BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,23
ALTIN 2.926,54
HABER /  GÜNCEL

Meme Kanseri Tedavisinde Geç Kalmayın

Hiç çocuğu olmamış veya 35 yaşındandan sonra anne olmuş kadınlarda meme kanseri daha sık görülüyor.

Abone ol

Annesi, teyzesi veya kız kardeşinde, özellikle genç yaşta veya her iki memede de kanser görülen kadınların, başka hemcinslerine göre kanser olma ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Hiç çocuğu olmamış veya ilk çocuğunu 35 yaşından sonra doğurmuş kadınların da risk altında olduğu bildiriliyor. Uzmanlar, 20 yaşından sonra her kadının, ayda bir defa memelerini kendisinin kontrol etmesi gerektiğini, 20-40 yaş arasındaysa en az 3 yılda bir defa doktora muayene olması gerektiğini kaydediyor. 40 yaşın üstündeki kadınlarda bu muayenenin yılda bir yapılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, yaşı 50'nin üzerindeki kadınların ise yılda bir mamografi yaptırmasını öneriyor. Uzmanlara göre, şu belirtilerin görülmesi halinde, vakit geçirmeden uzman bir doktora muayene olunması gerekiyor: "Memede bir yumru veya sertleşme. Memeden duru veya kanlı bir akıntı. İçeri çekilmiş meme başı. Memelerin dış hatlarındaki değişiklik, örneğin bir memenin diğerinden daha yüksek olması gibi. Meme derisinde düzleşme veya çukurlaşma. Kırmızılık veya portakal kabuğu gibi pütürlü görünüş." Erken teşhis hayat kurtarıyor Meme tümörünün kendisinin öldürücü olmadığını ifade eden uzmanlar, hastalığın, metastaz yaparak (lenf sistemi veya kan yoluyla vücudun başka yerlerine dağılması) öldürdüğüne dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, meme kanseri, tümör küçükken ve habis hücreler komşu lenf düğümlerine atlamadan erken teşhis edilirse, yüzde 90 tedavi şansı bulunuyor. Her şeye rağmen hastalık, ilaç, radyoterapi ve ameliyat yardımıyla yıllar boyu kontrol altında tutulabiliyor. Hastalığın teşhisinde uzman bir doktorun muayenesinin büyük önem taşıdığını belirten uzmanlar, "Doktorunuz, memelerinizi dikkatle inceleyecektir. Meme başlarını hafifçe sıkarak akıntı olup olmadığına bakacak, koltuk altlarınızda lenf modüllerinin büyüyüp büyümediğini kontrol edecektir. Çünkü kanser lenf yoluyla da dağılabilmektedir. Bundan sonraki adım mamografidir" diyorlar. Uzmanlar, eğer memedeki bir yumru ultrasonografide 'kist' olarak tarif edilmişse, doktorun ince bir iğneyle kistin içindeki sıvıyı çekmeye çalışabileceğini de bildiriyor. Bu sıvı analiz edilerek habis hücrelerin varlığının araştırılabileceğini kaydeden uzmanlar, bir kitlenin habis olmadığını anlamanın en emin yolunun, ameliyatla kitlenin tümünü çıkarıp biyopsi yapmak olduğunu söylüyor. Tedavi yöntemleri Ameliyat: Ameliyatın meme kanserinde başlıca tedavi olduğunu ifade eden uzmanlar, günümüzde ameliyatın çoğunlukla radyoterapi, hormon terapi veya kemoterapiyle birlikte uygulandığını vurguluyor. Hemen hemen bütün meme kanseri operasyonlarında, doktorun, koltuk altındaki lenf düğümlerinden birkaçını da aldığını belirten uzmanlar, bunlarda habis hücrelerin varlığının araştırıldığını, bunun da ameliyat sonrası tedaviyi belirleyen en önemli faktör olduğunu bildiriyor. Radyasyon: Uzmanlar, doktorun, kanserin lenflere ulaştığını tespit etmişse, ameliyat sırasında kaçan kanserli hücreleri öldürmek için göğüs bölgesine radyasyon uygulanmasını önerebileceğini de ifade ederek, sonuçta kemiklerde kanser ortaya çıkarsa, radyasyonun, ağrıları rahatlatmak için kullanıldığını kaydediyor. Hormon tedavisi: Eğer meme kanseri tekrarlarsa, uzak bölümlerde tümörler ortaya çıkarsa veya kanser ameliyat edilemeyecek kadar ilerlemişse, hala hormon alarak hayatı uzatabilmek ve şikayetleri azaltmanın mümkün olabileceğini vurgulayan uzmanlar, bazı tümörlerin hormon tedavisine veya östrojeni etkisiz kılan ilaçlara ya da bazen ilave bir doz östrojene cevap verdiklerini belirtiyor. Hormon tedavisinin, tümörün büyümesini veya küçülmesini sağlayabileceğini ifade eden uzmanlar, insana kısmen veya tamamen rahatlama getirebileceğini, eğer bir hormon artık etkili olmuyorsa başkasının yardımcı olabileceğini bildiriyor. Kemoterapi: Uzmanlar, kemoterapide verilen antitümör ilaçların, hormonlardan daha toksik (zehirleyici) olduğunu hatırlatarak, radyasyonda da görülen bulantı, ishal ve bitkinlik gibi yan etkileri bulunduğunu kaydediyor. Uzmanlar, "Ayrıca, geçici olarak saçlarınızın tümünü veya bir kısmını kaybedebilirsiniz. Ancak, kemoterapi çoğunlukla metastazı yavaşlatabilir. Bazen tam olarak teskin ederse de genellikle erteleme geçicidir. Kemoterapinin, menopoza girmemiş kadınlarda daha etkili olduğu görülmektedir" ifadesini kullanıyor.