BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.869,24
HABER /  GÜNCEL

Meclis, tartışmayla açıldı

Olağanüstü toplanan Meclis Genel Kurul'unun ilk oturumu sıcak tartışmalara sahne oldu. CHP eleştiri oklarına hedef olarak Arınç ve Erdoğan'ı seçti.

Abone ol

Olağanüstü toplanan Meclis Genel Kurul'unun ilk oturumu sıcak tartışmalara sahne oldu. CHP eleştiri oklarına hedef olarak Arınç ve Erdoğan'ı seçti. AK Parti eleştirilere yanıt verdi. Ağar'da iktidar partisine yüklendi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut yönetimindeki Genel Kurul'da AK Parti milletvekillerinin olağanüstü çağrı istemi ve TBMM Başkanlığı'nın çağrı yazıları okunduktan sonra Danışma Kurulu'nun önerisi oylanarak kabul edildi. Karar uyarınca, Adalet Komisyonu'nun 3 yasa tasarısının yürütme ve yürürlük maddeleri üzerindeki müzakereleri yapabilmesi için birleşime saat 13.00'e kadar ara verildi. Ayrıca Genel Kurul, saat 13.00'ten itibaren tasarılar üzerindeki görüşmeler tamamlanıncaya kadar çalışmaya devam edecek. ''CHP'NİN ÇAĞRISI NASIL BUHARLAŞTI?'' Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz alan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın olağanüstü toplantı konusundaki tutumunu eleştirdi. TBMM Genel Kurulu'nun AK Parti milletvekillerinin istemi üzerine toplanya çağrıldığını belirten Anadol, oysa CHP'nin 123 milletvekilinin imzası ile AK Parti'den önce TBMM Başkanlığı'na başvurduğunu anımsattı. ''CHP'nin olağanüstü çağrı metni nasıl buharlaştı, niye yok oldu?'' diye soran Anadol, Anayasa ve İçtüzüğün TBMM Başkanı'na takdir hakkı tanımadığını, CHP'nin çağrısının gereğini yapmasının zorunlu olduğunu kaydetti. Olağanüstü çağrı konusunda iki yanlış yapıldığını bildiren Anadol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM Başkanı Arınç'a, ''Biz sizi dış gelişmelerden haberdar edeceğiz, aman Meclis'i toplamayın'' dediğini savundu. Anadol, Başbakan'ın Brüksel'de AB'nin Genişmeleden Sorumlu Üyesi Günter Verhaugen ile görüştükten sonra TBMM'nin 26 Eylül'te toplanacağını açıkladığını ifade etti. TCK Tasarısı konusunda başından beri AK Parti ile CHP arasında mutabakatın edvam ettiğinin AK Parti yetkilileri tarafından da ifade edildiğini belirten Anadol, ''Sayın Başbakan acaba Türkiye'deki politik gelişmelerin tersine (AB bizim içişlerimize karışmasın) diye gittiği Brüksel'de U virajının verdiği sinirle mi hareket etti de kimseye sormadan Meclis'in 26'ısında toplanacağını Anayasa ve İçtüzük hükümlerini çiğneyerek ilan etti?'' diye konuştu. Anadol, TBMM Başkanı'nın iki partinin yetkililerini çağırıp istişare ederek toplantı tarihini belirlemesinin doğru bir yol olacağını da kaydeden Anadol, ''ancak siyasi nezaket unutularak, Anayasa ve İçtüzük hükümleri görmezden gelinerek CHP'nin önergesinin yok sayıldığını'' söyledi. ''VERHAUGEN KİM?'' DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan da Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde yaptığı konuşmada, TCK Tasarısı'nın bazı hükümlerinin düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını öne sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, ''Biz Türk'üz, burası Türkiye, içişlerimize