Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in yaptırdığı vakfe duası hacı adaylarını gözyaşlarına boğdu.
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığınca Arafat'ta Türk hacı adaylarının bulunduğu bölgede oluşturulan irşad çadırında Arafat programı düzenlendi. Arafat programı, kurulan ses sistemi sayesinde bütün Türk hacı adaylarına ulaştırıldı.
Mehmet Görmez'in duasıyla tüm hacı adayları gözyaşlarına boğuldu. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, duanın ardından herkesten yanındakine sarılarak helalleşmesini istedi.
Yaklaşık 45 derece sıcağın altında yapılan ve coşkunun doruk noktasına çıktığı vakfe duasının ardından 70 bin Türk hacı adayı, adeta diriliş ve mahşeri yaşadı.
Bu arada Diyanet Mekke Hastanesi'nde yatarak tedavi gören Türk hacı adayları da ambulanslarla ve helikopterlerle getirildikleri Arafat'ta vakfeye durarak ibadetlerini yerine getirdi.
Gün batımına kadar vakitlerini ibadetle geçirecek milyonlarca hacı adayı, akşam vakti Müzdelife'ye hareket edecek. Burada da akşam ve yatsı namazlarını yatsının vaktinde kılarak "cem-i tehir" yapacak. Hacı adayları daha sonra haccın vaciplerinden Müzdelife vakfesini de yaptıktan sonra toplu halde Mina'ya gidecek.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in yaptığı Arafat vakfe duası;
Ey kendinden başka ilah olmayan, ey semaları, yeri ve içindekileri ayakta tutan Rabbimiz…
Ey zikredilmeye en çok layık olan, ey affı güzel olan Yüce Allah'ım.
Ey bizi esirgeyen, bağışlayan, gizlediğimiz ve açıkladığımız şeyleri bilen Rabbimiz…
Ey bize davetlerin en yücesini yaparak Beyt'ine davet eden, hac yapmakla bizi şereflendiren Celal ve İkram sahibi Rabbimiz…
Ey mahşeri hatırlatan Arafat Meydanı'na bizleri toplayan, Arefe Günü'nde dualarımızla bizi kendine yönelten, kulluğumuzdan başka sunacak hiçbir şeyimizin olmadığı bugünde affına layık olmak ümidini bize bahşeden Yüce Mevlamız…
Seni anlatan ve zikreden dilimize, senin için ağlayan kalbimize, bizi bugünlere eriştiren Sana sonsuz hamd ve şükürler ediyoruz.
Ya ilahi!
Nuruyla dünyayı aydınlatan, yaratılmışların en yücesi, yaşadıklarıyla ve yaşattıklarıyla hayatımızın rehberi, kalplerde açılan yaralarımızın merhemi, yalnızlığımızın saadet güneşi, güzel ahlakıyla bizi ahlaklı kılan Efendimiz Muhammed Mustafa'ya (sav), Hz. Adem'den bu zamana kadar gelen bütün peygamberlere ve Efendimiz'in aline ve ashabına salat ve selam eyle…
Ya Rabb'el Alemin!
Sen bizleri bu kutsal mekana buyur ettin. Senin davetlilerin olarak Arafat Meydanı'nda huzurundayız. Ellerimizi rahmetini umarak açıyoruz. Ellerimizi bağışlanmayı umarak açıyoruz. Arafat Meydanı'na, Arefe gününe bizleri eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Dualarımıza meleklerin amin dediği bu kutlu günde, kalbimizden geçen hayır muratlarımızı da kabul buyur Allah'ım…
Dilimiz döndüğünce seni anmayı, gönlümüzde sevginin hiç azalmamasını bizlere nasip eyle… Arafat Günü'nde bizleri iltifata erenlerden kıl.
Ya Rabbi!
Efendimizin, yol göstericimizin, aydınlıkların kaynağı olan Sevgililer Sevgilisi'nin ayaklarının değdiği yerlere yüzümüzü sürmeye geldik. O'nun nefesinin değdiği havayı içimize çekmeye geldik. Hayat bulmaya geldik. Kabe'nde O'nunla tavaf edermiş gibi tavaf ettik. Namaza durduğumuzda en ön safta Efendimizi görebilmeyi ümit ettik. Secdelerde dirildik. Secdelerde seni kendimize en yakın hissettik.
