Meclis'te ender anlar! AK Partili Orhan Yeğin'in konuşmasını CHP ve HDP'liler alkışladı
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yeğin, 10 Ekim Ankara Garı saldırısı dolayısıyla Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma tüm milletvekillerinden takdir gördü. Yeğin'in sözlerini CHP ve HDP'li vekiller alkışladı.
Abone olAK Partili Orhan Yeğin'in Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada 10 Ekim 2015'te Ankara Garı'nda terör örgütü DEAŞ'ın saldırısında 100'ü aşkın vatandaşı andı. Yeğin'in yaptığı konuşma takdir topladı.
Yeğin Genel Kurul'da şunları söyledi:
"Kıymetli milletvekilleri, maalesef, bugün başkent oluşunun yıl dönümünü de kutladığımız bu anlamlı ve güzel şehrimizde 10 Ekim 2015 tarihinde kana bulayan ve tüm ülkeyi, hepimizi, ayrıştırmadan yasa boğan hain bir terör saldırısıyla hep beraber büyük bir acı yaşadık. Tren garı yakınlarında düzenlenen mitingde, DEAŞ terör örgütü mensuplarının bombalı saldırılarında 100’ü aşkın vatandaşımız yaşamını yitirmiş ve 391 vatandaşımız da yaralanmıştı ve bunun üzerine ulusal yas ilan edilmişti.
Kıymetli milletvekilleri, çok açık ve net konuşalım: Kaynağı, söylemi, amacı, adı ne olarak tanımlanırsa tanımlansın, ne olarak belirtilirse belirtilsin her türlü terör eyleminin ve terör örgütünün karşısındayız ve hep birlikte karşısında durmak zorundayız. Geçmişte askerimize, polisimize, korucularımıza, kamu görevlilerimize ve masum vatandaşlarımıza karşı yapılan terör saldırıları ile Ankara Tren Garı’nda sivil ve savunmasız vatandaşlarımızı hedef alan saldırı arasında bir fark yoktur. Terörün dini, mezhebi, ırkı ve düşüncesi olmaz. Terör, vahşiliktir; terör, caniliktir; zulmün en açık hâlidir terör. Bir yerde bir terör saldırısı varsa bu saldırıyı, zulmü kimin yaptığına bakmadan onun karşısına dikiliriz. Bir yerde bir acı varsa biz o acının sahibi hangi siyasi görüşten, hangi renkten, hangi desenden, hangi tenden olursa olsun ona bakmadan o acıyı en derinden paylaşır, onunla beraber yaşamaya gayret ederiz.
Millet olarak, özellikle de biz siyasiler ve siyasi partiler olarak, sivil toplum kuruluşları ve medya olarak tüm terör saldırıları karşısında aynı duyarlılıkla, aynı samimiyetle, aynı insani ve ahlaki duruşla tavrımızı hep beraber ortaya koyarız ve koymalıyız da.
Kıymetli milletvekilleri, bazı hatiplerin suçlayıcı konuşmalar yaptığına şahit olduk az önce; acıları kategorize ettiğine, örgütlerin korunduğuna, kollandığına ilişkin konuşmalar yaptığına; aslı arkası olmayan şüphelerle bizi, bizleri, hepimizi suçladığına tanık olduk. Grup Başkan Vekilimiz gerekli cevabı verdi.
Kıymetli milletvekilleri, değerlerimizi, canlarımızı kayıp verdiğimiz ve acılar çektiğimiz bu ve benzeri durumlarda göstereceğimiz dayanışma ve kararlılık, teröre vereceğimiz en büyük, en anlamlı karşılık olacaktır. Bu doğrultuda herkesin sorumlu davranmaya, dikkatli konuşmaya ve hareket etmeye ve terörün amaçladığı gibi birbirini suçlayarak ayrıştırmaya değil, terörün karşısında kenetlenerek, birbirine daha da sarılarak terörün sevincini gömmeye tartışmasız gayret etmesi gerekir.
Milletimizin huzurunu, ülkemizin güven ve istikrar ortamını bozmayı amaçlayan hain terör saldırılarında hayatlarını kaybeden asker, polis, memur, zengin, fakir, işçi, esnaf, resmî, sivil, hiçbir şekilde ayırt etmeksizin, kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet ve acılarını paylaştığımız ve ateşin düştüğü yeri yaktığı, belki acılarını onlar kadar anlayamadığımız kederli ailelerine ve sevenlerine saygıyla, aziz milletimize başsağlığı diliyoruz. Birlik ve beraberliğimize, ülkemizin huzuruna kasteden bu ve benzer menfur saldırıları da onları amaçlayanları da bu saldırıları planlayanları da yapanları da ve bu saldırılardan keyif alanların da hepsini en görkemli ifadelerle, en kuvvetli ifadelerle lanetliyoruz. Tüm terör örgütleriyle mücadelemizi daha kapsamlı sürdüreceğimizi ve bu topraklarda terörün hedeflerine ulaşmasına devlet-millet el ele izin vermeyeceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum."
