Memur sendikaları yumruk yumruğa
Uzlaştırma Kurulu'ndan yine sonuç çıkmadı. Memur maaşlarındaki son karar artık Bakanlar Kurulu'nda!
Abone olUzlaştırma Kurulu'nun kararını görüşmek için bir araya gelen memur sendikaları arasında yumruk yumruğa kavga çıktı. Bakan Yazıcı, yumrukların konuştuğu, pet şişelerin havada uçuştuğu kavgayı doğrulurken, maaşlarla ilgili müzakere sürecinin bittiğini açıkladı. Yazıcı, maaşların bütceye "29 Ağustos'taki tutunakta" yer aldığı gibi yansıtılacağını söyledi.
Kamu İşveren Kurulu ile Türkiye Kamu-Sen'in Uzlaştırma Kurulu kararını değerlendirmek için Başbakanlık Merkez Bina'da yaptığı toplantının ardından açıklamada bulunan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, toplantıda, konfederasyon ve Kamu İşveren Kurulu'nun konuya ilişkin görüşlerini sorduğunu söyledi.
Toplu görüşmenin son gününde Türkiye Kamu-Sen'in tutanağı imzalamadan ayrıldığını, Memur-Sen'in bağlı 5 yetkili sendika ile mutabakata imza attığını ve oy çokluğu ile mutabakat metninin düzenlendiğini anlatan Yazıcı, yasada bu tür mutabakatların mutlaka oy birliğiyle olması gerektiği konusunda düzenleme bulunmadığını ifade etti.
"ESAS OLAN 29 AĞUSTOS'TAKİ MUTABAKAT"
Memur maaşlarına yapılacak zam konusunda getirdikleri son teklifi daha önce Bakanlar Kurulu'na sunduklarını bildiren Bakan Yazıcı, oy çokluğuyla oluşan mutabakat zaptının Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu, Bakanlar Kurulu'nun 29 Ağustos 2010'da oluşan mutabakat zaptını esas alarak Bütçe Kanunu'nda gerekli ödenekleri tahsis edeceğini söyledi.
KURULDA YUMRUK YUMRUĞA KAVGA
Bir gazetecinin, toplantının ardından koridorlara yansıyan bir kavga yaşandığını ifade ederek, sendikacıların, ''kendilerine görevliler tarafından hakaret edildiği, şişe fırlatıldığı'' iddialarına ilişkin görüşünü sorması üzerine Hayati Yazıcı, şöyle konuştu:
''Ben ayrıldıktan, makama çıktıktan sonra bir tartışma olmuş arkadaşlar arasında. Yadırgıyorum, ayıplıyorum. Memur sendikalarının, memur sendikalarına üye olabilecek bir arkadaşlarıyla çekişmeye girmeleri, darp etmeleri, kravatını çekmeleri hoş bir şey değil. Keşke böyle bir şey olmasaydı, böyle bir şeye sebebiyet vermeselerdi.
Ben de ayıpladım. Tutanağın istenmesiyle alakalı başlamış bana anlatılan. 'Aslını ver'... 'Tamam veririz' demişler. 'Şimdi iki nüsha düzenlendi, fotokopisini verelim aslını da size takdim ederiz' denmiş. Kravat tutulmuş, şişe atma olmuş, yumruklaşma olmuş. Bu ayıp bir şey. Sebep olanları kınıyorum.
Ama anlaşılan o ki daha çok sendikacı arkadaşlarımızın bir gerginliği oldu. Herhalde 29 Ağustos tarihinde tutanağı imzalamadan ayrılmanın verdiği bir rahatsızlık. Bu benim algım, yorumum, kanaatim. Doğru olur, yanlış olur bilmem. Herhalde ondan kaynaklanan asabi bir durumları vardı. Sanırım bu asabi durum hareketleri kontrol etmede gecikti.''