BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
MEDYA

Mehmet Sevigen'den Kılıçdaroğlu'nun Adalet Yürüyüşü'yle ilgili bomba iddia

FETÖ'nin MİT tırları kumpasıyla ilgili çarpıcı iddiada bulunan Sevigen, MİT tırları belgelerini Kılıçdaroğlu'nun servis ettiğini, 'Enis Berberoğlu konuşacak' diye Ankara'dan İstanbul'a Adalat Yürüyüşü'nü başlattığını söyledi.

CHP eski Genel Sekreteri Mehmet Sevigen, 24 televizyonunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, Sevigen'in bomba açıklamalarda bulunduğu videoyu Twitter sayfasında paylaştı. 

MİT tırları görüntülerini ilk servis edenin Kılıçdaroğlu olduğunu savunan Sevigen, Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşüyle ilgili sarcısı bir iddiayı duyurdu.

Sevigen, ”Cumhuriyet’te yayınlanan MİT Tırları belgelerini Kemal Kılıçdaroğlu Bülent Tezcan’a, o da yayınlansın diye Enis Berberoğlu’na verdi. Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul'a yürüyüşü de Berberoğlu konuşmasın diye yaptı” dedi.

Enis Berberoğlu sosyal medyadan cevap verdi
Kemal Kılıçdaroğlu’nun , söz konusu iddiaları ortaya atan Sabah gazetesine dava açarak kazandığını hatırlatan CHP’li Enis Berberoğlu, “Mahkeme beni yargılayan heyete yazdı, ‘Böyle iddiaya kanıt var mı?’ diye sordu. Cevap yazısında bırakın kanıtı, böyle bir iddianın bile olmadığı iletildi. Mahkeme Sabah Gazetesi’ni 1 TL manevi tazminat ödemeye mahkûm etti, ceza İstinaf'ta onaylanarak kesinleşti” dedi. Enis Berberoğlu’nun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalar şöyle:

Alacağım tazminatı öğrencileri burs olarak dağıtacağım
“Mehmet Sevigen adımı karıştırarak CHP’ye ve Genel Başkanımıza iftira attı. “MİT TIR’ları belgelerini Kemal Kılıçdaroğlu yayınlansın diye Enis Berberoğlu’na verdi. Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşü de Berberoğlu konuşmasın diye yaptı” diye üfürdü.

Mehmet Sevigen’in bu iftirası tıpkı benzerleri gibi, yalancının mumu misali sönecek. Çünkü aynı saçmalığı manşetine defalarca taşıyan Sabah Gazetesi’ne Avukat Murat Ergün, Kemal Beyin vekaleti ile dava açtı ve kazandı.

Mahkeme beni yargılayan heyete yazdı, “Böyle iddiaya kanıt var mı?” diye sordu. Cevap yazısında bırakın kanıtı, böyle bir iddianın bile olmadığı iletildi. Mahkeme Sabah Gazetesi’ni 1 TL manevi tazminat ödemeye mahkûm etti, ceza İstinaf ‘ta onaylanarak kesinleşti. 23/12/2020.

“Enis Berberoğlu konuşmasın diye…” başlayan cümleyi hakaret sayarım. CHP’ye katılalı 50 yıl oldu, Gençlik Kolları’nda, Üniversite’de son olarak TBMM’de partime hizmet ediyorum. Ne AKP ve reisine, ne de Sevigen tarzı siyasete pabuç bırakmam.

Suç işlemediğimi, müfteri veya itirafçı olmayacağımı hapis yatarken aynı iddiayı ima yoluyla yapan Tayyip Erdoğan’a da söylemiştim. (17 Ağustos 2017) Sevigen ve varsa benzer niyeti bozuklar okusun öğrensin.

Dahası hakkımdaki haksız ve yersiz hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından bozuldu. Bu iddiaları partimi karalamak, beni yargısız infazla mahkûm etmek isteyenlerden hukuk önünde hesap soracağım. Paralarını alıp, öğrenci bursu olarak dağıtacağım Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım.”

Ne olmuştu?
Her şey 1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan, 19 Ocak 2014'te de Adana'nın Ceyhan ilçelerinde, Suriye'ye giden MİT'e ait yardım tırlarının, Adana'daki özel yetkili savcının talimatıyla yapılan jandarma-polis operasyonu sonucu durdurulmasıyla başladı.

"MİT personeli kol kola girerek direndi"
Dönemin Hatay valisinin, araçların MİT'e ait, personelin de MİT görevlisi olduğunu belirten yazısıyla, tırın aranmadan jandarma tarafından yola devam etmesine izin verildi. Adana TMK savcısı Özcan Şişman'ın Kırıkhan'a ulaşmasıyla, tırın önü bu sefer polislerce kesildi. Savcının ısrarı üzerine MİT, acil kodla bölgedeki personeli, tırın durdurulduğu alana yönlendirdi, emniyet personeli de il emniyet müdürünün talimatıyla geri çektirildi. Savcı Şişman, koruma polisiyle tek başına kalırken, gelen MİT personelleri kol kola girerek tırın arka kapısına sıralandı. MİT görevlilerinin kol kola girerek direndiği olayda, savcının ifadesine göre çatışma ihtimali de yaşandı. Emniyet güçlerinin aramaktan vazgeçerek geri çekilmesiyle tır Suriye'ye geçiş yaptı.