Ey Rabbimiz bizi sensiz yaşatma…
Ya İlahe'l Alemin!
Sen bizim Rabbimizsin. Yalnız sana güveniyoruz. Zamanı dünyanın hırslarıyla tüketirken ne çok unuttuk seni anmayı… Ne çok unuttuk muhtaçlığımızı… Başkalarından medet umarken ne çok yanıldık. Yalnız kaldık Rabbimiz. Yalnız bırakıldık.
Oysa sen bizi hiç yalnız bırakmadın.
Bizi başkalarına muhtaç etme…
Yerlerin ve göklerin sönmeyen nuru olan Rabbimiz bizi kendine layık kul kabul eyle…
Kalbimizi varlığınla şekillendir.
Huzurundayız. Kereminden kerem bekliyoruz.
Huzurundayız. Bizi aydınlığa çıkarmanı istiyoruz.
Ayıplarımızı örtmeni umuyoruz.
Aciz kaldık, sana yöneldik.
Günah işledik, affını umduk.
Senden daha çok seven yok. Senden daha çok merhamet eden yok.
Bizi başkalarına havale etme…
Başkalarına el açtırma…
Çare yalnızca sendedir.
Bizi boynu bükük bırakmazsın. Bizi yarı yolda koymazsın. Bizi şaşırtmazsın. Bizi merhametinden uzak tutmazsın.
Ellerindeki ve yüreğindeki kirlerden utanan kulların sana nasıl dua ediyorsa biz de öyle dua ediyoruz. Günahlarımızdan utanarak katından ümitler bekliyoruz.
Ya Rabbi!
İçimizi kemiren fitneleri bırakarak geldik kapına…
Huzurunda ferahlamak için geldik.
Hüsranda olduğumuzu unutarak geldik.
Sana muhtaç olduğumuzu hatırlayarak geldik kapına…
Efendimizin adını anarak geldik. Ona Salavatlar getirerek geldik huzuruna…
Çöle dönen yüreğimize bir damla zemzem bulmaya geldik.
Konuşmayı unutan dilimize 'Lebbeyk' dedirterek geldik.
Karanlıklarda kalmış ruhumuza, nurunu umarak geldik kapına…
Fakirliğimizi yüzümüze vurmayacak olanın sadece sen olduğunu bilerek geldik.
Günahlarımız ne çok kirletti bizi… Arafat Meydanı'nda kirlerden arınacağımızı bilerek geldik kapına…
Hiç bilmediğimiz yerlerde kardeşlerimizin kanı dökülürken, bir dua ile onlara kalkan olmaya geldik.
Komşumuz aç yatarken gaflet uykusundan bizleri uyandırman için geldik.
Yetimin hakkını geri verebilmek için geldik kapına…
Bizleri isyana götürecek zenginliklerden sana sığınmak için geldik Arafat Meydanı'na…
Günahlarımızı itiraf etmeye geldik.
Kazandığımız şerlerden kurtulmak için, korkularımızı korkutmak için geldik huzuruna…
Allah'ım kederi ve hüznü bizden gidermeni istiyoruz.
Ayıplarımızı örtmeni umuyoruz.
Ayağımızı kaydırma Allah'ım.
Düşmanlık etmekten, düşmanlığa maruz kalmaktan sana sığınıyoruz.
Bizi tövbesi kabul olan kulların arasına dahil etmeni bekliyoruz. Gözyaşlarımızla günahlarımızın kirlerinden bizi arındırmanı istiyoruz.
Bu arefe gününde, bu vakfe anında, kıyama durmuş yanımızla bize çokça rahmet eyle…
Ya İlahi!
Mik'at ile, muhterem olmuş bir beldenin sınırlarını aşmamaya verdiğimiz sözden caydırma bizi…
Ey Rabbimiz! Mahşere en yakın yerde, Mikat mahallinde giydiğimiz kefenimizi, ihramımızı sen mübarek eyle…
Yasakladığın her haramdan bizi muhafaza eyle…
Sözüne sadık kulların arasına dahil et bizi…
Ya Rahman!
