Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Doç. Dr. Özdoğan meme kanseri hakkında bilgi verdi.
Abone olAkdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Özdoğan, meme kanserinde, kendi kendine muayenenin, erken tanıya neden olarak, hastaların daha uzun yaşamasını, belki de hastalıktan kurtulmasını sağlayacağını bildirdi.
Özdoğan, meme kanseriyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu kanser türünde en büyük risk grubunu kadınların oluşturduğunu kaydetti. Yaş ilerledikçe meme kanseri riskinin arttığına işaret eden Özdoğan, ailesinin herhangi bir bireyinde meme kanseri görülmesi halinde kişinin bu hastalığa yakalanma riskinin daha da arttığını söyledi. Meme kanserinde erken tanının çok önemli yeri olduğunu ifade eden Özdoğan, ''Erken tanı kişiye hastalıktan kurtulabilme şansı tanıyor. Eğer erken tanı konulabilmişse ve hastalık sadece memede sınırlı kaldıysa, kişi daha uzun süre yaşayabiliyor. Ama hastalık
ileri evredeyse ve diğer organlara da yayılmışsa hastalıktan kurtulma
şansı az olur'' dedi.
Özdoğan, alkol ve sigaranın, diğer birçok hastalıkta olduğu gibi meme kanserinde de yakalanma riskini artırdığını vurgulayarak, hastalığa neden olabilecek riskler konusunda şunları söyledi: ''Deodorant ve diğer kimyasallar, çeşitli kanserojen maddeler içerir. Ancak insanlara bunları kullanmayın dedirtecek düzeyde elimizde bir bilgi yok. Radyasyon, yağ ağırlıklı gıda almak, ileri derecede kilolu olmak kanser riskinde artışa neden oluyor. Ayrıca gıdaların içine kanserojen maddelerin girmesi, bu gıdaların kontrolsüz tüketilmesi de meme kanserinde risk oluşturuyor.''
KANSERİN BELİRTİLERİ
Özdoğan, meme kanserinin, erken ve geç olmak üzere iki evreye ayrıldığına işaret ederek, meme başında akıntı, şişlik, kızarıklık, koltuk altında belli bir kitlenin ele gelmesi ve meme başında kanlı akıntının erken evre belirtileri olduğunu söyledi. Özdoğan, halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybının ise geç evrede ortaya çıktığını kaydetti. Erken yaşta meme kanseri görülme oranının düşük olduğunu ifade eden Özdoğan, ancak ailesinde bu hastalığı geçirmiş kişilerin bulunmasının erken yaşta meme kanseri riskini artırdığını vurguladı.
Özdoğan, alınacak önlemlerin hastalığı erken yakalamada veya riskini azaltmada önemli rol oynadığına da işaret ederek, şöyle devam etti:
''Özellikle meme kanseri tanısı konmuş kişilerde egzersiz yapmanın ve kilo almamanın hastalık riskini azaltmada önemli bir etkisi var. Bu nedenle, egzersiz, aşırı kilo almama, 20 yaşından sonra her kadının düzenli kendi kendine muayene etmesi, 45 yaşından sonra yılda bir kez tomografi çektirmesi ve 50 yaşından sonra yılda bir kez mamografi yaptırmasını hastalığın erken teşhisi için çok önemli buluyoruz.'' Sağlık Bakanlığının ''Kendi Kendine Muayene'' projesi başlattığına da değinen Özdoğan, bu projenin halkın bilinçlendirilmesi açısından önemli bir proje olduğunu belirtti. Erken tanıda en önemli kuralın halkın bilinçlendirilmesi olduğunu ifade eden Özdoğan, ''Bilinçlenme sağlandığında kendi kendine muayene ile kişinin
hastalığına erken tanı konabilir. Meme kanserinde, kendi kendine muayene, erken tanıya neden olarak, hastaların daha uzun yaşamasını, belki de hastalıktan kurtulmasını sağlayacaktır'' dedi.
Özdoğan, meme kanserinin erkeklerde de görülebileceğini ama bu oranın kadınlara göre çok daha düşük olduğunu sözlerine ekledi.