BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Mehmet Barlastan fıkralı din yanıtı

Mehmet Barlas ve Ayşenur Arslan canlı yayında tartıştı. Arslan konuyu dinden açınca ikili arasında ilginç diyaloglar geçti.

Abone ol

Canlı yayınlanan Medya Mahallesi'nde din tarışıldı. Gazeteci Arslan'ın dini ön plana alan medyayı eleştirmesine Barlas itiraz etti.

CNN Türk'te gazeteci Ayşenur Arslan'ın 'Medya Mahallesi'ne Sabah yazarı Mehmet Barlas ve Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever konuk oldu.

Medya dünyasının tartışıldığı programda konu dinden açıldı. Arslan ve Barlas arasında din üzerinde mini bir tartışmaya tutuştular. İşte programdaki tartışmanın o bölümü:

Nihat Hatipoğlu'na sorulan sorudan yola çıkan Arslan, dinin referans haline getirilmesine çanak tutan medyayı eleştirmesiyle başladı:

"Toplumdaki kamplaşmayı da farklı açıdan derinleştiren besleyen bir şey var. Dini hayatımızın her alanında kullanmak sorular yaratmak referans alanı haline getirmek. Şimdi ben bugün binaya girerken karşımda Nihat Hatipoğlu ekranda altta şöyle bir başlık:

"Transseksüellerin ahirette durumu nedir?" Şimdi bunu da merak eden var. Sonra yukarı çıktıktan sonra not aldım. "Duaların belli bir vakit kabul olduğu vakit var mı?" sorusunu soran da var. Hiç duymamıştım "kısmeti açmak için minareden para atmak gerekir mi?" diye de vatandaş merak edip sormuş.

ŞUURSUZ MEDYA

Devlet Bakanlarımızdan Sait Yazıcıoğlu diyor ki "piyangolar dinimizde caiz değildir." Bunu bakanımız derse vatandaşımız neyi merak eder. Bütün bunlar işsizlikle, yoksullukla beslendiğinde nasıl bir tablo ortaya çıkartıyor. Biz medya nasıl şuursuz şeyler yapıyoruz söyler misiniz?"

BARLAS'TAN NASRETTİN HOCA FIKRASI

Barlas bu soruya şu cevabı verdi:

"Nasrettin Hoca'nın sevdiğim bir fıkrası var. Cenaze gidiyor. Hoca da tabutun yanına yürüyor. Tabutun kapağı aralanıyor. Öldü sanılan kişi ayağa kalkıyor. Hoca ben ölmedim baygınlık geçirip öldü sandılar. Diri diri yıkadılar diri diri gömecekler. Durdur şu cemaati diyor. Hoca bakıyor etrafa. Kardeşim bu kadar kalabalık cemaate laf anlatamam. Sana Allah rahmet eylesin. Şimdi Türkiye'de durum öyle.

Batı eğitimi almış laik eğitim almış bizlerin şunu kabul etmiş olması lazım. Kutsallar dünyasıdır din. Taa dinlerin başlangıcından itibaren bizim kendi dinimiz olan İslam'ın hadisler kitaplarına bakın fetvalarına bakın.

DİNİ TARTIŞMAYI ÇOK SEVİYORUZ

Bu odalar binalar dolacak kadar fazla yorumlar vardır. Kutsallar tartışılmazların dünyasıdır. Buna mukabil tartışılanların dünyası siyaset anayasa babayasa bütün bu insani ilişkiler biz işi karıştırmışız, kafamız karışmış. Kutsal olanı tartışmayı seviyoruz. Dini tartışmayı çok seviyoruz. Tartışılması gereken Anayasa rejim Kürt meselesi falan filan gibi konularda"

Tam bu sırada araya Ayşenur Arslan girdi.

-Ama kusura bakmayın o dediğiniz konuları da gene din penceresinden gene o kutsal olduğu için dogma halinde şeylerle karşılaşıyoruz.

Barlas bu sözlere hemep cevap verdi.

-Silopi'deki kuyulardaki kemikler dini açıdan mı atılmış oraya? Hiç ilgisi yok.

Arslan'ın itirazı gecikmedi.

-Hayır o atılmamış ama başka yerde başka şekillerde karşımıza çıkıyor. Ne diyorsumuz bu konuda (Cüneyt Arcayürek'e dönerek)

Barlas, Arcayürek'in söze başlamasından önce Arslan'a cevap verdi.

-Din her alanda var zaten. Böyle bir olay yani. (iki elini havaya kaldırak) Din...

Hemen ardından Arcayürek tartışmayla ilgili şunları söyledi:

-Dini tartışmak kolay olduğu için tartışıyoruz. Tebliğ ve tebellüğ üzerine kurulu. Yani birinin bir otorite var. Otorite doğruyu söylüyor. İşte beyfendiye soruluyormuş. "Transseksüellerin durumu nedir?" mesela. Beyfendinin bence vermesi gereken ne kadar büyük alim olursa olsun. "Bilmiyorum" olması lazım.

Arslan gülerek soruya şu cevapla katıldı:

-Ya da durum yoktur demesi lazım