BIST 9.636
DOLAR 34,66
EURO 36,31
ALTIN 2.938,66

Medya yöneticileri neden korkuyor?

Kanal7, TVNet, Samanyolu, TGRT Haber ve Halk TV 24 saat canlı yayın yaptı. Eylemlerin ikinci gününde Halk TV hariç muhafazakar medyanın televizyonları erken havlu attı. Sözünü ettiğim televizyonlar hiç olmazsa bir gün doğru düzgün yayın yaptılar.

"Aman ha!" sözü medyanın tepe yöneticilerinin ağzında nakarat gibi tekrarlanıyor. Bu sözü duyanlar bazen işi salaklığa vuruyor:

- Ne oldu?

Aslında ne olduğunu biliyorlar!

"Aman ha!" diyen yönetici iktidar cenahını rahatsız etmek istemiyor.

Rahatsız edici bir yayınla, azar işitmek istemiyor daha doğrusu..

Koltuk korkusu yaşayanlar da yok değil!

                             ***

Peki işsiz kalmak mı daha iyi?

Yoksa, medya tarihine korkak bir medya yöneticisi olarak girmek mi daha iyi?

                             *** 

Kimi "yandaş" diyor!

"Kimi "candaş" diyor!

Kimi "merkez medya" diyor!

Kimi "muhafazakar medya" diyor!

"Yandaş" olarak tarif edilen muhafazakar medya ile "candaş medya" dedikleri merkez medyaya baktığımızda, iktidara yapılan eleştiriler konusunda muhafazakar medyanın notu daha yüksek. Merkez medyanın sürekli durumdan vazife çıkarmasıdır, notunun düşmesine sepep olan.

Şu Gezi eylemlerinin ilk günlerini hatırlayın!

Kanal7, TVNet, Samanyolu, TGRT Haber ve Halk TV 24 saat canlı yayın yaptı. Eylemlerin ikinci gününde Halk TV hariç muhafazakar medyanın televizyonları erken havlu attı. Sözünü ettiğim televizyonlar hiç olmazsa bir gün doğru düzgün yayın yaptılar.

Ya merkez medya... 

Kim durdurdu onları?

Sakın!

Sakın ola ki iktidar kanadından bir susturma operasyonu yapıldığını kimse bana söylemesin. Zira öyle bir şey olmadı. Erdoğan'ın ekrandaki sert konuşmaları, bu arkadaşların tamamını hizaya sokmaya yetti. Hepsi durumdan vazife çıkardı ve Gezi'yle ilgili zerre kadar yayın yapılmadı.

KONDA'nın son anketinde televizyonların ne kadar geriden geldiğini hepimiz gördük.

Yasası olmayan İnternet Medyası bile gazetelere nal toplattı.

                             ***

Hakkını teslim edelim!

Yeni Şafak Grubu, özellikle TVNet televizyonu, merkez medyanın köşe bucak saklandığı bir dönemde, yöneticilerinin uykularında bile "aman ha" diyerek uyandıkları bir dönemde, parmak ısırtan yayınlar yapıyor.

Bu yazdıklarıma inanmayanların güldüğünü görüyorum. Ama Barış Yarkadaş gibi zaptedilmesi güç bir gazetecinin TVNet'te program yaptığını görünce ben de yazdıklarıma inanmayanlara gülüyorum.

Salih Tuna ile TVNet'te program yapan Barış'ın "özgürce tartışıyoruz" sözü çok anlamlı! 

"Aklım almıyor!" diyor Barış!

Benim aklım alıyor!

Zira, İbrahim Karagül ve arkadaşları, "Beyefendi çok rahatsız" palavralarına inanmıyor ve doğru bildikleri yolda ilerliyorlar. İbrahim Karagül de diğerleri gibi "Beyefendi çok rahatsız" yalanına inanmış olsaydı eğer, Barış Yarkadaş'ın TVNet'teki programının yerinde yeller esiyordu şimdi.

                                   ***

Şimdi tekrar başa dönelim...

İbrahim Karagül, sabahtan akşama kadar fırça yiyen bir yönetici olsaydı, sürekli işini kaybetme, daha doğrusu altındaki koltuğu kaybetme korkusu yaşasaydı, diğerlerinden bir farkı olur muydu? İbrahim Karagül, TVNet'te Veyis Ateş'in yaptığı programlarda sınırsız ama küçük düşürücü, aşağılayıcı ifadelerden uzak özgürlük vermeseydi bu kadar başarılı olabilir miydi?

Sanmam!

Korkaklık hiçbir zaman başarı getirmez.

Korku diğer korkuları dağ yapar ve üzerine yıkar!

Ondan sonra debelen debelenebildiğin kadar!

Bir bakın etrafınıza... Korku dağları altında ezilen ve ezildikçe debelenen ne çok medya yöneticisi var!