Başbakan, dün akşam TRT1’de yayımlanan “Ulusa Sesleniş”konuşmasında hükümetinin icraatlarını anlattı.
Abone olBaşbakan Erdoğan, bu akşam TRT1’de yayımlanan “Ulusa Sesleniş” konuşmasında yine bir Cuma gecesinde AKP hükümetinin icraatlarını anlattığını ancak zamanın yetmemesi nedeniyle birçok projesinden söz edemediğini söyledi. Erdoğan konuşmasında önümüzdeki dönemde gündemin yolsuzluklara kilitleneceği sinyalini verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, icraatları sırasında “rahatları kaçan, hesapları şaşan, tezgahları bozulan, avantaları kesilen bazı çıkar çevreleri”nin bildik oyunları sahnelemeye başladığını savundu. Erdoğan, Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun elinin kolunun bağlanmaya çalışılmasına karşın, çalışmaların tamamlanmasının ardından, “çevrilen dolapların, üstü örtülen pisliklerin, milleti ele güne muhtaç eden vurgun ve talanların ayan beyan gün ışığına çıkartılacağını” belirtti. Erdoğan, “Bunların hesabı tek tek sorulmaya başlanınca, kimlerin ortalığı neden bulandırmak istedikleri daha iyi anlaşılacak. Ve bakın şimdiden söylüyorum; Ne yaparlarsa yapsınlar, ortalığı karıştırıp, suyu bulandırıp, paçalarını kurtarmak için ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu hesabı mutlaka soracağız” diyerek önümüzdeki dönemde gündemin yolsuzluklara kilitleneceği sinyalini verdi. Başbakan Erdoğan, bu akşam TRT1’de yayımlanan “Ulusa Sesleniş” konuşmasında yine bir Cuma gecesinde AKP hükümetinin icraatlarını anlattığını ancak zamanın yetmemesi nedeniyle birçok projesinden söz edemediğini söyledi. Erdoğan, hükümetin tüm gücüyle halkın iş ve aş sorununu çözmeye çalıştığını, ülkenin kangren olmuş hastalıklarını iyileştirmek için atılması gereken adımları attıklarını, cesur kararları gözlerini kırpmadan aldıklarını anlattı. Erdoğan, Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunun çalışmasını tamamlamasının ardından burada ortaya çıkacak bilgilerin ülke gündemine oturacağının ipuçlarını şöyle verdi: “Ancak rahatları kaçan, hesapları şaşan, tezgahları bozulan, avantaları kesilen bazı çıkar çevreleri, yine o bildiğiniz oyunları sahnelemeye ve Türkiye’de hızla tesis edilmekte olan güven ve istikrar ortamını sabote etmeye yeltendiler. Ama gördüğünüz gibi, artık bu oyunlar tutmuyor. Artık Türkiye’de herkes, neyin ne olduğunu apaçık görüyor. Çok yakında, iyi tarif edilmemiş bir ticari sır kavramıyla veya bazı eski bürokratların bilgi ve belge akışını önleme çabalarıyla önü kesilmek, eli kolu bağlanmak istenmesine rağmen, Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamladığı zaman, çevrilen dolaplar, üstü örtülen pislikler, bu milleti ele güne böylesine muhtaç eden vurgun ve talanlar ayan beyan gün ışığına çıkartılınca ve bunların hesabı tek tek sorulmaya başlanınca, kimlerin ortalığı neden bulandırmak istedikleri daha iyi anlaşılacak. Ve bakın şimdiden söylüyorum; Ne yaparlarsa yapsınlar, ortalığı karıştırıp, suyu bulandırıp, paçalarını kurtarmak için ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu hesabı mutlaka soracağız.” Orman niteliğini kaybetmiş arazilerin satışına değinen Erdoğan, buralara mevzuata aykırı olarak 400 bin yapı, hatta devlet binaları kurulduğunu, altyapı, su, elektrik, doğalgaz hizmetleri götürüldüğünü ve artık buraların yıkılıp, boşaltılamayacağını belirtti. Erdoğan, bu arazilerin satışından 20-25 milyar dolar elde edeceklerini söyledi. Satışla buralarda oturanların yasal sahip haline geleceğini belirten Erdoğan, “Şimdi bunun neresi orman talanı, Bunun neresi orman yağması? Ama işte hepiniz görüyorsunuz, sanki bunları bu kadar açık anlatmamışız gibi, hala birileri kalkıp orman talanından, arazilerin peşkeş çekilmesinden dem vurabiliyorlar. Üstelik şimdi bu yalanlarına bir de kuyruk ekleyip sadece ormanları değil, doğal SİT alanlarını da talana açacağımızı yaymaya çalışıyorlar” diye konuştu. AB’ye üyelik çalışmalarının en öncelikli konularından birisi olduğunu belirten Erdoğan, “Yılların ihmali, yanlış uygulamaları ve hatta söylemeye dilim varmıyor, ama (uyutma politikaları) yüzünden, önce Yunanistan’ın, şimdi de eski Demirperde ülkelerinin