BIST 9.443
DOLAR 34,42
EURO 36,45
ALTIN 2.842,15
HABER /  GÜNCEL

Melda Onur'u ağlatan fotoğraf!

Son dönemin en çok konuşulan isimlerinden Melda Onur, bilinmeyenlerini anlattı

Abone ol

TBMM'de dört eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu kurulması için yapılan oylamada, tablet bilgisayarından yaptığı canlı yayınla gündeme gelen Melda Onur, Habertürk gazetesine çok özel açıklamalarda bulundu.

İşte o röportajdan çarpıcı bölümler:

Yüksek teziniz militarizim üzerine. Bu konuyu seçmenizin sebebi neydi?

Üniversitede İspanyolca öğrenmeye başlayınca Güney ve Latin Amerika ülkelerine ilgi duymaya başladım. Tez yazarken de oradaki askeri darbelerle Türkiye'deki darbeler arasındaki farkı araştırmak istedim.

Nasıl bir fark var?

Mesela Latin Amerika ve Türkiye'de askerler darbe yapınca zarar gören bir demokrasiyi geri getirmek için yaparlar.... Doğrudur veya yanlıştır. Hiçbir zaman kalmayı düşünmezler. Yönetimi mutlaka bir sivil iradeye teslim etmek isterler. Ama Asya ve Afrika'da uzun soluklu darbeler oluyor. Bir darbeyle gelen yönetim ancak diğer bir darbeyle gidiyor. O zaman bunları incelemek için bu konuyu seçmiştim.

Peki gazetecilik?

ÜNİVERSİTEYE KADAR GAZETECİLİĞİ DÜŞÜNMÜYORDUM 

Gazetecilik üniversiteye girene kadar çok düşündüğüm bir meslek değildi. Matematik öğrencisi olduğum için ailem hep mühendis ya da doktor olmamı istedi. Benim de tercihlerim zaten bu şekildeydi.. Sadece tek bir sözel bölüm, o da gazetecilik yazmışım. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile!

Mesleğe başlamanız nasıl oldu?

Lisansı bitirince gazeteye girmek için baya uğraştım ama olmadı. Geçen sene vefat eden kurum hocam Toktamış Ateş'e gazeteci olmak istediğimi söyledim. O da beni 1989 senesinde Günaydın gazetesine gönderdi. Orada muhabir olarak mesleğe başladım.

Ne kadar süre gazetecilik yaptınız?

1997 senesine kadar.

1997'den siyasete kadar olan dönem nasıl geçti?

Dört kadın, birlikte yayıncılık ve prodüksiyon şirketi kurduk, kitap ve film işleri yapmaya başladık. 2001 krizinde şirketi küçülttük ve ben başka bir yere geçtim. Keyifli bir dönemdi. Güzel kitaplar ve filmler yapıyorduk ama para kazanamıyorduk.

O FOTOĞRAFI GÖRÜNCE BİR GÜN BOYUNCA AĞLADIM

Siyasete geçiş süreciniz?

Şirketi küçülttükten sonra geçtiğim yerde bir süre sonra profesyonel yöneticiliğin beni tatmin etmediğini fark ettim. 2007'den 2010'a kadar bağımsız danışmanlık yaptım. Sivil toplum bu kadar gelişmeden önce insanlar örgütlerde siyaset yapıyorlardı. Ben de sivil toplumda aktif olan bir CHP üyesiydim.Gürsel Tekin İstanbul İl Başkanı'yken üç kadın arkadaş il yönetimine girdik. CHP'nin kadın kotasını yükseltmek istediği bir dönemdi. Genel başkan değişimiyle birlikte parti meclisine girdim.

Meclise sırt çantasıyla giden bir vekilsiniz. Nasıl tepkiler almıştınız?

KENDİME "TARZINI DEĞİŞTİRECEK MİSİN" DİYE SORDUM 

Çok şaşırdılar. Mesela ben hiçbir zaman tayyör de giymedim. Yemin töreni için heves edip güzel bir takım, altına da takıma uyan güzel bir topuklu ayakkabı almıştım. O esnada çekilen bir fotoğraf ertesi gün gazetelerde manşet olunca bir gün boyunca ağlamıştım.

Neden ağladınız?

Fotoğrafın yayınlanmasının ardından "meclisin yeni magazin yüzü belli oldu" tarzında yorumlar yapılmıştı. Haliyle o şekilde gündeme gelmek istemiyor insan. Daha sonra kendime "tarzını değiştirecek misin?" diye sordum ve "hayır" cevabı aldım. Ondan sonra da sırt çantamla meclise gitmeye başladım. Onlar da zamanla alıştı.

Sosyal medyadaki paylaşımlarınız da çok popüler...

Aslında mecliste gençlerler iyi diyalog kuran başka arkadaşlar da var fakat milletvekili olmanın ağırlığı insanlara ister istemez geçiyor herhalde.

Meclisten yaptığınız canlı yayının bu kadar ilgi çekeceğini tahmin etmiş miydiniz?

CANLI YAYININ BU KADAR İLGİ GÖRECEĞİNİ TAHMİN ETMEMİŞTİM 

Etmemiştim. Biz bunu MİT görüşmelerinde bir kez daha yapmıştık. O dönemde de gazetelere haber olarak çıkmıştı ama sosyal medya bu kadar aktif olarak kullanılmadığı için gündemde kalmamıştı. Bir de son dönem apolitiklik diye bir şey kalmadı; herkes siyaseti bir şekilde izler, takip eder oldu. İnsanlar yasakları sevmiyor. O gün yasak uygulanmasaydı bu kadar izlenmez, bu kadar konuşulmazdı.

Sizi sokak mitinglerinde de görüyoruz. Bu, CHP'ye önyargısı olan kesimi de partiye yakınlaştırdı mı?

Evet, bunun çok etkisi oldu. Siyaset artık her yerde yapılıyor. Parti kompozisyonunuzu iyi belirlemeniz gerekiyor. Herkes sokakta olamayabilir, ya da herkes kahveye gidip oradaki nabzı kontrol edemeyebilir. Bu konuda hiçbir partinin iyi iş bölümü yaptığını düşünmüyorum.

BİZ, PARTİMİZİ ELEŞTİREBİLİYORUZ

Diğer partilerden muhalif sesler çıkıyor mu?

Mesela AKP milletvekili Halide İncekara'nın yakın tarihte yaptığı bir isyan var. Kendisi çocuk ve kadın haklarıyla ilgili çalışmalar yürütüyor ve yazdığı raporda çocuk cinayetleriyle ilgili yazdığı maddelerin bakanlar ve bürokratlar tarafından uygulanmadığını söyledi. Bu tarz çıkışlar çoğaldığı takdirde bakış açısında değişim de söz konusu olabilir.

Sizin CHP'ye yaptığınız bir özeleştiri var mı?

YÜZDE 33 KOTASINA KESİNLİKLE KARŞIYIM 

%33 kotasına kesinlikle karşıyım. Eğer bir kota konuyorsa bu %50 olmalı. Bu düşüncemi de parti meclisinde dile getirdim. Eşbaşkanlık olması gereken bir şey. Bunun dışında kurumsal ve siyasal iletişime yeteri önemi vermediğimizi düşünüyorum. Bunları ifade edebilmek güzel bir şey. Bunların dikkate alınması ise daha güzel bir şey. Eleştiriyi kabul etme konusunda en başarılı parti CHP.

Bu kotayla ilgili bir çalışma yapılacak mı?

Bir sonraki tüzükte olması gerektiğini düşünüyorum.