BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  MEDYA

Medyanın sperm merakı

Türkiye'nin birçok önemli sorunu varken, gazetelerin tepesinde olanlar başka işlerle meşgul

Abone ol

Türk erkeğinin spermi bitti  

Bizim Pazar ekinde işlenen ilginç konulardan bir tanesi de başlıkta belirttiğim konuydu. Arkadaşlar, bu tür haberlerde sürekli olarak aynı fotoğrafı kullanıyor. Köşeye de almış olduğum bu fotoğrafta, yatağın bir köşesinde erkek arkasını dönmüş oturuyor, bunalımlar içinde ve belki de intiharı düşünüyor. (Keşke bu kadar üzüldüğüne göre kendini filan assa da fotoğraf dinamikleşse.) Kadın ise üzüntülü olsa da bunu pek göstermiyor ve 'bu da aynı çıktı, ne yapacaksın işte, orta yaşlı erkeklerle değil yatağa girmek, onlarla kahve bile içmemek gerekiyor' diye düşünüyor. Aslında kadınların erkeklerden beklentisi yataktaki aynı başarısızlık olduğundan bu olay kimseye de sürpriz bir gelişme olarak gelmiyor. (Ben başarısız olmam diyenlerle ilgili düşüncelerim yazının sonundadır.) Kadınlar sırf bu olaylar nedeniyle, 'üzülme canım bu herkesin başına gelebilir, bir seferden bir şey olmaz önemi yok' diye bir cümle geliştirmiştir. Bu sözü duyan erkek son 10 yılda kayda geçecek bir tek başarısı olmasa bile yine de bu cümleyi yalayıp yutar.
Sonsuz mutluluk
Arkadaşlara bin defa, 'bu fotoğraf sperm eksikliği gibi bir olayın fotoğrafı olamaz. Bu olsa olsa ereksiyon problemli erkeğin fotoğrafı olabilir' dedim. Buna rağmen kimseye derdimi anlatamıyorum. Şimdi başka gazetelerden birileri çıkıp da, 'yayın yönetmeni değil misin, niye fotoğrafın basılmasını önlemedin ki' diye sorabilir. Bu tür insanların dallama olduklarını düşünüyorum da, bu başka konu. Önlemedim; çünkü ben aynı zamanda yazarım ve böyle yanlışlıklar gazetede yapıldığı zaman benim işime geliyor, bana yazı konusu çıkıyor. Yani anlayacağınız ben kaybetmemin mümkün olmadığı bir konumdayım ve bundan da son derece memnunum. Eğer bu açıklamamdan sonra bile, birisi çıkıp da bana 'yayın yönetmenliği mi önemli yoksa yazarlık mı' diye sorarsa, ona kafa attıktan sonra sırf o kişiyi şaşırtmak için 'yorum yok' cevabını vereceğim. Bu bilinsin de....
Sperm eksikliği, bir Türk erkeği için üzüntü değil, sonsuz mutluluk kaynağıdır. Spermsiz bir adam gördüğümde (onu nasıl görebildiğimi bana lütfen sormayın) ben güzel kadını evine çağırdıktan sonra bütün gece boyunca prezervatif aramak zorunda kalan adamın filmini hatırlayıp, kıskanırım. Tabii ki spermi olmadığı için çocuk sahibi olamadığına üzülen anomaliler de olabilir. Onları normal insan kategorisine sokmadığımdan bunlar genel teoriyi zedelemez. Bu sperm konusunda bir hatıram da var (bu son yıllarda kurmuş olduğum en müthiş cümle oldu) bunu aktarmak istiyorum.
Eski yayın yönetmenim Ertuğrul Özkök beni de spermsiz zannederdi. (Galiba böyle bir ifade suratımda var) Rana'nın hamile olduğunu öğrendikten sonra ona ve eşine haber vermek için telefon açtım. Tansu Özkök son derece normal bir insan olduğundan (böylece bir evliliğin sürmesi için taraflardan ikisinin de normal olması gerektiği tezi çöküp gitti) güzelce konuştu benimle ve sonra eşine verdi telefonu. Eşinin bana ilk cümlesi 'hani senin spermin yoktu' oldu. Bir Türk için cinayet gerekçesi olabilecek bu soruyu ben sakin karşıladım, (böylesine bir cinayet işlense, bu hukuk fakültelerinde hafifletici neden kavramını açıklamak için tüm dünyada örnek olay olarak okutulmaya başlanırdı), ben ise sakindim ve sadece neden spermimin olmadığı yolunda bir kanısı olduğunu sordum. Buna da tatmin edici cevap alamadım. (Şaşı ve çirkin olduğum için mi böyle düşünüyordu acaba?) Onun iddiası, bunu kendisine benim söylediğimdi. Bu da doğru olabilirdi. Vaktiyle azmış olduğum yıllarda bu kadar çok sevgilim olduğu halde neden hiçbirinin tek bir kez bile hamile kalmadıklarını kendime sormuşluğum da vardır. En sonunda cinsel hastalık kaptım da böyle manasız sorgulamaları bırakmak zorunda kaldım. Hatıram bu kadar.
Başta, ilgili fotoğraf 'bir tek ereksiyon problemine uygun olabilir' demiştim. Bunu da açmalıyım. Eğer erkekler ereksiyon problemine fotoğraftaki kadar üzülselerdi, Türk toplumu üzüntülü erkeklerle dolup taşardı. Hatta bu insanlar 'Ulusal Şahlanmama Partisi' adında parti kursalar, büyük çoğunlukla TBMM'yi ele geçirip hükümet bile kurarlardı... Halbuki Türk erkeklerinin meseleye fazla kafayı takmadıklarını televizyon kanallarını seyredince bile anlayabilirsiniz. Çünkü tüm kanallar insanı utandıracak kadar abartılı göbek atmakta olan erkeklerle dolu. (Bu görüntüler insanda estetik anlayışını tamamen öldürebilecek düzeyde.) Bunlarda ya Viagra bağımlılığı var ya da üzüntülerini çok iyi gizliyorlar.
UMURUMDA DEĞİL
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Bir daha 'benim Viagra'ya filan ihtiyacım yok' diye konuşan bir Türk erkeğiyle rastlaşırsam onu direkt olarak boğmaya yelteneceğim. Buna teorik gerekçem de şu: Kendi cinselliğiyle övünen anal retentif ayılardan nefret ederim, bu tipleri sonsuz üzüntü kaynağı olarak görürüm...
Her yazımın sonunda olduğu gibi tekrar söylüyorum, bu fikirlerime katılmayan varsa umurumda değil. Umurumda olmamak da umurumda değil. Yani karşıma rasyonel olduğunu düşündüğünüz argümanlarla çıkmamanızı kendi iyiliğiniz için tavsiye ederim.