gerisine düştüğümüz Avrupa Birliği sürecinde, kırk yıllık bir gecikmeyi telafi edebilmek için nasıl yoğun bir gayret içinde olduğumuzu hem aziz milletimiz, hem de Avrupa Birliği’ndeki muhataplarımız görüyor ve takdir ediyor” dedi. 2003 yılı için belirlenen yüzde 5’lik büyüme, yüzde 20’lik enflasyon hedefine ulaşılmasının hayal olmadığını belirten Erdoğan, “Yeter ki bu huzur, güven ve istikrar ortamının kıymetini bilelim, kendimize güvenelim. Türkiye bugün daha iyi yoldadır, yarın çok daha iyiye gidecektir” dedi. Erdoğan, öğrenci ve velileri ilgilendiren iki projeden de söz ederken, öncelikle 10 bin yoksul öğrenciyi özel okullarda okutmayı planladıklarını söyledi. Erdoğan, gelir düzeyi düşük ailelerin başarılı çocuklarının devlet tarafından özel okullarda okutulacağını anlattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli Eğitim’le ilgili ikinci projemiz de ilköğretim öğrencilerine ücretsiz kitap dağıtılması projesidir. Bu proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığımız 2003-2004 eğitim öğretim döneminden itibaren ilköğretimde okuyan 10 milyon 107 bin 684 öğrenciye bedava ders kitabı verecek. Ücretsiz kitap dağıtımı ile ilgili olarak bakanlıkta şu anda 250 trilyon liralık para bloke edilmiş durumda. Eğitim alanında yaptığımız bir başka düzenlemeyle de okul ve yurt yaptıran müteşebbisler bundan böyle eğitime yapacağı yatırımın tamamını gider gösterebilecek. Okullara ve yurtlara yapılacak her tür ayni ve nakdi yardımlar da bu kapsamda değerlendirilecek. Deprem nedeniyle başta okullar olmak üzere hastane gibi kamu hizmet binalarını tahkim etmek isteyen vatandaşların katkıları da bu kapsamda ele alınacak. Öğretmen açığı bulunan illerdeki eksik kadroları önümüzdeki günlerde açılacak kamu personel sınavı ile telafi etmeyi planlıyoruz ve ağustos ayında da öğretmen atamalarını gerçekleştireceğiz.” Ekonomideki olumlu gelişmeler Erdoğan, güven ve istikrar ortamının daha başında olmalarına karşın, bütün ekonomik göstergelerde çok olumlu bir hareketlenme başladığını kaydetti. Erdoğan, bu olumlu göstergelerden bazılarını karşılaştırmalı rakamlarla özetledi. 2002 yılının ilk üç ayında 56.188 otomobil üretiminin bu yıl 69.277 olduğunu anlatan Erdoğan, 2002’nin ilk çeyreğinde 1.342.582 olan beyaz eşya üretiminin de 1.726.665 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Erdoğan, 2002’nin ilk üç ayında yüzde 4.4 olan imalat sanayii üretimi artış hızının bu yıl yüzde 8.7’ye yükseldiğini bildirdi. Erdoğan, imalat sanayii kapasite kullanım oranlarında da olumlu gelişmeler bulunduğunu da belirtti. Erdoğan “kronik sorun” olan enflasyonun, Irak savaşının yol açtığı belirsizlik ortamı ve petrol fiyatlarındaki yüksek artışa karşın tüketici fiyatları endeksinin yılın ilk dört aylık döneminde, geçen yılki oranın altında, yüzde 10.4 şeklinde gerçekleştiğini söyledi. Yıl sonu için yüzde 20’lik enflasyon hedefi bulunduğunu anımsatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomide güvenin tesis edildiğinin en somut kanıtlarından biri de borçlanma maliyetimizdir. 2002 Ocak-Mayıs döneminde iç borçlanma yıllık bileşik faiz oranı yüzde 66.1 idi. 2003’ün Ocak-Mayıs döneminde bu oran yüzde 55.5’e, 2003 Mayıs’ında yüzde 51’e düşmüştür. Dalgalı Kur Sistemi içinde dolar fiyatı piyasada oluşmaktadır. Ve burada da güven algılaması çok önemlidir. 2001 yıl sonunda bir milyon 439 bin 567 lira olan dolar, 2002 yıl sonunda bir milyon 634 bin 501 liraya çıkmışken, 28 Mayıs 2003’te bir milyon 442 bin 483 lira üzerinden işlem görmüştür. Buna paralel olarak mevduatlarda yabancı paranın payı azalmakta, Türk lirasının payı ise artmaktadır. Krediler içinde dönüşsüz olanların payı da hızla azalmaktadır. Kasım 2002’de kredilerin yüzde 33.3’ü dönüşsüzdü, Mayıs 2003 itibariyle bu oran yüzde 26.1’e düşürüldü. Bütün bu rakamlar da gösteriyor ki yanıbaşımızdaki savaşın olumsuz etkilerine ve istikrar ortamını zedelemeye çalışanların gayretlerine rağmen 2003 yılı için belirlediğimiz yüzde 5’lik büyüme, yüzde 20’lik enflasyon hedefine ulaşmamız hayal değildir. Yeter ki bu huzur, güven ve istikrar ortamının kıymetini bilelim, kendimize güvenelim.”