BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.955,99
HABER /  GÜNCEL

Medya, mafyadan kurtulmalı

Radikal'de Sedat Peker ile ilgili haberleri yayınlamayan İsmet Berkan, bugünkü yazısında da mafyadan kurtulma yolunda, medyanın yapması gerekenlere değindi.

Abone ol

Kelebek operasyonuyla birlikte tüm kamuoyunun yöneldiği tek isim Sedat Peker oldu. Ama İsmet Berkan, bu haberleri işlemedi. Berkan, mafyayla mücadelede medyanın yapması gerekenleri "Peki mafyayla nasıl mücadele edeceğiz?" yazısıyla verdi...


Sedat Peker haberlerini dün bu köşede açıkladığım sebeple gazetede farklı ölçüler kullanarak yayımlamak, gazete ve gazetecilerin mafyayla mücadelede hiçbir rol üstlenmeyecekleri anlamına gelmemeli.
Ancak, her şeyden önce bu mücadele hukuk içinde kalınarak yapılmalı.
'Çamur at, izi kalsın' yöntemiyle mafyayla mücadele edilemez. Oysa bugüne kadar, hatta belki bugün dahil güvenlik güçlerinin mafyayla mücadelede uyguladıkları 'yöntem' öz itibarıyla bundan başka bir şey değildir.
Dün Dündar Kılıç vardı. Yıllarca hapiste yattı, bugünkülerden farklı olarak mahkûm olup hüküm giydiği bile oldu ama Dündar Kılıç öldüğü güne kadar, hapiste geçirdiği yıllar dahil organizasyonunu yönetmeyi sürdürdü.
Alaattin Çakıcı, neden Fransa'da veya Avusturya'da hapis yatmaktan şikâyetçi. Neden Türkiye'ye gelmeyi istiyor? Çünkü burada hapiste de olsa organizasyonunu yönetmeyi sürdürüyor. Bizde, siyasi tutukluların en önemlisi olan Abdullah Öcalan için bile hapiste yatmak, dışarıdaki hayattan izole olmak anlamına gelmiyor. Öcalan da hapisten örgütünü yönetmeye, en azından örgüt üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Elbette Sedat Peker de organizasyonunu ve son reklam kampanyası sayesinde hayli genişleme potansiyeline sahip olan işini yönetmeye devam edecek.
Kaldı ki, o mafya liderlerini gerçekten mahkûm ettirip hapse atıp sonra da onları gerçekten tecrit etmeyi başarsak bile ülke toprakları yeni yeni organize suç şebekelerinin doğmasına yardımcı olmaya devam ediyor. Yani, çok beylik bir laf gibi gelecek, ama bataklıktaki sineklerle değil bataklıkla mücadele etmek lazım.
Acaba Sedat Peker kaçak olarak geçirdiği iki günde ne yaptı? Acaba o iki günde Bayrampaşa Cezaevi'nde onun için özel bir hazırlık yapıldı mı, mesela koğuşların boya badanası yapılıp koşullar biraz düzeltildi mi?
Acaba, sorumsuz bazı polislerin 'Peker soruşturmasına neden olan işadamı'
diyerek basına adının başharflerini sızdırdıkları, gazetelerin de bunu
yazdıkları kişi şimdi ne yapıyor?
Bence basının polisin ve savcılıkların mafyayla mücadele yöntemlerini daha iyi incelemesi ve okuyucularına bu alandaki aksaklıkları daha sık aktarması, mafyayla mücadeleye yapılacak en büyük katkılardan biri olacaktır.
Örneğin son Sedat Peker olayı, özellikle bu bakımdan acilen mercek altına alınmalı. Hele son olarak dün Peker'in tutuklanmasını kabul etmeyen mahkemede görevli bazı kişilerin gözaltına alındığına ilişkin çıkan haberler, bu dosyanın acilen açılması gerektiğini gösteriyor.
Yani, bana göre medyanın mafyayla mücadeleye sağlayacağı en büyük katkı,
o mücadeleyi bizzat yürütenlere verilecek eleştirel destek olmalı. Öte yandan, mafyayı yaratan bataklığı da unutmamak gerek elbette.

YAZI:İsmet BERKAN