Grup Başkan vekillerinden takdir
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: Sayın Başkan, sayın hatibin açıkçası partisinin genel olarak ortaya koyduğu tavırdan açıkça ayrışan konuşmasını ben takdirle dinledim. Ama şöyle bir şeyi bekleriz: Seneye birlikte gidelim. Biz her sene anmaya gidiyoruz, neden AK PARTİ’den hiç kimse gelmez anlayabilmiş de değilim. Hep birlikte gidelim, 104 kişinin öldüğü yerde, aileler diyor ki: “Birer kişi, ya anası ya babası, o kadara kadar.” Gittiler, o polis memurlarına dediler, buna bile izin verilmiyor. Süleyman Soylu anma bitene kadar telefonlara çıkmıyor, Ankara Valisi, Ankara İl Emniyet Müdürü anma bitene kadar çıkmıyor; sonra dönüp “Hay Allah, meşguldüm, toplantıdaydım.” 5 senedir. Gelin, gelecek sene o ailelerin koluna girelim; gitsinler oraya karanfillerini koysunlar. Her kararın tek bir merciden, tepeden aşağı alındığı ve savunulduğu bir sistemin içindeyiz, ailelere anma yapmaya izin vermeyen bürokrasi emrinizde; atamasını yapıyorsunuz, hem sonra burada bu konuşmayı yapıyorsunuz. İkisinden bir tanesinde yanlış var, tavrınızdan ayrışan budur. Ben konuşmayı takdir ediyorum. Ama bu lafı burada söyleyip de sonra o ailelerin önüne TOMA’ları koyup, patlamanın olduğu yere yaklaştırmamak, o acılı anneleri, acılı eşleri, yetim çocukları itmek kakmak bu konuşmayla bağdaşmıyor. Tavrınızı belirleyin ya o tavrı gelin savunun ya da buradaki gibi davranın Gar’ın önünde.
Turan: Bu ülkede ölen her canın acısı bizim acımız
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: Sayın Başkan az önce usul ekonomisi için uzatmadığım tam da buydu aslında. Biz acıların yarıştırıldığı bir iklimi doğru bulmuyoruz. Ölen her can bizim canımızdır. Bunu vekilimizin konuşmasından yola çıkarak partinin görüşü ayrı vekilin görüşü ayrı tarzı bizim tırnak içerisinde “iç ilişkilerimizi” değerlendiren bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Biz tüm grubumuz olarak, ben Grup Başkan Vekiliyim diyorum ki: Bu ülkede ölen her canın acısı bizim acımız. Daha nasıl söyleyebilirim ama siz bunu çok sığ bir yaklaşımla, çok ucuz bir siyasetle -siz geldiniz biz gelmediniz tarzı- bir sayıya dökerseniz o zaman şunu derler size, “Sizin 120 vekiliniz var 10’u geldi, 110’u karşı mı?” denir bu işe. Böyle bir saçma yaklaşım olabilir mi, Sayın Başkan? Ayrıca her şehidin, her terörden mağdur olanın derdine yetişmek tabii ki mümkün değil. Tabii ki oraya gitmek isteriz, beraber olmak isteriz bunun bir tür cevabı olabilir ama bunu böyle yoklama yapar gibi saymaya kalkarsanız, bir daha söylüyorum. Bu sefer başka cenazelerde başka sayımlar başlar bu hiç bizim istemediğimiz bir tablo olur. 82 milyonun kardeşliğine, beraberliğine daha sakin bir soğuk akılla bakmanın faydalı olacağı kanaatindeyim Sayın Başkanım.
Beştaş: Doğrusu hatibin konuşması takdir edilmeyecek gibi değil
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş: Evet, Doğrusu hatibin konuşması takdir edilmeyecek gibi değil. Ankara Gar katliamı gibi Türkiye'nin en büyük katliamlarından biri -hatta en büyüğü olduğu söyleniyor- bu konudaki takdirimi ifade edeyim. Ama şu çelişkiyi söylememek mümkün değil. Daha üç gün önce bizim parti heyetimizin, partililerimizin de olduğu bir anma programına sert bir müdahale yapıldı ve gözaltılar oldu. Her yıl anma programına saldırı yapılan hatta patlamadan sonra bile gazla müdahale edilen bir katliamdan söz ediyoruz. Yani buradaki konuşmaların gereğinin yapılmadığını gayet iyi biliyoruz. Hatibimiz gayet iyi anlattı yani katliam sanıklarının, şüphelilerinin nasıl aklandığı süreciyle karşı karşıyayız. Sadece Gürcistan’la ilgili -bizim önergemiz de var- 2 defa Gürcistan şüpheliyi Türkiye’ye gönderiyor, Türkiye 2 defa kırmızı bültenle aranan bir şüpheliyi Gürcistan’a iade ediyor. Son olarak şunu da söyleyeyim: 10 Ekimde önceki Başbakan Davutoğlu dışında katliamı kınayan bir iktidar partisi milletvekiline ya da yetkilisine rastlamadım, eğer yanılıyorsam beni düzeltebilirler. Yani sadece kürsüden değil, bu kadar büyük bir katliama dair söz söylediklerini de duymadık, bunu da kayıtlara geçirelim.