FETÖ'nün bu girişimiyle devlet içinde devlet yapılanmasına gittiğini göstermesi, devlete ait bir kurumun operasyona konu edilmesi kamuoyunda ve siyasette tepki çekti. Bu olaydan kısa bir süre sonra da özel yetkili savcılıklar kaldırıldı.

Cumhuriyet gazetesindeki habere ilişkin soruşturma
Bu olayla ilgili yürütülen adli soruşturmalarda önce askeri savcılık, soruşturulan askerler için tırları durdurmanın casusluk suçu olmayacağını ifade ederek takipsizlik kararı verdi. Sonrasında ise sivil savcılık, konunun askeri savcılığın yargılama alanına girmediğini belirterek, tırları durduran askerler hakkında tutuklama kararı verdi.

Cumhuriyet gazetesinde 29 Mayıs 2015'te dönemin genel yayın yönetmeni Can Dündar imzasıyla, "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlıklı bir haber yayımlandı. Habere ait görüntülerde, durdurulan MİT tırları ve ilaç kutularının altından çıkan havan topu mermileri ile diğer mühimmatın görüldüğü iddia edildi. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül hakkında TMK kapsamında soruşturma başlattı. Soruşturmayı, MİT'e ait tırların durdurulmasıyla ilgili 26 askerin tutuklandığı tahkikata bakan dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan yürüttü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tırların durdurulması casusluk faaliyeti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, haberin yayınlanmasından iki gün sonra, 31 Mayıs 2015'te TRT canlı yayınında tırlar konusunun gündeme getirilmesini "casusluk" faaliyeti olarak niteleyerek, "Bu casusluk faaliyetinin içine o gazete de girmiştir. Haberi yapan bedelini ağır ödeyecek." dedi ve dava açıldığını duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları 2 Haziran 2015'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, Can Dündar hakkında, haberinde "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Can Dündar ve Erdem Gül, 26 Kasım 2015'te soruşturma kapsamında geldikleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında ifadelerinin alınmasının ardından nöbetçi hakimlikçe "devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek, açıklamak ve silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından tutuklandı.

Milletvekili Berberoğlu'nun sürece dahil olması ve fezleke
Dava sürerken MİT tırlarıyla ilgili görüntüleri CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu'nun Can Dündar'a verdiği iddiaları gündeme geldi. Berberoğlu da "Siyasetçi ve eski bir gazeteci sıfatıyla bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım" dedi.

Can Dündar ve Erdem Gül hakkında karar, Berberoğlu'na dava
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Mayıs 2016'daki duruşmada Can Dündar'a "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçundan 5 yıl 10 ay, Erdem Gül'e ise aynı suçtan 5 yıl hapis cezası verdi. Dündar ve Gül'ün, "darbeye teşebbüs" suçundan beraatine karar veren mahkeme, "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan ise dosyanın ayrılmasına hükmetti.

Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında, 1 Eylül 2016'da MİT tırlarının görüntülerini Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle, "devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme, FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Dündar ve Gül'ün yargılandığı aynı mahkemece kabul edildi.

Berberoğlu kararına bozma ve 5 yıl 10 aylık hapis cezası
Kararın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (istinaf), 9 Ekim 2017'de, Berberoğlu'na verilen 25 yıl hapis cezası hükmünü bozdu. Bozma kararında, "Suça konu bilgi ya da belgelerin, 'sırrın', daha önceden açıklanmamış ve kamuoyunun bilgisine sunulmamış olması gerekmektedir." denildi.

Dündar, Gül ve Berberoğlu'nun "örgüte yardım" suçundan yargılandıkları davada 20 Aralık 2017'de açıklanan mütalaada, 3 sanığın 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istendi. Mahkeme heyeti de birleştirilen Aydınlık gazetesinde çıkan haberle ilgili dosyanın tekrar ayrılmasına karar verdi.

İstinaf, 13 Şubat 2018'deki duruşmada Berberoğlu'nu, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay hapisle cezalandırdı. 22 Şubat'ta, istinaf cumhuriyet savcısı karara, Berberoğlu'nun "casusluk" suçundan cezalandırılması gerektiğini belirterek itiraz etti.

Dündar ve Gül hakkındaki karara "casusluk" gerekçeli bozma
Can Dündar'a 5 yıl 10 ay, Erdem Gül'e 5 yıl hapis cezası verilen kararın temyiz süreci de 9 Mart 2018'de sona erdi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararını Dündar yönünden, "gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme" suçundan hüküm kurulması gerektiğini belirterek bozdu.

Bozma ilamı üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Nisan 2018'de Can Dündar hakkında gıyabi tutuklama ve kırmızı bülten çıkarılmasına, iade işlemlerinin yapılmasına karar verdi. 7 Mayıs 2018'de yeniden başlayan yargılamada, Erdem Gül'ün dosyası ayrıldı.

