BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Meclis'ten hayır çıkarsa ne olur?

Vatan'dan Ercan İnan'a göre Meclis'e gelen tezkerenin kabul edilmemesinin sonrası tam bir kıyamet senaryosu..

Abone ol

Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün çok kritik bir oylama yapacak. "Döviz ve faiz seçim öncesi mumla aratır" diyenler, borsadaki düşüş için "stop loss" bile düşünmüyorlar.Tezkere oylamasında AK Parti Grubu serbest bırakıldı. Ancak görünen o ki Türkiye ekonomisinin durumu bir serbestiye imkan tanımıyor. Tezkere oylamasında hayır cevabı çıkması tabii ki mümkün. Ancak "hayır" cevabının Türkiye ekonomisi için pek de "hayırlı" olacağını söylemek ne yazık ki mümkün değil. Türkiye'nin bir B planı olduğunu düşünenler, Ankara'da B planı üzerinde çalışma yapıldığına inananlar yanılıyor. Gelinen noktada B planı olsa da, devreye sokulsa da, kızdırılmış, küstürülmüş bir ABD'nin desteklemediği planın ayakta kalması, kırılgan piyasaların rakamlarını da ayakta tutması imkan dahilinde değil. Piyasada kimle konuştuysam "Hayır" oyu çıkma ihtimalini düşünmek dahi istemiyorlar. Banka genel müdürleri de, reel sektör temsilcileri de, borsacılar da, hazineciler de aynı görüşte: "Hayır Türkiye ekonomisinin sonu olur" Bir paradoks gibi dursa da, bunu telaffuz etmek bana da zor gelse de durum böyle. Türkiye'nin iç borç stoku, Ocak ayı sonunda, sadece bir önceki aya göre 5.5 katrilyon lira artış göstererek, 155.4 katrilyona çıkmış vaziyette. Faiz dışı fazla hedefine sadık kalınsa da, kemerler sıkılsa da iç borçta artış durmuyor. Ocak ayı içinde toplam 9.1 katrilyon liralık ana para ödemesine karşılık 14.6 katrilyon liralık borçlanma yapıldı. Dış borç stoku da sadece Aralık ayına oranla 1.8 milyar dolar artıp, Ocak ayı sonu itibarıyla 58.6 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Bu rakamları niye verdim. Bu rakamlar Türkiye'nin IMF ile yaşamaya mahkum olduğunun fotoğrafı da ondan. Şu anda Türkiye'nin gayrı safi milli hasılasının yüzde 95'i kadar borcu olan Türkiye ne yazık ki dünyanın en borçlu 10 ülkesinden biri. Bu borcu düşürmek için IMF yüzde 6.5 faiz dışı fazla istiyor. Bu da 2003 bütçe büyüklüklerine göre yaklaşık 19.5 katrilyon lira ediyor. Ancak AKP bir kaç ay içinde deyim yerindeyse biraz fazla popülist davrandı. Bu popülizm sonrası ortaya çıkan kaynak ihtiyacını gidermek için ortaya koyduğu gelir hedefleri de inandırıcı bulunmuyor. Nasreddin Hoca'nın koyun yünü hesabı gibi bir mantığı var. Doğal olarak IMF tarafı da kağıt üstündeki bu geliri ciddiye almakta zorlanıyor. mHayır dersek, IMF'nin desteğini keseceği kesin. Çünkü zaten AKP hükümeti, ödevim yapmıyor ve gönülsüz.m IMF büyük ölçüde ABD'nin etkisi ve kontrolünde olan bir kurum. Adeta ABD Hazine Bakanı'na bağlı gibi çalışıyor. IMF'nin sermayesinin yüzde 38'i ABD tarafından karşılanıyor. Hayır çıkarsa IMF'nin Türkiye'ye desteğe keseceği kesin. Bunu bütün piyasa kabul ediyor. İşte bu gerçek esas sorun Tezkere pazarlıklarına paralel yürüyen bir IMF görüşme trafiği var. IMF, dördüncü gözden geçirmeyi bir türlü bitiremedi. Aslında buna bitiremedi değil, bitirmek istemedi demek sanırım daha doğru. 