BIST 9.492
DOLAR 34,43
EURO 36,38
ALTIN 2.836,19
HABER /  SAĞLIK

Meme kanseri nedir, kimlerde görülür?

Çağımızda birçok kadının korkulu rüyası haline gelen meme kanseri, her 8 kadından birinde görülüyor. Birçok kadın meme kanseri olduğunu artık her şey çok geç olunca fark ediyor.

Abone ol

Meme kanseri birçok kadını tehtit eden bir kanser türüdür. Günümüzde yoğun ve tempolu yaşam, hormonlu gıdalar, sağlıksız beslenme ve artan alkol tüketimi yüzünden meme kanserine yakalanma oranı artmış ve yaygınlaşmıştır.

Maalesef birçok kadın meme kanseri olduğunu artık hastalık çok ilerlediğinde ya da tedavi edilemez bir hale geldiğinde fark ediyor. Halbuki erken teşhisle meme kanseri tedavisinde kesin bir sonuç alınabiliyor. 

Meme kanserinin ortaya çıkmasına sebep olan etkenler nelerdir:

-Erken adet görmek (10 yaş ve altı),
-Geç menapoza girmek (50 yaş ve üstü),
-Cinsiyet,
-Irk,
-Aşırı yağlı beslenme ve kilo,
-Geç doğum yapmak ya da hiç doğum yapmamış olmak,
-Emzirmemek,
-Normalden iri meme dokusu,
-Hormonal değişiklikler (hormonaterapi),
-Ailede meme kanseri geçmişi bulunması,
-Kadının yaşı,
-Kadının kendisinde meme kanseri olması,
-İyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom),
-Alkol tüketimi, (iki kadeh şarap ve üstü),
-Sigaradır.

Bu etkenler neden meme kanserinin oluşmasına sebep olur:

Cinsiyet: Şüphesiz ki meme kanserine yakalanmak için en önemli etkeni cinsiyet oluşturur. Erkeklerde meme kanseri görülme riski kadınlara göre 146 kat daha azdır.

Yaş: Meme kanseri, ergenlik döneminden önce ortaya çıkmaz. Yirmi yaşından önce ortaya çıkma ihtimali oldukça azdır, kırk yaşın üzerindeki kadınlarda %90-95’lik bir oranında meydana gelir.

Irk: Beyaz ırka mensup kadınlarda siyahi kadınlara göre 1-2 kat daha yaygın şekilde ortaya çıkmaktadır.

Aile geçmişi: Bir ailede meme kanserinin daha çok ortaya çıkmasının sebebi, ortak genetik veya çevre etkenleridir. Bu etkenleri birbirinden ayırmak oldukça güçtür.

Genetik: Ailesinde meme kanseri bulunan bir hastanın bu hastalığa yakalanma potansiyeli genel ortalamadan  2-3 misli fazladır ancak bu durum kişinin kesin bir şekilde hasta olacağını anlamına gelmez, sadece yakalanma ihtimali biraz daha yüksek olmaktadır.

Daha önce meme kanseri geçirmiş olmak: Meme kanseri sebebi ile tedavi olmuş bir kadın hastada diğer memenin de kanser olma riski her sene için yaklaşık olarak %0,5-1 yükselmektedir. Bu risk grubuna dahil kişiler yaşam boyu risk altındadır. Bu sebeple de sürekli kontrol altında olmalıdırlar.

Hormonlar: Kimi hormonların ve özellikle de “östrojen” hormonunun meme kanseri üzerindeki etkisi oldukça tartışılan bir husustur. Östrojenin özel olarak kansere yol açtığı söylenemez. Fakat hali hazırda mevcut olan bir meme kanseri, östrojen etkisiyle çok hızlanmaktadır.

Erken görülen adet: Özellikle 12-13 yaş öncesi adet görmeye başlayan kadınlarda, hayat boyu meme kanseri riski, daha geç adet olan kişilere nazaran iki kat fazla olmaktadır.

Doğum: İlk doğum yaşı meme kanseri riski bakımından önem teşkil eder. İlk doğumunu 18 yaşında ya da daha erken yaşlarda gerçekleştiren kadınlarda meme kanseri ihtimali, hiç doğum yapmayanların neredeyse yarısından daha az olmaktadır. Hiç doğum yapmamak kanser riskini artıran etkenlerdendir. İlerleyen yaşlarda çocuk doğurmak da yaşa göre riski artıran nedenlerdendir.

Doğum kontrol hapları: Doğum kontrolü amacı ile ilaç kullanımının riski ihtimalini yükselttiğini kanıtlayan epidemiyolojik olarak bugüne dek gösterilememiştir. Fakat teorik şekilde riskten söz edilir.

 

Beslenme düzeni ve şişmanlık: Özellikle aşırı kalorili beslenme düzeninin meme kanseri ile bağlantısı üzerinde oldukça fazla durulmuştur. Meme kanserine yakalanmış hastaların çoğunlukla kilolu ve iri yapılı oldukları gözlenmektedir

Alkol ve sigara kullanımı: Uzun süre alkol ya da sigara kullanımı doza bağlı olarak riski yükseltiğini gösteren çalışmalar yapılmıştır. Alkol alışkanlığı, şayet 30 yaş altında başlanmış ise risk artmaktadır. Sigaranın ise riski hem arttırdığı hem de azalttığı yönünde araştırmalar mevcuttur. Azalttığını öne süren bilim insanları, sigara tüketenlerde serum ve idrar östrojen düzeylerinin düşük olduğunu belirterek, bu görüşlerini desteklerler.

İyonizasyon yapan ışınlar: Bu ışınlar çok uzun bir süre uyuma (latent) evresinden sonra meme kanseri riskini arttırmaktadır. Atom bombasından sağ kalanlarda yaklaşık 10-15 yıl sonra meme kanserinin ortaya çıkma oranı artmıştır.