Mehmet Metiner: Diyarbakır Anneleri'ne kör olanların Kandil'in partisiyle ilişkisi var
Mehmet Metiner, Demokrasi ve Birlik Derneği ile Diyarbakır Anneleri'ne yaptıkları ziyareti yazısına taşıyarak "Ne Kürt ne kurt görünümlü ırkçı çakallara papuç bırakmayacağız." dedi. Metiner terör örgütünde evladı olan aileler için hükümetin tutumuna ilişkin uyarılarda bulundu.
Abone olDemokrasi ve Birlik Derneği'nin Kurucu Genel Başkanı eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner Yeni Şafak'taki köşesinde Diyarbakır Anneleri'nin HDP önündeki nöbetine yaptıkları ziyareti yazdı.
Metiner Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır annelerine ziyaretten kaçındığını söyleyerek Kandil'in partisiyle ilişkileri olduğunu şöyle söyledi "Diyeceğim o ki Diyarbakır Anneleri’mizin mücadelesine sağır ve kör olanların hepsinin bir şekilde Kandil’in partisiyle ilişkileri var. Kimisinin açık, kimisinin de gizli ilişkileri var. O yüzden onların hak hukuk adalet söylemlerine inanılmaz."
İşte Metiner'in değerlendirmeleri:
Demokrasi ve Birlik Derneği’mizin (DEMBİR-DER) değerli yöneticileriyle birlikte 14 Haziran Salı günü saat 12.00’de Diyarbakır’da o yüreği yaralı ama bir o kadar da direngen Kürt annelerimizi ziyarete gittik.
Türkiye Kürtlerinin sesi olalım ve Kürt halkının sorunlarının çözümüne öncülük edelim diye Kürt ve Türk kardeşlerimizle birlikte kurduğumuz derneğimizin ilk ziyaretinin Diyarbakır’a ve Diyarbakır Anneleri’mize yapılıyor olması, elbette anlamlıdır.
CHP Genel Başkanı bu şehre geliyor ama gizli ortağı HDP gücenmesin diye o çadırda acılı annelerimizi ziyaretten kaçınıyor.
Sonra da kalkıp hak hukuk adalet diyor.
Hak hukuk adalet insanlık bunun neresinde?
Yozgat’ta “Kandil’i yerle bir etme!” sözü veren Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a geldiğinde Kandil’in yüreklerini lime lime ettiği o onurlu anneleri ziyaretten kaçınıyorsa oturup düşünmek lazım.
Diyeceğim o ki Diyarbakır Anneleri’mizin mücadelesine sağır ve kör olanların hepsinin bir şekilde Kandil’in partisiyle ilişkileri var. Kimisinin açık, kimisinin de gizli ilişkileri var. O yüzden onların hak hukuk adalet söylemlerine inanılmaz.
O yüzden açık açık diyorum işte: Diyarbakır Anneleri’mizin sesini duymayanlarla bizim de o halkın evlatları olarak hiçbir işimiz olmaz. Olamaz.
Diyarbakır Anneleri’nin Kandil’e ve partisine isyanı, bir turnosul işlevine sahiptir.
Kim ki onlardan yana değilse, onlarla beraber değilse bilinsin ki onlar ya Kandil’i karşılarına almak istemeyenlerdir ya Kandil’in hassasiyetlerini paylaşanlardır ya da Kandil’in partisinin oy tabanına göz dikmiş ilkesizlerdir. O yüzden onların demokrasi iddiaları da, hak hukuk ve adalet söylemleri de inandırıcılıktan yoksundur.
Hükümetimize mesajımız var:
Buradan devletimize ve hükümetimize de dernek olarak bir mesajımız olacak.
O da şu: Buradaki annelerimizin evlatları dağdadır. İnşallah sağ salim dönerler. Olur ki dönmezlerse bu anne ve babaların evlatlarına sahip çıkan tutumlarını sakın ola ki “teröriste arka çıkmak” anlayışıyla değerlendirmeyesiniz. Onların evlat acısını da kendi acınız olarak bilesiniz.
Sakın ola ki dağda ölmüş veya evladı hâlâ hapiste olan Kürt annelerimizin evlatlarına sahip çıkan tutumlarını yanlış bir anlayışla karşılayıp onları da kaybetme riski yaratacak bir sürece kapı aralamayasınız.
Kazanımcı ve kucaklayıcı bir anlayışa ve uygulama sürecine ihtiyaç var asıl. Gayrısı Kandil’in ve partisinin kucağına Kürtlerimizi tekrar itmek anlamına gelir.
Devletimizin bu konudaki sağduyusunu elbette görüyoruz. Bu anlayışla Kürt halkını kucaklamanın vakti geldi de geçiyor.
Diyarbakır Anneleri’mize her aşamada en başından itibaren yürekten ilgisini ve desteğini esirgemediğini bildiğimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun talimatıyla annelerimizin evlatlarına kavuşması için elinden geleni ardına koymayan İçişleri Bakanımız değerli kardeşim Süleyman Soylu’ya derneğimiz adına şükranlarımızı sunarız.