Katında bütün yarattıklarını eşit sayan, birinin diğerine karşı üstün olmadığını söyleyen Sensin.
Kalplerin sana aktığı Kabe'nde hepimiz ihramlarımızla huzurundayız.
Rütbemizin önemi yok.
Zenginliğimizin anlamı yok.
Fakirliğimizi sorgulayan yok.
Rengimizden dolayı bizi dışlayan yok.
Zayıflığımızdan dolayı bizi aşağılayan yok.
Ümitsizliğimizle, acizliğimizle, yoksulluğumuzla, tek sermayemiz olan gözyaşlarımızla geldik huzuruna…
Kabul buyur Rabbimiz!
Ya Rahim!
Önce dilimize, sonra beynimize sonra da kalbimize söylettik telbiyeyi…
Emre uymaya söz verdik Rabbimiz…
Davetine icabet etmeye söz verdik Rabbimiz…
Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk, inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek.
Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk, inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek.
Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk, inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerike lek.
'Allah'ım! Ben senin emrine boyun eğerim ve hazırım. Senin ortağın yoktur. Senin davetine ihlâsla uyarım. Şüphe yok ki hamd da nimet de sana aittir. Mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.'
Aşkın girdabında boğulmaya hazırız Rabbimiz.
Telbiyelerimizi katında kabul buyur.
Ve sonsuz ikramlarını bizden esirgeme…
Ya Rabbe'l Alemin!
Kabe'nin etrafında zamanın tersine dönmeyi ne çok istedik. Kabe'nin rüyalarımızı süslemesini istedik. 'Paramız biriksin' diyorduk. 'Ah nasip olsa da gitsek' diyorduk. 'Ömrümüz yeter mi O beldeleri görmeye' diyorduk.
Rabbim şükür ki bugünlere eriştirdi bizleri… Kabe'ye el sürmeyi, yüz sürmeyi nasip etti.
'İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya incelmiş binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi aşarak sana gelsinler.' (Hacc Suresi / 27) davetine uyarak geldik evine…
Dilimiz dönmedi önce… Oysa ne çok hazırlanmıştık yapacağımız dualara…
Bedenimiz titriyordu Kabe'nin büyüklüğü karşısında… Biz ne çok alçalmıştık yanında… Gözlerimizdeki yaşlar dinmiyordu. Dilimizden dualar düşmüyordu: 'Ya Rabbi, gelemeyen kardeşlerimizi de buyur et. Davetine uymayı bütün Müslümanlara nasip et. Ve gelişimizden razı ol.'
Kalbimizi sevginle yaşat Rabbimiz…
Kalbimizin seni unutmasına izin verme…
Bizi sensiz bırakma!
Biz muhtacız. Bütün işlerimizin sonucunu bizim için hayırlı kıl.
Cemaline bakmayı bize nasip eyle…
Ya İlahe'l Alemin!
Hz. İbrahim'in ve Hz. İsmail'in ellerinin değdiği Kabe'ye şükür eriştirdin bizleri…
Efendimizin baktığı nazarla çevir gözlerimizi Kabe'ne… O'nunla tavaf ettir bizi de… Bilal-i Habeş-i ezan okusun yine Kabe'de… Tüm Müslümanlar Efendimizin ardı sıra dizilsin. Güvercinler tavaf etsin bizimle…
Gönlümüzü nazargahın kıl Rabbbimiz!
Gönlümüzü kıbleden ayırma!
Gönlümüzü Kabe'den ayırma!
Ya Gaffar!
Hz. İbrahim'in davetine uyarak geldik.
Hz. İbrahim'in güvenilir beldesinde huzur bulmaya geldik.
Onun elleriyle yükselttiği Kabe'ye dokunmak için geldik.
Rabbimiz, Hz. İbrahim'in duasını kabul ettiğin gibi bizim de dualarımızı kabul etmeni diliyoruz.
Hz. İbrahim gibi aşkının ateşinde yanmak istiyoruz.
Hz. İbrahim gibi gül bahçesinde rızana kavuşmayı umuyoruz.
Kalbimize hidayet bahşeyle…
Günahlarımızı ve kusurlarımızı lütfunla gizle…
Ya Kerim!