karıştırmayız'' şeklindeki sözlerini hatırlatan Kandoğan, ''Eğer biz Türk'sek ve burası Türkiye ise Brüksel'de verilen sözler ne?'' diye konuştu. Kandoğan, Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'ın ''AB ne istediyse yaptık'' sözlerini de eleştirerek, ''Başbakanımızın Verhaugen ile bir araya geldiğinde vücut dili uzmanlarının yorum yapmasını isterdim. Hangi ruh hali ve eziklik içinde bir araya gelindi? Verhaugen (Başbakan bana güvence verdi) diyor. Verhaugen kim? Bir Başbakan Verhaugen'e güvence verebilir mi?'' diye konuştu. İKTİDAR'DAN CEVAP AK Parti Grup Başkanvekili Halik İpek de tarihi bir gün yaşandığını ifade ederek, TBMM'de hazırlanan ve bir çok yenilik içeren TCK Tasarısı'nın hiç olmadık yerlere taşındığını söyledi. İpek, bir tek konunun tartışıldığını ve diğer hükümlerin üstünün örtüldüğünü ileri sürerek, şöyle konuştu: ''Tasarının sadece 2 maddesinin geri çekilmesine rağmen, dışarıya ve medyaya (TCK geri çekildi) diye yansıtıldı. TCK Tasarısı istismar edildi. Çok yoğun emek göstererek, Başbakan'ın krizi çözmesinden toplum memnunken, üzülerek görüyorum ki krizin çözülmesinden CHP memnun değil. Ümmet Kandoğan'ın konuşmasından anlaşıldığına göre DYP de memnun değil.'' Daha önce de AB'ye uyum için yasalar çıkarıldığını ve Kandoğan'ın olumlu oy kullandığını kaydeden İpek, Türkiye'nin AB'ye verdiği taaahhütleri yerine getirdiğini, TCK Tasarısı'nın da bunlardan biri olduğunu söyledi. ''BRÜKSEL'E GEREK YOKTU''- DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar da yerinden söz alarak, TCK ile ilgili krizi Meclis'in değil, Hükümet'in yarattığını öne sürdü. Krizin Türkiye'nin içinde, Türk demokrasisinin olgunluğu içinde çözülebilecekken, konunun Brüksel'e götürülmesine gerek olmadığını anlatan Ağar, TCK Tasarısı'nın ve diğer uyum yasalarının Meclis'in ortak iradesi ile ele alındığını ifade ederek, ''Krizi Meclis'te çözmek varken, konunun Brüksel'e götürülmesini milletimiz anlayamamıştır. (Biz Türk'üz. Burası Türkiye) denildiktan sonra konunun Brüksel'e götürülerek milletimize ayıp edilmiştir'' dedi. Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan da Türkiye'nin AB yolunda zaman zaman egemenliğinden fedakarlık edeceğini bildirerek, AB Anayasa'sının hazırlandığını ve bu Anayasa'nın Türkiye'nin de onayına sunulacağını söyledi. Bu açıdan baktıldığında ''AB ne istediyse yaptık'' sözünün yadırganamayacağını kaydeden Toptan, TCK Tasarısı'nın uluslararası sözleşmeler esas alınarak hazırlandığını hatırlattı. ''KRİZİ ÇIKARAN BAŞBAKAN'DIR'' CHP İçel Milletvekili Mustafa Özyürek, krizi Başbakan Erdoğan'ın çıkardığını; TCK Tasarısı'nı zina maddesini ekleyeceklerini açıkladığını, AK Parti yönetici ve milletvekillerinin de bu yönde açıklamaları bulunduğunu anlattı. Özyürek, ''Biz Türk'üz, Türkiye'de bizim dediğimiz olur'' diyen Başbakan'ın, Brüksel'de AB yetkililerinin kesin tavrı karşısında bir dönüş yaptığını savundu. ''Krizi çıkaran Sayın Başbakan'dır, çözmek görevi de AKP Grubu'na düşmektedir'' diyen Özyürek, CHP'nin AB yolunda engel çıkarmama yönündeki tavrına paralel olarak TCK Tasarısı'nın yasalaşması için katkı vermeye devam edeceğeni söyledi.