BIST 9.673
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.963,89
HABER /  GÜNCEL

Medya sakatatçı dükkanı gibi

Milli Eğitim Bakanı Çelik, 70 milyonluk Türkiye'de 3 milyon gazete satıldığını belirterek, bu durumdan yakındı. Çelik'e göre bu durumun kabahati, çığırından çıkan medya..

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 70 milyon nüfusa sahip Türkiye'de toplam gazete tirajının 4 milyon olduğunu belirterek, gazetecilik anlayışının da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Çelik, "Manşetler malum, 2. safyada süslü hatunlar, 3. safyada kaynanasını kesen damatlar, bir sakatatçı dükkanı manzarası arz ediyor." dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ankara Üniversitese Dil Tarih Çoğrafya Fakültesi Bilgi Belge Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen 'Kütüphaneciliğin Destanı Uluslararası Sempozyumu'nun açılışına katıldı. Açılışa ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ve Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras da katıldı. Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de bazı kişilerin kitap okumadığını ancak gazete okuduklarını söylediğini hatırlatarak, "70 milyonluk Türkiye'de gazetelerin tirajı 4 milyonu geçmiyor. Satılanın da 3 milyon küsur olduğu ifade ediliyor." diye konuştu. Alınan gazetelerin yüzde kaçının okunduğu konusunun da tartışılması gerektiğini ifade eden Çelik, birbirinden gazete isteyen insanların, "gazetenizi okuyabilir miyim yerine bakabilir miyim" dediklerini kaydetti. İstanbul'da Kadıköy'de vapura binenlerin Sirkeci'ye gidinceye kadar 20 dakikalık vapur yolculuğnda 60-70 sayfalık gazeteleri okuyup bitirdiklerini dile getiren Çelik, şunları kaydetti: "60-70 sayfalık gazete 20 dakikalık vapur yolculuğu sırasında nasıl bitiyor. Gazetelerin bu yönü ile sorgulanması gerekiyor. Manşetler malum, 2. safyada süslü hatunlar, 3. safyada kaynanasını kesen damatlar, bir sakatatçı dükkanı manzarası arz ediyor. Gerisi malum zaten, böyle bir gazetecilik anlayışının sorgulanması lazım. Yazıya göre resim anlayışına dayalı bir gazetecilik değil resme göre yazı anlayışına hakim bir gazetecilik var." Türkiye'de okul bitirmiş diplomalı kişilerin bile okuma yazmadan mahrum olduğunu söyleyen Çelik, "Okuma yazmadan kastım, entellektüel derinliği olan okuma yazmadır. Ninemin söylediği alfabe değil" dedi. "95 KİŞİYE BİR KAHVEHANE, 65 BİN KİŞİYE BİR KÜTÜPHANE DÜŞÜYOR" Türkiye'de 95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düştüğünü anlatan Çelik, bunun sorgulanması gereken bir durum olduğunu söyledi. ABD'de 16 bin kütüphane ve 8 bin Mc Donald's şubesi olduğunu kaydeden Çelik, "Fakat bizim kebapçıları, dönercileri falan bir hesaba kattığımız zaman kütüphane sayısı ile mukayese edersek durumumuzun iyi olduğu söylenemez. Tüm Türkiye'de toplam bin 502 tane kütüphanemiz var. Buna üniversite kütüphaneleri, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bütün kütüphaneler de bağlı. " ifadelerini kullandı. Çelik, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, "Bu gerçeği ifade ettiğmiz zaman, (dünyaya karşı neden ülkeyi küçük düşürüyoruz) diye bir itiraz yükseliyor, dile getirmediğimiz zaman da bu problemi görmemezlikten gelmiş oluyoruz. Yeryüzünde hiçbir şey gizlenmiyor, saklanmıyor. Bizim bunu söylememiz gerçeği değiştirmiyor." dedi Almanya'da 11 bin 382, Fransa'da 4 bin 8, İngiltere'de 4 bin 937 kütüphane