Susadık, susuzluğumuza çare aradık Hz. Hacer gibi…
Sa'y ile susuzluğumuza zemzem yetişti.
Zemzemle hayat buldu ruhumuz ve bedenimiz.
Yüreğimizi çorak topraklara döndürme! Bizi senden başkasına havale etme!
Kereminle bizi huzurundan ayırma Allah'ım.
Ya Rabb'el Alemin!
Gün, bugündür. Bugün mahşer günüdür.
Bugün, yalnızlığımızdan kurtulduğumuz gündür.
Bugün, Arafat'ta marifete talip olma günüdür.
Bugün, günahları itiraf etme günüdür.
Bugün, dünyanın kirlerinden arınma günüdür.
Bugün, musibet ve acılardan kurtulma günüdür.
Bugün Efendimiz ve ashabının hitabını dinleme günüdür.
Bugün, kardeşlerimizi kucaklama günüdür.
Bugün, ölmüş kalplerimizi diriltme günüdür.
Gün, bugündür.
Bugün, dünyanın peşine düşmüş nefsimize söz geçirme günüdür.
Bugün şeytanın vesveselerine 'dur' deme günüdür.
Bugün, Muhammedi bir imanı kuşanma günüdür.
Bugün Hz. Muhammed'e muhabbet duyma günüdür.,
Bugün, varlıkla yokluğu değişme günüdür.
Bugün, cehaleti bilgiye değişme günüdür.
Bugün, kocaman olan nefsimizi parçalama günüdür.
Bugün, gözümüzdeki perdeleri kaldırma günüdür.
Bugün, sevdiklerimizin ayıbını gizleme günüdür.
Bugün, mazlumun sesini duyma günüdür.
Bugün zalimin zulmünü boğma günüdür.
Gün, bugündür.
Bugün, umutsuzlara çare günüdür.
Bugün, tuzak kuranların tuzağını başlarına geçirme günüdür.
Bugün, mazluma yardım etme günüdür.
Bugün, düşeni kaldırma günüdür.
Bugün, ekmeğini bölüşme günüdür.
Bugün, karanlıklara ışık yakma günüdür.
Bugün, yetimlerin başını okşama günüdür.
Bugün, silahları susturma günüdür.
Bugün, hüzünleri sevince çevirme günüdür.
Bugün, kin ve öfkenin kapılarını kapatma günüdür.
Bugün, ayrımcılığa, kardeş kavgasına, iktidar hırsına son verme günüdür.
Gün, bugündür.
Bugün, dualarla imanı yeşertme günüdür.
Bugün, tövbelerin kabul olduğu gündür.
Bugün, rahmeti kuşanma günüdür.
Bugün, iyiliği ve merhameti dağıtma günüdür.
Bugün, eşini ve çocuğunu savaş meydanlarında kaybetmiş bir anneye teselli sunma günüdür.
Bugün, yanlışlardan dönme günüdür.
Bugün, adaleti dağıtma günüdür.
Bugün, fani olduğumuzu hatırlama günüdür.
Bugün, isyanlarımızdan pişman olma günüdür.
Bugün, kıyamda söz verme günüdür.
Bugün, yeniden dirilişimize birbirimizi şahit tutma günüdür.
Bugün, yanıbaşımızda duran Ensar ile, Muhacir ile, Efendiler Efendisi Hz. Muhammed ile musafahalaşma günüdür.
Bugün, Efendimiz Hz. Muhammed'in çağrısına kulak verme günüdür.
Bugün, affedilenlerden olmayı umut ettiğimiz gündür.
Affedilmeyi diliyoruz. Bizleri affeyle Rabbimiz…
Günahlarımızı temizle…
Nefsimizin şerrinden bizi kurtar ve koru…
İhtiyaçlarımızı yine seninle gider.
Bizi dirilt bu Arafat Meydanı'nda…
Bizi yücelt katında…
Ya İlahi!
Bizi zalimlerin fitnesinden koru, bizi rahmetinin içine al.
Kalbimizde kötü bir zan ve duygu bırakma…
Şeytanların vesvese ve tuzaklarından sen bizi koru…
Kusurlarımızı ört Allah'ım.
