BIST 10.075
DOLAR 35,37
EURO 36,49
ALTIN 3.000,80

Medya sehpaları ve Şamil'in idamı!

Balbay suçlu mu? Değil! Yargılama bitmeden, mahkeme karar vermeden, Mustafa Balbay başta olmak üzere, hiç kimse için hüküm veremeyiz. Ama şu da bir gerçek ki, ortaya çıkan "günlükler" tüyler ürpertici. O yüzden, Balbay'a "suçlu" demek ne kadar yanlışsa, tutuklanmasını  da "basın özgürlüğü" çerçevesinde değerlendirmek de o kadar yanlıştır.
Bu benim görüşüm!
Gelelim Balbay'a ait olduğu söylenen "günlükler"in sızdırılmasına.
"Yandaş medya"da "günlükler"in içeriğinden çok, sızdırılmasını tartışılıyor.  
Mevheş Eğin de, sözü edilen "günlükler"in sızdırıldığı adrese dikkat çekiyor.
Bu "günlükler"i kim yayımladı?
Tempo24.com.tr... 
Doğan Grubu'nun sitesi söz konusu olunca, kimi kalem erbabı, dut yemiş bülbüle döndü!
Niye?
Çünkü, "günlükler"in yayımlandığı adres, bu sefer başka!
Hani diyorlardı ya, "birileri aynı merkeze servis yapıyor" diye... O birileri varsa eğer, en iyi bilenlerden biri de bu saatten sonra, Hıncal Uluç'la NTV'de futbol programı yapan Mehmet Yakup Yılmaz'dır...
Yılmaz'ın bu konuda hem yakın çevresini hem de bizleri bilgilendirmesi gerekiyor sanırım!
Ben çok merak ediyorum, Mustafa Balbay'a ait olduğu söylenen "günlükler"i, Şamil Tayyar yayımlasaydı, bugün dilini yutmuş kalem erbabı ne diyecekti acaba?
Herkes bu kadar sakin olabilecek miydi yine?
Hayır!
O "günlükler" Şamil'in köşesinden yayımlansaydı, Yalçın Doğan'ın dediği "Medya sehpaları" asıl o zaman kurulacaktı! Ki o sehpalarda Şamil bugüne kadar yüz kez idam edildi biliyorsunuz!

Bu çığlığı Başbakan duydu!
Yasa diye diye öleceğim galiba. Şu İnternet Medyası Yasası çıkmazsa gözüm açık gideceğim bu dünyadan.
Sibel Çarmıklı'nın "Beşiktaş Buluşmaları"nda Başbakan Tayyip Erdoğan'a ne kadar "sorunlu" olduğumuzu söyledikten sonra, sözü İnternet Medyası Yasası'na getirdim.
Başbakan topu ilgili bakana attı:
-Siz elinizdeki bilgileri ulaştırın gerekeni yapacağız.
Aslında elimizdeki her türlü bilgileri, hazırladığımız "Yasa Taslağı"nı başta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere herkese ulaştırdığımızı söyleyecektim ama uzatmak istemedim.
Çığlığıımı duyurdum ya, gerisi kolay. Bundan sonrasının arkası gelir diye düşünüyorum. Ankara'da bu konuda güzel çalışmalar yapıyoruz. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile işbirliği halindeyiz. Başbakan'ın dediği gibi, ilgili bakanlarla bir kez daha konuşacağız. Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala'nın kapısını çalacağız.
Ben inanıyorum ki, bu sefer istediğimizi alacağız.
Başbakan söz verdi çünkü...

Baykal ne dediğinin farkında mı?
Yakın geçmişte halkın yüzüne bakmıyordu Baykal... Şimdi çareyi halkta buluyor. O yüzden damardan giriyor. Başbakan'ı koruyan keskin nişancılar üzerine siyaset yapıyor Baykal:
-Korumasız geziyorum, alışverişimi kendim yapıyorum.
Diyorum ki...
Baykal, Başbakan olsa...
Ne yapacak acaba?
Başbakan'ın koruma duvarını yıkacak mı?
Kendi alışverişini yine kendisi mi yapacak?
Herhangi bir suikaste karşı etrafını saran, jandarmayı, polisi etrafından uzaklıştıracak mı?
Ne yapacak Baykal?
Başbakan'ı koruyan panzerler üzerinde siyaset yapıyor madem, başbakan olması durumunda, bu konuda yapacaklarını da  söylese de, biz de ona göre oyumuzu kullansak!

Yeneceğiz!
Her sene aynı şeyi söylüyor Galatasaraylılar:
-Yeneceğiz.
Her defasında yenmeye geliyorlar Saraçoğlu'na ama eli boş, boynu bükük dönüyorlar.
CHP'nin "Yeneceğiz" sloganını görünce, aklıma bu geldi... Sizce CHP bu sefer AK Parti'yi yenebilecek mi?