olduğunu söyleyen Çelik, "Türkiye'de kütüphanelerde çalışan insan sayısı, kişi başına düşen kitap sayısı itibariyle hesap yaptığımızda durumumuzun iyi olduğunu söylemek mümkün değil." ifadesini kullandı. Sempozyumun küçük bir salonda yapılmasını rağmen, sıraların üçte birinin boş olduğuna dikkat çeken Çelik, "Katılım olması gerekenden oldukça az. Ben belge ve bilgi yönetimi ile uğraşan değerli bilim adamlarımıza şunu ifade ediyorum. Asla moralinizi bozmayın, sizin yapmaya çalıştığınız iş bir tamir, onarım faaliyetidir. Onarım zor iştir ancak yakım son derece kolaydır. Biz bu kadar çaba gösteriyoruz, toplantılar düzenliyoruz ama mesafeler alamıyoruz şeklinde bir karamsarlık içine girmeyelim. Bin beş yüz sefer de olsa bunu söylemek zorundayız." diye konuştu. Ciddi şeylerin dünyanın her yerinde fazla müşterisi olmadığını kaydeden Çelik, "Burada magazinel bir toplantı olsaydı, bu salonlar dolar taşardı." dedi. "RAHMETLİ ÖZAL'IN HATIRASI ÖNÜNDE BİR KEZ DAHA EĞİLMEK İSTİYORUM" Osmanlı'da arşivin hazine ile eşdeğer tutulduğunu dile getiren Çelik, "Bundan dolayıdır ki, bütün atılmalara, çürütülmeleri, bizim mirasyediliğimize ve gamsızlığımıza rağmen bizim arşivlerimiz dünyanın en zengin arşivleridir." ifadesini kullandı. Başbakanlık arşivi denilen Osmanlı arşivinin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gayretleri ile kurtulduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti: "Burada Rahmetli Turgut Özal'ın hatırası önünde bir kez daha eğilmek istiyorum. Başbakanlık arşivi dediğmiz Osmanlı arşivi onun gayret ve himmeti kurtarmıştır. Aksi halde onlar çürümeye devam edecekti. Bugün bir çok konuda, dünya tarihine ışık tutacak belgeler bizim arşivlerden bulunabiliyorsa, bunu merhum Özal'a borçluyuz." "İBN-İ SİNA'NIN BİLGİSİ BUGÜNKÜ PRATİSYEN HEKİMİN BİLGİSİNİN ONDA BİRİ KADARDI" Bilgi ve belge yönetiminin bugün eskiye nazaran çok daha fazla önemli olduğunu ifade eden Çelik, "Eskiden, çok az bilgi vardı, insanlar o bilgileri hafızalarında rahatlıkla tutabiliyordu. Bugün bu mümkün değil. İbni Sina tıp da deha kabul edilir. Ancak İbni Sina bugünkü bir pratisyen hekimin onda biri kadar belki tıp bilgisine sahip değildi. O gün için tıpla ilgili bütün bilinenler 100-200 sayfalık bir kitabı dolduracak kadardı. bugün, tıbbın herhangi bir alanını ele alın, yazılıp çizilenler bir kütüphaneye sığmıyor." şekline konuştu. "SÖZEL BÖLÜMLERE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPMAYIN" Çelik, konusmasında kendisinden önce açıklama yapan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras'ın "Kütüphaneci temininde güçlük yaşanıyor. Uzman var ancak kadro yok" şeklindeki sözlerine de cevap verdi. Çelik, Aras'a hitaben şöyle konuştu: "Üniversitelerimizin kaynaklarının büyük bir kısmı başka taraflara akıyor. Siz bizden kütüphaneci istiyorsunuz. Bu konuda üzerime düşeni yapacağımdan emin olabilirsiniz ama lütfen siz de özellikle rektörlük bütçelerini ayırırken, bu bölümlere üvey evlat muamelesi yapmayın. Sosyal bilimlere fazla para harcanmıyor. Belge ve bilgi yönetimi alanları bizim ihmal etmemiz gereken alanlardır." Törende bir konuşma da ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman yaptı. Edelman, konuşmasında dünya standartlarında eğitim almış, mevcut rekabet içinde kendine yer edinebilecek bireyler yetiştirmek için kütüphane kaynaklarına kolay ulaşılabilmesinin önemine vurgu yaptı.