Senden başka bize dost yok. Zalimlere karşı sen bize yardım et.
Dünyanın karmaşasından ve ahiret azabından sen bizleri koru.
Arafat Meydanı'ndaki birlikteliğimizi daim eyle… Dirliğimizi kaim eyle… Muhabbetimizi gani eyle…
Ya Rahim!
Hz. Adem gibi yalvarıyoruz sana… Bizlerin de tövbesini Arafat Meydanı'ndan ayrılmadan kabul eyle…
Hz.İbrahim gibi yalvarıyoruz sana: 'Rabbimiz, hesap görülecek günde beni, anamı, babamı ve bütün müminleri bağışla'.
Hz. Musa gibi yalvarıyoruz sana: 'Rabbim bana indireceğin her hayra muhtacım.'
Hz. İsa gibi yalvarıyoruz sana: 'Rabbimiz biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan muhakkak ziyana uğrayanlardan oluruz.'
Hz. Muhammed gibi yalvarıyoruz sana: 'Rabbimiz eğer unutacak veya yanılacak olursak bizleri sorumlu tutma, Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı, sen dostumuzsun, kafirlere karşı bize yardım et.'
Ey dertlileri rahatlatan ve zor durumda kalanlara yardım eden Allah'ım, bütün ihtiyaçlarımızı seninle gider.
Ya İlahi!
Bizi hidayetine ulaştır, doğru yola ilet.
Kendi katından bizlere ve tüm Müslümanlara yardımını gönder.
Sen yardım etmezsen biz kime gideriz?
Sen çaresizlerin çaresisin.
Bizi ilimle zenginleştir. Efendimizin ahlakıyla bizi güzelleştir.
Kur'an-ı Kerim'in nuruyla nurumuzu tamamına erdir Allah'ım.
Ya Rabbi!
'Makbul bir haccın bir tek mükâfatı vardır, o da cennettir!' buyuran Efendimiz'in hatırına haccımızı mebrur ve mübarek eyle…
Annemizi, babamızı bizden razı kıl. Onlara layık evlatlar olmayı bizlere nasip eyle…
Evlatlarımızı bize itaatli, vatana ve millete hayırlı kıl. Evlatlarımızla hac yapabilmeyi, Kabe'yi tavaf edebilmeyi istiyoruz.
Rabbimiz, darda kalmış Müslüman kardeşlerimize yardımını eriştir. Lütuf ve af kapılarını mazlumlar için açmanı diliyoruz.
Buraya gelemeyip selamlarını ulaştıran herkese bize ihsan ettiğin lütufları nasip et. Onların sıkıntılarını gider. Kalplerini sevginle kuşatmanı umuyoruz.
Üzerimizde emeği olan herkese katından hayırlar ihsan eyle…
Seni anmak için dili hazır, sana gelmek için kalbi hazır olanları daha fazla bekletmeden Kabe'ne çağır Rabbimiz...
Ya Rabbe'l Alemin
Efendimiz; ???? ???? : 'Hac Arafat'tır!' buyuruyor.
Arafat Meydanı'ndan dağılmadan bizleri affettiklerin arasına dahil etmeni umuyoruz.
Ey Rabbimiz Arafat'tan ayrılmadan engin rahmetinden bizi de nasiplendir.
Ey zayıflığımızın gücü, Arafat'tan ayrılmadan, bize güzel ahlakla bezenmiş bir iman, kurtuluşa erdirecek ameller, katından afiyet ve mağfiret ihsan eyle…
Ey fakirliğimizin zenginliği, mülk senindir, Arafat'tan ayrılmadan senin sevginle zenginleştir bizleri…
Ey ümitsizliğimizin ümidi, Arafat'tan ayrılmadan acizliğimizi gider, sıkıntılarımızı kaldır, hastalıklarımıza ve hasta kullarına şifalar ihsan eyle…
Ey Meş'ari Haram'ın Rabbi, Arafat'tan ayrılmadan salih kullarının istedikleri hayırdan bizleri de nasiplendir.
Ey Beyt-i Haram'ın Rabbi, Arafat'tan ayrılmadan eksiklerimizi gidermeni, bizi delalete bırakmamanı, rahmetinle Cennet'ine almanı diliyoruz.
