Hükümet, muhalefet ve yargı organları derken Anayasa Mahkemesi kararına en sert tepki Meclis Başkanı'ndan geldi.
Abone olAnayasa Mahkemesi'nin esasa girerek kısmi iptale karar vermesine en sert tepki mahkemenin Meclis üzerinde vesayet oluşturduğunu savunan Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'den geldi.
Kararın Mevlis iradesinin gaspı olduğunu söyleyen Şahin, "Meclisin milli iradeden aldığı bu yetkisi üzerinde vesayet oluşturabilecek bir anlayış kabul edilemez" dedi.
Şahin kararı yazılı bir açıklama yayınlayarak değerlendirdi. Şahin'in açıklamasından bazı başlıklar şöyle:
VESAYET OLUŞTURACAK ANLAYIŞ KABUL EDİLEMEZ:
Meclisin milli iradeden aldığı bu yetkisi üzerinde vesayet oluşturabilecek bir anlayışı kabul edilemez. Anayasayı değiştirme yetkisi, yalnızca milletin temsilcilerine tanınmıştır. Bu yetki muklak, paylaşılamayan ve devredilemeyen bir yetkidir. Meclisin milli iradeden aldığı bu yetkisi üzerinde vesayet oluşturabilecek bir anlayış kabul edilemez. Ne yürütme organı, ne herhangi bir siyasal parti ve ne de Cumhuriyetimizin herhangi bir kurumu, Anayasa değişikliğini isteme yetkisiyle donatılmamıştır. Bu sadece aziz milletimizin temsilcileri olan milletvekillerine tanınmış bir haktır. Bu yetkinin, dolaylı yollarla kullanılması anlamına gelecek çözüm ve öneriler de, kurucu iktidar yetkisinin mahiyetiyle çatışmaktadır.
DEMOKRASİNİN SINIRLARI ZORLANIYOR:
Demokratik sistem yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında uyumlu ve dengeli bir çalışma usulünü esas alır. Erklerin kendilerine Anayasayla tanımlanan sınırlar içerisinde hareket etmeleri, demokratik sistem açısından zorunludur. Aksi bir durum demokrasinin sınırlarının zorlanmasıdır.
ESASTAN İNCELEME HAKKI YOK:
Mahkemesi, TBMM'nin yasama görevini yaparken kanun, kanun hükmünde kararname, Meclis İçtüzüğü'yle ilgili açılan iptal davalarını esastan ve şekilden, Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Evrensel anayasa hukuku birikimine aykırı olarak Anayasa Mahkememize Anayasa değişikliklerini denetleme noktasında tanınan yetki, sınırlı bir yetkidir. Türkiye tecrübesi onu göstermektedir ki, 1961 yılından bu yana kimi zaman Anayasa değişiklikleriyle sınırlanmasına karşın Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerinin esastan da incelenmesi eğilimini sürdürmektedir. Bu, düz bir Anayasa ihlali değil bundan öte yalnızca milletvekillerine tanınan Anayasa değiştirme yetkisinin bizzat özüne müdahaledir. Anayasa Mahkemesi'nin bu yetki gaspı, siyaset kurumunun ve parlamentonun itibarını zedeleyecek ve demokraside zaafiyet sorunu yaratacaktır.
PARLAMENTO KENDİ HUKUKUNU KORUYACAK:
Parlamentonun itibarını ve halktan alınan temsil yetkisini aşındıracak girişimlere karşı milletvekillerimiz ve parlamentomuz kendi hukukunu koruyacaktır.