Meme kanserinin yüzde 70'i başvuru anında koltuk altına sıçramamış oluyor. O yüzden uygulanacak sentinel lenf biyopsisi ile yüzde 70 hastanın koltuk altı korunuyor.
Abone olMERSİN Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Dağ, meme kanserinde koltuk altının durumunun çok önemli olduğunu ifade ederek, "Meme kanserinin yüzde 70'i başvuru anında koltuk altına sıçramamış oluyor. O yüzden uygulanacak sentinel lenf biyopsisi ile yüzde 70 hastanın koltuk altını korumuş oluruz" dedi.
Meme kanseri ve sentinel lenf biyopsisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ahmet Dağ, meme kanserinin çok güncel bir konu olduğunu söyledi. Kadınlarda artık en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Dağ, eskiden 10-11 kadında bir gözükürken artık 8 kadından birinde bu kanserin görüldüğünü kaydetti. Eskiden bu kansere yakalanan hastaları kaybettiklerini de vurgulayan Dağ, "Ama şimdi yüzde 70-80 oranında erken tanı ve erken evrede olduğu için artık kolay kolay hastaları kaybetmiyoruz. Burada erken tanı her zaman için önemli. Meme kanseri tedavisi her yerde üç basamaklıdır. Birinci basamağı cerrahidir, ikinci basamağı kemoterapi, üçüncü basamağı ise radyo terapi şeklinde gerçekleşiyor" diye konuştu.
"MEME KANSERİNİN YÜZDE 70'İ BAŞVURU ANINDA KOLTUK ALTINA SIÇRAMAMIŞ OLUYOR"
Bu yüzyılın başında cerrahi olarak çok ağır ameliyatların yapıldığının altını çizen Dağ, "Ama son yarım yüzyılda artık iyice hafif yöntemlere dönmeye başladık. Artık her gelen hastada meme alınmıyor. Meme koruyucu cerrahisi söz konusu. Biz üniversitemizde meme kanseri konusunda her tür ameliyatı yapıyoruz. Meme ile ilgili müdahalenin yanında meme kanseri tedavisinin en önemli parçalarından biri koltuk altının durumu. Koltuk altı meme kanserinde çok önemli. Meme kanserinin ilk sıçrayacağı bölge koltuk altıdır. Her ne kadar meme kanserinde memeye olan girişimler hafif olsa da son 15-20 yıla kadar koltuk altını sürekli körleme, temizleme şeklinde bir yaklaşım söz konusuydu. Son 15-20 yılda da koltuk altına hafif yaklaşıyoruz. Her meme kanseri hastasının koltuk altı temizlenme ihtiyacı yok artık. Çünkü biz biliyoruz ki meme kanserinin yüzde 70-75’i başvuru anında koltuk altına sıçramamış oluyor. O yüzden koltuk altını siz temizlerseniz neredeyse 10 hastadan 7’sini fazladan ameliyat etmiş oluyorsunuz" şeklinde konuştu.
"GEREKSİZ BİR AMELİYAT YAPMAMAK LAZIM"
Hastalara artık sentinel lenf biyopsisi uyguladıklarını kaydeden Dağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu güncel bir yöntem. Ameliyattan önce memeye veya tümör bölgesine radyo aktif madde ya da özel bir mavi boyayı döküyoruz. Koltuk altına bu madde direkt ilk lenf bezine yayılacaktır. Biz ameliyatta hasta uyurken önce bu lenf bezini buluyoruz. Lenf bezini hasta uyurken patolojiye gönderiyoruz. Lenf bezine bir sıçrama söz konusu değilse koltuk altına sıçramadığı anlamına geliyor. Tek bir lenf bezini çıkartmanın da komplikasyonu yok. Hastaya meme kanserine dönük girişimi yapıp hastayı uyandırıyoruz. Yani koltuk altını temizlemiyoruz. Ancak sıçradıysa bu bölgeyi mecbur temizliyoruz ama masum bir ameliyat değil. Çünkü koltuk altını temizlediniz mi hasta o kolu ölene kadar korumak zorunda. O yüzden gereksiz bir ameliyat yapmamak lazım. Yüzde 70 hasta bu yöntemle korunmuş oluyor. Meme kanseri olan hastaların bunu sorgulaması gerekiyor."