TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik öngören yasayı aynen kabul etti.
Abone olKanuna göre, Türk vatandaşlarının yabancı bir ülkede, devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya, devletin sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları dışında işlediği diğer suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılması, Adalet Bakanı’nın talebine bağlı olacak. KANUNA AYKIRI EĞİTİM KURUMLARI Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara ve bunları çalıştıranlara üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilecek. TCK’nın 263. maddesindeki hüküm, kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyordu. Madde ayrıca bu yerlerin kapatılmasını da düzenliyordu. Yeni kanunla hapis cezasının üst sınırı üç yıldan bir yıla indirilirken bu yerlerin kapatılmasına ve bu yerlerde öğretmenlik yapanların cezalandırılmasına ilişkin hükümler de metinde yer almadı. Yasa, TCK’nın diğer bazı hükümlerinde de değişiklikler öngörüyor. Buna göre, TCK’nın "kanunun bağlayıcılığı" başlıklı 4. maddesindeki, "ancak sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" fıkrası, metinden çıkarılıyor. TCK’nın "hata"yı düzenleyen 30. maddesine eklenen bir fıkra uyarınca, işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi cezalandırılmayacak. YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ Kanunla, "Yaş küçüklüğü"nü düzenleyen 31. maddenin 2 fıkrası değiştirildi. Buna göre, fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanların, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu olmayacak. Ancak, bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacak. İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde, bu kişiler hakkında; suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 12 yıldan 15 yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 9 yıldan 11 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak. Diğer cezaların yarısı indirilecek ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası 7 yıldan fazla olmayacak. Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında; suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 18 yıldan 24 yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde 12 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak. Diğer cezaların üçte biri indirilecek ve bu halde her fiil için verilecek hapis cezası 12 yıldan fazla olmayacak. ZİNCİRLEME SUÇ TCK’nın "zincirleme suç"u düzenleyen 43. maddesindeki, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bir cezaya hükmedilir, ancak bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır" fıkrasına, "mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır" hükmü ekleniyor. ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI Cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarında, suçun birden fazla işlenmesi durumunda, birden fazla cezaya hükmedilebilecek. TCK’da "Cezanın belirlenmesi" başlıklı 61. maddesine yapılan ilaveyle süreli hapis cezası gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre verilecek ceza 30 yıldan fazla olamayacak. Adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükümlerine göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler gün üzerinden yapılacak. YENİDEN YARGILAMADA ZAMANAŞIMI TCK’nın "Dava zamanaşımı" başlıklı 66. maddesinin 5. fıkrasında yapılan değişiklikle yeniden yargılama durumunda zamanaşımı süresi, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacak. Kanunun "Nitelikli haller" başlıklı 82. maddesine yapılan ilaveyle, kasten adam öldürme suçunun "yakalanmamak" veya "bir suçu işleyememekten duyduğu infialle" işlenmesi durumunda da faillere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanacak. Kanunun 84. maddesinin "İntihar" olan başlığı, "İntihara yönlendirme" olarak değiştiriliyor ve intihara teşvikin basın yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek cezanın artırılmasına yönelik cümle kanundan çıkarılıyor. Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Kanunun "Çocukların cinsel istismarı" başlıklı 103. maddesinde yapılan değişiklikle, istismarın birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi halinde de verilecek cezalar yarı oranında artırılacak. "Cinsel taciz" başlıklı 105. maddede yapılan değişiklikle cinsel tacizin, eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi durumunda verilecek cezalar yarı oranında artırılacak. Bu fiil nedeniyle mağdur işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmışsa, verilecek ceza 1 yıldan az olamayacak. HAKARET Yeni TCK’nın "şantaj" başlıklı 107. maddesine yapılan ilaveyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası uygulanacak. Kanunun "Hakaret" başlıklı 125. maddesi de değiştiriliyor ve "yakıştırmalarda bulunmak" ibaresi metin dışına çıkarılıyor. Hakaretin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde cezanın üçte bir oranında artırılacağına ilişkin hüküm kaldırılıyor. "Malın değerinin az olması" başlıklı 145. maddede, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle suçun işleniş şekli ve özelikleri de göz önünde bulundurularak, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilecek. TCK’da "daha az cezayı gerektiren hal"i düzenleyen 150. maddede, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek cazının üçte birden yarıya kadar "indirileceği" hükmü ise "indirilebileceği’ şeklinde değiştiriliyor. Kanunun "Nitelikli dolandırıcılık" başlıklı 158. maddesinde yapılan değişiklikle bu suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç edilerek kullanılması suretiyle ya da banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi durumunda, hapis cezasının alt sınırı 3 yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacak. ETKİN PİŞMANLIK Kanunun, "Etkin pişmanlık" başlıklı 168. maddesi yeniden düzenliyor. Buna göre, hırsızlık, hileli iflas, mala zara verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve karşılıksız yararlanma suçları tamamlandıktan sonra, fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce failin, azmettirenin veya yardım edenin, bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadar indirime gidilebilecek. Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek ceza kovuşturma başlamadan önce yarısına, kovuşturma başladıktan fakat hüküm verilmeden önce ise üçte birine kadar düşürülecek. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranacak. Kanunun "Ortak hüküm" başlıklı 218. maddesi de değiştiriliyor. Buna göre, kamu barışına karşı suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza, yarı oranında artırılacak. Ancak haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmayacak. Örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişilerin yanı sıra üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişiler de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacak. SAHTE KREDİ KARTI ÜRETENE CEZA Kanunun TCK’da bilişim alanında suçlar bölümünde düzenlenen "Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması" başlıklı 245. maddesi de yeniden düzenlendi. Başkasına ait bir banka veya kredi kartını her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın kullanan veya kullandıran kişiye 3 yıldan 6 yıla kadar hapisin yanı sıra 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Sahte banka ve kredi kartı üretene ceza da ilk kez TCK’ya giriyor. Başkasına ait banka hesabı ile ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretene 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası uygulanacak. Sahte kart veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka kartı veya kredi kartı kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişiye, 4 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasına hükmolunacak. RÜŞVET Kanunun "Rüşvet" başlıklı 252. maddesindeki değişiklikle, yapılanma şekli ve görev alanı ne olursa olsun devletler, hükümetler ve diğer uluslararası kamusal örgütler tarafından kurulan uluslararası örgütlerin görevlilerine doğrudan veya dolaylı yarar vaadi ya da teklifi de rüşvet kapsamına alınıyor. TCK’da "etkin pişmanlığın" düzenlendiği 269. maddeye, basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun, aynı şekilde yayınlanması gerektiği hükmü ekleniyor. Kanunun, "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" başlıklı 288. maddesinden, "suçun basın yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılması" fıkrası çıkarılıyor. TCK’nın, "hükümlü ve tutuklunun kaçması"nı düzenleyen 292. maddesinden, "kısa süreli hapis cezasının özel infaz şekillerinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında 1 aydan 2 aya kadar hapis cezasına hükmolunur, geriye kalan ceza da ayrıca çektirilir" fıkrası da çıkarılıyor. TEMEL MİLLİ YARARLAR "Cumhurbaşkanına hakaret" başlıklı 299. maddede yapılan değişiklikle suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek cezanın üçte bir oranında artırılacağına ilişkin hüküm metinden çıkarıldı. Kanunun 302. maddesinde yapılan değişiklikle, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimsenin, ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması öngörülüyor. "Devlete karşı savaşa tahrik" başlıklı 304. maddede yer alan fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek cezanın üçte bir oranında artırılacağına ilişkin hüküm metinden çıkarılıyor. "Temel milli yararlara karşı hareket"e verilecek suçları düzenleyen 305. maddenin başlığı "Temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama" olarak değiştiriliyor. Temel milli yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle yabancı kişi ve kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa ya da Türkiye’de bulunan yabancıya, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı ceza uygulanacak. Fiilin savaş sırasında işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacak. Yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak için verilmiş veya vaat edilmiş olması halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılacağına ilişkin hüküm de metinden çıkarıldı. İMAR KİRLİLİĞİ TCK’nın "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184. maddesini değiştiren düzenlemeyle, yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su ve telefon bağlantısı yapanlar ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına izin verenlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesine ilişkin hüküm, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış binalar ile ilgili olarak uygulanmayacak. Yapı kullanma izni alınmamış binalara elektrik, su veya gaz bağlantısı yapan ve bu hizmetlerden yararlanılmasına izin verenler için öngörülen altı aydan 2 yıla kadar hapis cezası da 12 Ekim 2004 tarihinden önceki binalar için geçerli olmayacak. GÖRÜŞMELER Genel Kurul’da konuşan CHP’li milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Sezer’in gerekçelerinin haklı ve yerinde olduğunu, yasanın anayasanın birden fazla hükmünü ihlal ettiğini savundular. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, hükümetin radikal İslamcı grupların baskılarına boyun eğdiğini ileri sürdü. İslam ülkeleri arasında en yaşanılası ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Eraslan, din adına birçok istismarcı ortaya çıktığını ve "müritlerim" dediği kişilere "edep yerlerini" gösterenler bulunduğunu söyledi. Bu sözlere AK Parti Çorum Milletvekili Agah Kafkas "Bunun yeri burası mı?" diye tepki gösterdi. Eraslan, "Neden rahatsız oluyorsunuz? Ben sizi uyarmaya çalışıyorum. Bu yaptığınızla din istismarcılarına kapı aralıyorsunuz. Türkiye’nin içinde bulunduğu işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk gibi sorunları çözemedikçe, çiftçiyi, esnafı perişan ettikçe dönüp dönüp din istismarına yöneliyorsunuz" diye konuştu. AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ ise Cumhurbaşkanı Sezer’in yasayı okumadan iade ettiği kuşkusu taşıdığını söyledi. AÇIK OYLAMA Cumhurbaşkanı Sezer’in geri gönderdiği iki madde ile yasanın tümü AK Parti’li milletvekillerinin istemi üzerine açık oya sunuldu. Yasanın tümünün oylamasına 394 milletvekili katıldı. Yasa, 54 red oyuna karşılık 340 oyla kabul edildi. TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, yasanın kabulundan sonra yarın saat 11.00’de toplanmak üzere birleşimi kapattı.