BOĞAZİÇİ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan protestolarla ilgili olarak "Dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokma hedefim var. Ve bunu yapabileceğime inanıyorum, 4 sene içerisinde. O yüzden de asla istifayı düşünmüyorum ve Boğaziçi'ni de ilk 100'e sokmak için elimden geleni yapacağım" dedi.
Abone olBoğaziçi Üniversitesi'nde rektör protestoları devam ediyor. Dün Kadıköy'deki gösterilerde gözaltına alınan 94 kişiden 65'i serbest bırakıldı. 29 kişinin işlemleri sürüyor. Beşiktaş ve Sarıyer'de gözaltına alınan 11 kişinin de serbest bırakıldığı açıklandı. Valilik pazartesi günü gözaltına alınan 11 kişi için ev hapsi kararının verildiğini duyurdu.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, katıldığı TEKNOFEST etkinliğinde gazetecilerin Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan protestolara ilişkin sorularını yanıtladı.
''Boğaziçinde demokratik sınırlara uyduğu sürece insanların kendini ifade etme hakları vardır''
Rektör Bulu yaptığı açıklamada "Boğaziçi Üniversitesi Türkiye'nin en güzide kurumlarından birisidir. Boğaziçi öğrencilerinin ve hocalarının her türlü görüşü çok kıymetli. Boğaziçinde demokratik sınırlara uyduğu sürece insanların kendini ifade etme hakları vardır. Ben de buna sonuna kadar izin veren bir rektörüm. Bununla birlikte başkalarının haklarını suistimal eden, onların zorlayan noktaya geldiği zaman ben de bunları olabildiğince engellemeye çalışıyorum. Demokratik eleştiri kültürünü mutlaka korumamız lazım. Bu ülkemiz için de Boğaziçi için de çok kıymetli. Boğaziçi Üniversitesinde maalesef bazı gruplar, bu protesto kültürünü aşırıya götürdüler" ifadelerini kullandı.
''Bütün olay bundan ibarettir"
Önceki gün üniversitede yaşanan olayları hatırlatan Bulu, "Yaşanan olaylarda rektörlük binasının 3 kapısı da ablukaya alınarak çalışanların saat 21.00'a kadar dışarı çıkmaları engellendi. Bununla ilgili uyarılar yapılmasına rağmen öğrenciler başkalarının özgürlüğünü engelleyici tarzda bir duruma girdiler. Bu kapsamda uyarılmalarına rağmen bu abluka kalkmadığı için bununla ilgili tedbir alınmak zorunluluğu doğdu. Bütün olay bundan ibarettir" şeklinde konuştu.
''Asla istifayı düşünmüyorum"
Boğaziçi Üniversitesi'nin çok daha iyi yerlere getirmek için çalışacağını vurgulayan Bulu, "Şimdiye kadar birçok tecrübe kazandım. Ben bu tecrübelerimizi rektör olarak Boğaziçi Üniversitesi'ne aktarma hayaliyle yaşadım uzun süredir. Şu anda bu noktaya geldiğim için çok memnunum. Boğaziçinin paydaşlarıyla birlikte mezunlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla hatta etraftaki esnafları ile birlikte biz Boğaziçi Üniversitesi'ni çok daha iyi noktalara taşıyacağız. Gerçekten dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına sokma hedefim var. Ben bunu yapabileceğime inanıyorum 4 sene içerisinde. O yüzden asla istifayı düşünmüyorum" dedi.
Anne ve babalara tavsiye
Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin anne ve babalarına ise, "Anne ve babalara şunu söylemek isterim; bir kere öğrencilerin yani onların kızlarının, evlatlarının, oğullarının dersleri çok kıymetli. Eğitimleri çok kıymetli. Ama bununla birlikte üniversite onları hayata hazırlayan bir nokta. Bu noktada öğrencilerimizin sadece dersle değil, ders dışı faaliyetlerde de yer almaları çok kıymetli. Kulüpler de bunların olmazsa olmazı. Bunun dışında da birçok etkinliğe zaten katılıyorlar. Boğaziçi de belki bunun en iyi ekosistemlerinden bir tanesi. Sadece kulüpler değil, mesela girişimcilik ekosistemi, sanatla ilgili ekosistemlerimiz hepsi gerçekten çok iyi. Bu kapsamda öğrencilerimiz yani anne-babalara söyleyeceğim şey; öğrencileri de bu şekilde düşünmeleri gerekir diye öneriyorum. Ve Boğaziçi gerçekten bunu en güzel sunan üniversitelerden birisi ve bundan sonra da böyle olmaya devam edecek" dedi.
Süleyman Soylu ne dedi?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Ben Bakan olduğum sürece rektörümüzün odasına girişe izin vermeyeceğim" açıklamasının sorulması üzerine Bulu, "Boğaziçi Üniversitesi'nde demokratik protesto kültürü her zaman vardır. Benden önceki rektör de belki bu kadar basına yansımadı ama benzeri protestolarla karşı karşıya kaldı. Ben de kalıyorum, ben buna çok saygı duyuyorum. Çünkü kesinlikle öğrencilerimizin, hocalarımızın, kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğü var. Şimdiye kadar da bunlarla ilgili en ufak bir karşı duruş göstermedim, göstermeyi de düşünmüyorum. Çünkü demokrasinin olmadığı, eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz. Mutlaka hepimizin hatası olabilir. Biz bu eleştirileri dinleyerek daha doğru uyguluyoruz. Ama burada demokrasi bir uzlaşma kültürü gerektirir. Yani 'ya benim dediğim olacak, ya hiç' mantığı doğru bir mantık değil. Demokrasi zaten buna izin vermez. O yüzden Sayın İçişleri Bakanına çok teşekkür ediyorum. Çünkü 1-0 mantığıyla gelen bir protesto eylemi varsa orada doğal olarak onun gerektiği bariyerlerin konulması gerekiyor. Abluka olayında olduğu gibi. Eğer siz rektörlüğü ablukaya alırsanız 'ben senle konuşmayacağım, ben seni yok sayıyorum' dediğiniz anda orada demokratik ilkeler maalesef çalışmıyor. İnşallah bundan sonra bu tip şeyler olmaz diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.