Medya ve siyaset üzerine yapılan bir araştırma her iki kurumun ilişkisini gözler önüne serdi. Peki medya siyaseti baltalıyor mu? İşte cevabı;
Abone olGazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar, medya ve siyaset ilişkisini değerlendirdi. Damlapınar, medyada siyasetin sorunları çözmek yerine problem üreten bir kurum, siyasal aktörlerin ise beceriksiz, çatışmacı, rüşvetle iş gören, kollamacı, kayırmacı güvenilmez kişilikler şeklinde çerçevelendiğini söyledi.
Medya ve siyaset üzerine araştırmalar yapan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Damlapınar, son yaptığı araştırmanın sonuçlarını İnternethaber'e değerlendirdi. Yapılan araştırmada kamuoyunda, hem medya hem de siyasete duyulan güvenin son derece düşük olduğunun gözlendiğini söyledi.
İşte Damlapınar'ın araştırmasında yer alan önemli başlıklar;
"SİYASET KURUMU BOL VAATLERİN ALANI"
Araştırmaya katılanlar siyaseti daha çok “çatışma-kavga”, “kısa yoldan zenginlik”, gibi olumsuz yargılarla ya da tanımlamalarla çerçeveleme ve siyasal haberlerle birlikte “bıkkınlık/yılgınlık”, “sinirlilik-öfke” “korku-kaygı” hislerine kapılma eğilimindedir. Siyasetçiler ise “güvenilmez”, “krizlerin sorumlusu” kişiler, siyaset “çıkar sağlamak için girişilen bir yol”, “boş vaatlerin alanı” olarak değerlendirilmektedir. Benzer şekilde medya en güvenilir kurumlar arasında son sırada yer almaktadır.
MEDYA VE SİYASET İLİŞKİSİ
Benzer şekilde, kurumlara güven düzeyleri arasında da anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Buna göre medyaya güven düzeyi arttıkça, siyasete duyulan güven düzeyi de artmaktadır. Ya da başka bir ifadeyle, medyaya güven azaldıkça siyasete duyulan güven de azalmaktadır.
"YARGILAR DÖRT ANA FAKTÖRDE TOPLANMIŞ DURUMDA"
Araştırmaya katılanların, medyada sunulan siyaset hakkında katıldığı/katılmadığı yargılar dört ana faktörde toplanmıştır. Bunlar medyanın siyasette taraf olduğunu ortaya koyan “siyasal tarafgirlik faktörü”, medyanın siyasal bilgilenmedeki etkisini açıklayan “siyasal bilgilenme faktörü”, medyadan verilen siyasal bilgileri doğrulamayı tanımlayan “koşulsuz güven faktörü” ve siyasal konularda başka bilgi kaynağının sınırlı olduğunu çerçeveleyen “bağımlılık faktörü”dür. Bu faktörler cinsiyet, yaş, eğitim, gelir düzeyi, medya kullanım alışkanlıkları, siyasal eğilimler gibi bazı değişkenlere göre anlamlı farklılık gösterebilmektedir.
"MEDYANIN GÜVENİRLİĞİ"
Araştırmanın önemli sonuçlarından biri de medyaya güven düzeyini etkileyen en önemli faktörün “medyanın siyasal tarafgirlik” içinde görülmesidir. Bu durum medyanın güvenilirliğini etkilediği kadar, siyaset kurumlarına ya da aktörlerine karşı güvenilirliği de olumsuz etkilemektedir.
Her ne kadar, araştırma sonuçlarına göre siyasetin hem medyada hem bireysel algılamada olumsuz süreçlerle birlikte ela alındığı ortaya çıksa da, katılımcıların önemli bir kısmı en çok ilgilendiği haber kategorisinin siyasal gelişmeler olduğunu belirtmektedir. Genel anlamda bir siyasetten uzaklaşma söz konusu olmakla birlikte, siyaset bireylerin kendilerini ilgilenmekten alıkoyamadıkları bir alanı tarif etmektedir.
Diğer yandan, medya siyasal hayatın olduğu kadar kamusal hayatın da önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. Bu bakımdan bireylerin algılamalarında olduğu kadar, yapı ve işleyiş bakımından iç içe geçen toplumsal sistemin bu iki ana unsuru güven tazelemeye ihtiyacı vardır. Ancak medyanın siyasal alanda söz konusu etkilerinin uzun dönemli bir sonuç olduğu kabul edilirse, arzu edilen güvenilirliğin elde edilmesi yakın bir zaman dilimi için beklenen bir gelişme olmayabilir.