Ey Arafat'ın Rabbi, buradan ayrılmadan eş isteyenlere katından hayırlı eşler, varis isteyenlere hayırlı evlatlar vermen için yalvarıyoruz.
Ey Müzdelife'nin Rabbi, Arafat'tan ayrılmadan kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak için senden yardım istiyoruz.
Ey Mina'nın Rabbi, Arafat'tan ayrılmadan zulmün pençesinde bulunan Müslümanlara rahmetinle muamele eylemeni diliyoruz.
Ey Medine'nin Rabbi, Arafat'tan ayrılmadan, gözlerimizdeki perdeyi kaldırmanı, ellerimizdeki, yüzümüzdeki, yüreğimizdeki kirlerden bizi arındırmanı umuyoruz.
Ey rızıklara kefil olan Rabbimiz, işlerimizi kolaylaştır ve bereketli kıl. Helalinden kazanabilmeyi ve kazancımızı paylaşabilmeyi nasip eyle…
Ey Rabbimiz kaybettiklerimiz yerine daha hayırlısını ihsan eyle…
Bizim ve evlatlarımızın ilmini artır.
Kalbimizi dinin üzerine sabit kıl.
Bizleri ahiret azabından koru.
Ölümden sonra anne ve babamıza, bizlere güzel bir hayat nasip eyle…
Sana ulaştıramadığımız niyetlerimizi kabul buyur.
İhtiyacımız olanları biliyorsun Rabbimiz… Arafat'tan ayrılmadan ihtiyaçlarımızı kereminle ve fazlınla gider.
Ya İlahi!
Mazlumların çaresi sensin.
Musibet anında tek ümidimiz Sensin.
Kederlerimizi dağıtan Sensin.
Yetim kalmış bir yürek sessiz sessiz ağlarken bizi vicdanımızla baş başa bırakma.
Anneler evlatlarını açlıktan toprağa verirken israf ettiklerimizden dolayı bizi hesaba çekme…
Bizi merhametinden alıkoyma Allah'ım…
Biz, rahmet olarak gönderdiğin merhametine sahip çıkamadık. Dünyanın her yerine belalar ve musibetler yayıldı. Şehirlerden bomba sesleri geliyor. Gökyüzü simsiyah… Sokaklar kan gölü… Yarınlarımıza merhameti miras bırakamadık. Merhametsiz kaldık. Çocukların kaderini ölüme alıştırdık. Çocuklara işlemedikleri günahların bedelini ödettik… Çıplak ve cansız bedenlerini anneleri öpmüyor artık. Efendimizin duasına sığınıyoruz sadece: 'Sabredenleri müjdele…'
Ya Rabbi!
Sen merhamet etmezsen bize kim merhamet eder?
Senden başka kim kaldırır dünyanın lanetini?
Senden başka kim diriltir Müslüman'ın kardeşlik bilincini?
Senden başka kim teselli eder anneleri?
Senden başka kim söndürür babaların ateş yanan yüreklerini?
Senden başka kim sahip çıkar savaşların ve zulmün yetimlerine?
Sen merhamet etmezsen kim devirir zalimin tankını, kim düşürür hainin uçağını?
Sen merhamet etmezsen bencillerin hayallerini kim yıkabilir?
Ey hatalarımıza rağmen bizi rezil etmeyen Rabbimiz,
Ey imtihan maksadıyla bize verdiği musibetlerin çok azına sabrettiğimiz halde bizi terk etmeyen Rabbimiz,
Ey katından indirdiği rahmetine sahip çıkamadığımız halde, merhametinden ümit kesmediğimiz Rabbimiz, senden dünyaya merhametini yaymanı diliyoruz.
Müslüman'ın Müslüman'a artık sahip çıkmasını nasip etmeni bekliyoruz.
Bize rahmet et ki, helak olmayalım.
Bize rahmet et ki, dağılıp parçalanmayalım.
Bize birlik içinde olmayı, birlikten ayrılmamayı, birbirimize sahip çıkmayı lütuf eyle…
Ya Rabbi!
İslam alemini ve ülkemizi düşmanın şerrinden, her türlü tehlikelerden muhafaza eyle.
