konuştu:
"Kamu bankalarından, Maliye Bakanlığı'ndan bile çalışanlar arıyor. Tarım müdürlüklerinden arıyorlar, 'Bu davayı nasıl açtınız, ne yapmamız gerekir?' diye soruyorlar. Dün üniversitelerde çalışanlara dava örneğini gönderdim. Biz tüm kamu çalışanlarını doğrudan etkileyen bir karar aldırdık."
Ata bu konuda dava açmak için zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğunu belirterek "Bir çalışan, son 5 yılda, bankalardan promosyon ücreti almış olan kurumundan bu ücretin kendisine ödenmesini talep edebilir, talebinin karşılanmaması durumunda dava açabilir" dedi. Yalçın davanın özel sektörde çalışanlar için de emsal teşkil edeceğini söyledi.
300'er YTL aldılar
Mustafa Alakır, çalıştığı Meram Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Meram Kaymakamlığı'na başvurarak maaşını aldığı bankanın, görev yaptığı kuruma verdiği promosyon ücretinin kendisine ödenmesini istedi. Alakır, Meram Kaymakamlığı'nın bu talebe ret cevabı vermesi üzerine, Konya 2. İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, kamu görevlilerinin lehine karar verdi. Alakır ve Meram İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görevli diğer 39 çalışan 20 gün önce 300'er YTL tutarındaki promosyon ücretini aldılar.
Prof. Dr. METİN GÜNDAY (İdare Hukukçusu)
'Danıştay'ın kararı önemli'
"Konya İdare Mahkemesi'nin kararı, Danıştay'dan geçecek. Danıştay'ın aynı doğrultuda karar vermesi durumunda, idare mahkemelerinin çalışan lehine karar vermesi ihtimali daha yüksek. İdare mahkemeleri bundan sonra önlerine gelen uyuşmazlıklarda 'Danıştay da böyle düşünüyor' diye büyük bir olasılıkla o yönde karar verebilirler. Ama idare mahkemesi kararının hukuki bir bağlayıcılığı yok."
FAHRETTİN YOKUŞ (Kamu-Sen Genel Sekreteri)
'Kararı gönderiyoruz'
"Banka promosyonunu çalışanlarına ödemeyen tüm kurumlara, mahkeme kararını gönderiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışanlara promosyon ücretinin yüzde 70'inin ödenmesi gerektiği konusundaki genelgesini de yolluyoruz. Arkadaşlarımız dilekçelerle kurumlara başvuruyor. Cevap verilmezse kişi bazında dava açılacak."
SALİH KILIÇ (Türk-İş Başkanı)
'İşçi için adım atacağız'
"Bu konudaki yargı kararının doğru olduğuna inanıyorum. Kurumlar bu işi istismar ediyor çünkü bu bireyin hakkıdır. Hukukçularımız çalışmalarını olgunlaştırdıktan sonra adım atacağız. İşçilerimize ve sendikalarımıza nasıl bir yöntem izleyeceğimizi duyuracağız. Mahkemelerin herkesin hakkını teslim edecek şekilde karar alacağı kanaatindeyim."
SALİM USLU (Hak-İş Başkanı)
'Sendika taraf değil'
"Bunlar bireysel davalar. Mahkeme kararı henüz elimize geçmedi, bu konuyu kurullarımızda değerlendirmemiz lazım. Toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan bu konuya sendikalar da doğrudan taraf olamaz. Belki bir yasal düzenleme olabilir, genelge çıkartılabilir. Hükümetin böyle bir yaklaşım içinde olmasını arzu ederiz"
ÖNCEKİ HABERLER