2002 yılının ekim ayından bu yana gözden geçirme görüşmeleri sürüp gidiyor, sonuç çıkmıyor. İstenseydi bitirilebilir miydi. Tabii ki evet. 2003 yılı bütçesi bir türlü Meclis'e gelemiyor. IMF ayak diretiyor. Onlar bile muhtemelen "Önce tezkere" diyor. Yüksek sesle söylenmese de müzakere görüşmeleri ile IMF görüşmeleri eşgüdümlü yürütülüyor.m Tezkere'ye hayır cevabı çıkarsa belli ki IMF de gözden geçirmeyi yarım bırakacak ve Kahkonen bavulunu toplayıp Washington'a geri dönecek. İşte o zaman piyasalarda ne olacak? Neler olacağını tahmin etmek çok zor değil, sadece paniğin nerede duracağını kestirmek zor olacaktır. Faiz bir günde yüzde 75'i bulur IMF kredisi olmaksızın Türkiye ekonomisinin 2003'ü tamamlaması mümkün değil. Bu yıl bütçede 64 katrilyon lira faiz ödemesi öngörüldü. Hayır oyu herşeyden önce, faizleri zıplatacaktır. Faiz 3 Kasım seçimlerinden sonra 71'ler düzeyinden, 50'ler seviyesine çekildi. Bugün itibarıyla da 551er seviyesinde kendine bir band belirlemiş durumda. Hayır cevabıyla birlikte faizin bir kaç gün içinde 75'i görmesi kimseyi şaşırtmaz. Faizde düşüşü yabancıların döviz satarak, tahvil ve bono alımına geçmeleri tetiklemişti. Bir hayli de para kazandılar. Şimdi bu karı realize edip, operasyonu tersine döndürürlerse, en az 3-3.5 milyar dolarlık bir yabancı kısa vadeli fonun Türk piyasasından çıkması beklenmelidir. Unutulmasın, 2001 krizinde bir günde Türkiye'den 6 milyar dolar kaçmıştı. Bu harekete Türk yatırımcı da katılırsa, rakam yine o tarihteki büyüklüğe ulaşacaktır. Faiz yüzde 75'leri bulursa, tüm dengeler altüst olur. 2003 hedefleri de rafa kalkar. 64 katrilyon liralık ödeme, ortalama yüzde 44 faize göre öngörüldü. Faizin uzun süre 70'lerin üzerinde durması ve Hazine'nin bu fiyatlarla borçlanması, bütçede faize ödenen parayı 80 katrilyon liranın üzerine taşır ki, deyim yerindeyse bütçe yama bile tutmaz. Üstelik vade de derhal 3 aya inecektir. Doların 250 bin lira boşu var Amerikan Doları'nın fiyatının ucuz olduğunu herkes kabul ediyor. Euro değer kazanıp, sepet ortalaması olarak dövizin getirişini yükseltmiş olsa da, dolarda en az 250 bin liralık bir boş var. Panik ile birlikte doların bu boşu hızla geri alması ve fiyatını 1 milyon 875 bin liranın üzerine çıkarması işten bile değil. Buraya kadar olacakları tahmin etmek mümkün. Kestirilemeyen ise paniğin devamıyla ve spekülatif hareketlerin de etkisiyle dolarda 2 milyon liraların bile gerçekleşip gerçekleşmeyeceği olur. Borsa'yı unutalım İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda kırılgan yapı zaten aylardır düzeltilemiyor. 2000 ve 2001 yıllarında büyük portföy sahipleri ciddi over all (portföy büyüklüğü) kayıplarına uğradılar ve hala bu zararları telafi edemediler. Borsa en az yüzde 25 küçüldü. Parayı kaybedenlerin yerine, yeni oyuncular, yeni Borsa zenginleri de gelmedi. Çünkü topyekün bir fakirleşme yaşandı. Borsa'nın 3 Kasım seçimlerinin hemen sonrasında 14 bin puanlarda bile zorlandığını hatırlarsak, düşüşün etkisinin çok dramatik olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hayır oyu ile birlikte Borsa hızlı bir şekilde 10 bin puanı aşağıya doğru kırar. 9 binli puanlarda tutunma arayışı, bir iki günlük bir oyalanma getirse de ibre 7 binli puanları gösterecektir.