Dostu düşmanı ayırt edebilmeyi bizlere nasip eyle…
İslam aleminin birliğini, dirliğini bozmaya çalışanlara fırsat verme…
Müslüman'ı Müslümana sevdir.
Kardeşlik duygularını güçlendir.
Huzur ve barış ortamına Müslümanları yeniden eriştir.
Savaşları ve dökülen kardeş kanlarını dindir Rabbimiz.
Ya İlahi!
Sen affedicisin.
Affetmeyi seversin.
Bizi de affet.
Duaların kabul olunduğu bu Arefe Günü'nde, kıyama durduğumuz şu vakfe saatinde birlik için, dirlik için, huzur için sana yalvarıyoruz.
İslam dünyasının ve ülkemizin ufkunu karartma!
Zulüm ile bizleri bölmek isteyenlere imkan tanıma!
Kardeş olamadığımız için, kardeşlik duygularını yaşatamadığımız için, Efendimizin merhamet emanetine sahip çıkamadığımız için bizi azabına uğratma!
Rabbimiz, mazlumlara vurulan zincirleri kıramadığımız için, zalimin zulmüne karşı koyacak gücümüz olmadığı için, annesi ve babası öldürülen çocuklara yetimliğini hissettirdiğimiz için bizi bağışla…
Arakan'da, Myanmar'da, Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de, Gazze'de, Mısır'da, Doğu Türkistan'da zulüm gören Müslümanlara himmetini ulaştır.
Gözyaşlarını dindir. Acılarını bitir. Zulmü ebediyen yaşatma…
Senin ordun yenilgiye uğramaz Allah'ım.
Zalimlerin üzerine meleklerini gönder.
Zalimlerin üzerine Ebabil kuşlarını gönder.
Zalimi kendi zulmünde boğacak sensin Allah'ım.
Ya Rabbe'l Alemin.
Affedilme ümidiyle geldiğimiz emin beldenden affedilmişler arasına dahil olarak ayrılmayı nasip eyle…
Haccımızı mebrur ve mübarek eyle…
Her türlü şerlerden ve kötü fiillerden bizleri uzak eyle…
Hac vazifesini yapamayan kardeşlerimizi en kısa zamanda davet ettiklerinin arasına dahil eyle…
Son nefesimizi verene kadar bizi yolundan ayırma!
Evvel Sensin, ahir Sensin…
Duamıza amin diyen bütün Müslümanların niyazını kabul eyle…
Kıyamımızı Ahirette bize şefaatçi eyle…
Bizi birbirimizden razı kıl.
İbadetlerimize, haccımıza, duamıza, vakfemize, sa'yimize birbirimizi şahit kıl.
Efendimizi bize şefaatçi, ümmetini yolumuza rehber kıl.
Burada yapılan Hatm-i Şerifleri, getirilen salavatları, telbiyeleri, tekbirleri hesap gününde bize yoldaş kıl.
Ey Rabbimiz!
Bu beldeden ayrıldığımızda hayatımız daha çok güzelleşsin diye Sen bize yardım et.
Son nefesimizi verene kadar bizi yolundan ayırma…
Seni anmak için, sana gelmek için kalbimiz hazır olduğunda, son nefesimizi verirken Kelime-i Şehadet getirerek; 'Eşhedu en lâ ilâhe illellâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlühü' diyerek huzuruna gelebilmeyi bizlere nasip et.
Güvenli kıldığın beldenden ayrılmadan hatalarımızı affet.
Adımlarımızı sağlamlaştır.
Ey Arafat'ta kıyama duranlar.
Vakfede ellerini semaya açanlar, gözyaşları içinde affedilmeyi umanlar.
Bizim bayramımız bugündür.
Ya Rabbi!
Arafat Meydanı'ndan affettiğin, dualarını kabul ettiğin, zulmetten kurtardığın kulların arasında olabildiysek eğer, bayramımız bugündür bizim.
Bizi affettin mi Rabbimiz?
Bizi bağışladın mı Rabbimiz?
Bize merhamet ettin mi Rabbimiz?
Ey dostların dostu, ey tek tesellimiz… Aşkınla yaşat bizi… Aşkınla al emanetini… AMİN. YA RABB'EL ALEMİN…