Berberoğlu, 25 Haziran 2018'de tekrar milletvekili seçildi. 16 Temmuz 2018'de mahkeme "casusluk" suçundan dosyasını ayırarak yargıladığı Erdem Gül hakkında, suçun işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verdi. 20 Temmuz 2018'de Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yeniden milletvekili seçilen Enis Berberoğlu hakkındaki davanın dokunulmazlık nedeniyle durması istemini reddetti.

Anayasa Mahkemesi de 2 Ağustos 2018'de, 5 yıl 10 ay hapse mahkum edilen Berberoğlu'nun bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.

Berberoğlu'na tahliye, Dündar hakkında yeni yakalama kararı
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 20 Eylül 2018'de Berberoğlu hakkındaki 5 yıl 10 aylık hapis cezasını onadı. Daire, milletvekilliği sona erinceye kadar Berberoğlu'nun cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine de karar verdi. Berberoğlu, cezaevinden tahliye edildi. Berberoğlu, 1 Ekim 2018'de TBMM Genel Kurulunda milletvekili yemini etti.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Ekim 2018'de Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında karara bağlanan davada firari olduğu için dosyası ayrılan Can Dündar hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına hükmetti.

İstanbul 14. ACM, 6 Şubat 2019'da Enis Berberoğlu'nun, "yasama dokunulmazlığı" bulunduğu için yargılamanın durdurulması talebini reddetti. Mahkeme heyeti, yakalama kararı bulunan firari sanık Can Dündar'ın dosyasını bu dava dosyasından ayırdı. 15 Mayıs 2019'da, Gül hakkındaki "örgüte yardım" davasının düşürülmesine, Berberoğlu hakkında da hüküm verilmesine yer olmadığına yönelik karar alındı. Kararda, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan kesinleşmiş hapis cezası bulunan Berberoğlu'na bu suçla ilgili ayrıca bir hüküm verilmesine yer olmadığı da belirtildi.

Berberoğlu yeniden tutuklandı
4 Haziran 2020'de milletvekilliği düşürülen Berberoğlu, ertesi gün İstanbul'daki evinde gözaltına alındı, yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Pandemi önlemleri kapsamında izinli olarak açık cezaevinden çıkarılan Berberoğlu hakkında, Anayasa Mahkemesi 17 Eylül 2020'de, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Bu kararın ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Ekim 2020'de Enis Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına yer olmadığına hükmetti.

İtiraz edilen üst mahkeme topu istinaf mahkemesine attı
MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada savcı, 14 Ekim 2020'de, firari sanık Can Dündar hakkında "siyasal veya askeri casusluk" ile "terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası istedi. 15 Ekim 2020'de Enis Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına yer olmadığı hükmüne, bir üst mahkemede itiraz edildi.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Ekim 2020'de, "karar verilmesine yer olmadığı" yönünde hüküm kurdu. Kararda, "görevin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde olduğuna" işaret edildi. 26 Ekim 2020'de Berberoğlu'nun avukatları AYM'ye yeniden başvuru yaptı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 23 Aralık 2020'de, firari sanık Can Dündar'ı "gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "terör örgütüne (FETÖ) yardım" suçlarından 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Dündar'ın, her iki suç yönünden hükümle birlikte tutuklanması, hakkında kırmızı bülten çıkarılması ve iade talepnamesi işlemlerine başlanılması da hükme bağlandı.

Mahkemenin gerekçeli kararında, Güvenlik Konseyine gönderilen Suriye temsilcisinin mektubu da deliller arasında yer aldı. Kararda, Suriye Arap Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği tarafından Güvenlik Konseyi Başkanı ve Genel Sekreterine sunulan 5 Haziran 2015 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini şikayet eden ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığından temin edilen mektupta, Türkiye'nin BM'ye şikayet edilerek savaş suçlusu olarak gösterilmeye çalışıldığı belirtildi.

AYM'den yeniden ihlal kararı
AYM, 21 Ocak 2021'de Enis Berberoğlu hakkında daha önce verilen ihlal kararının uygulanmadığı gerekçesiyle yapılan ikinci başvuruda yeniden ihlal kararı aldı. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için karar örneği, İstanbul 14. ACM'ye gönderildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Şubat 2020'de, Berberoğlu hakkında savcılıkça yapılan yeniden yargılama talebinin kabulü ve infazın durdurulmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca Berberoğlu'nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması için Adalet Bakanlığına yazı yazılarak sanık hakkında fezleke düzenlenmesini istedi. Mahkeme 9 Şubat'ta Berberoğlu hakkında 3 ayrı suçtan hazırladığı fezlekeyi TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderdi.

Enis Berberoğlu hakkında verilen "yeniden yargılama ve infazın durdurulması" kararı ile ilgili başkanlık tezkeresi 11 Şubat'ta, TBMM Genel Kurulunda okundu. Berberoğlu milletvekilliği vasfını yeniden kazandı.

Sitene Ekle